Alın teri döken emekçiler sefalet içinde yaşarken, emekçileri temsil eden sarı sendikalar keyif teri dökerek sefa sürüyorlar…
Kamu çalışanlarının hakkı için sahalara inmeyen sendikalarımız var, Sarı Sendikalar olarak tanımlanır çalışanlarca…
İşte, biz de o sendikalara bir soralım o halde; temsil ettiğiniz emekçilerin hakkını gerçekten koruyor musunuz yoksa ölü evinde ağlayıp, düğün evinde oynayarak top mu çeviriyorsunuz?
Şimdi nereden çıktı bu top çevirme diyeceksiniz…
Etkili ve yetkili olduğu iddiasında olan sendika yönetimleri sosyal medya hesaplarında, yeşil sahada işverenle dostluk maçı yaptıklarını duyurmuşlar.
Zorlu mücadelenin kazananı emek ve dayanışma olmuş...
Kimlerin dayanışması bu, sendikal ittifak mı kurdunuz?
İşverenle, işverene yakın sarı sendikaların dayanışması mı?
Ayrıca emek ve emekçiler neyi kazandı?
Emekçiler olarak kazanıyor muyuz yoksa satılıyor muyuz?
Ya da emekçiler olarak sarı sendikalar tarafından kontrol altında mı tutuluyoruz?
Cevabı aranan çok soru olsa da görünen o ki emekçiler ekmek parası için alın teri dökerken, emekçileri temsil ettiğini iddia edenler işveren ile keyif teri atıyor!
Kazanan kim?
Sendika ağaları mı yoksa emekçiler mi?
Bizim etkili ve yetkili sendika gerçeğimiz nedir peki?
Yetkili olduğunu iddia eden sevgili sendika ve etkili olduğunu iddia eden sevgili sendika siz ne yapıyorsunuz?
Öğretmenler okulda velilerden tekme-tokat yerken,bıçaklı-sopalı saldırılara, hakaretlere maruz kalırken, eğitimciyi temsil eden büyük sendikalar işverenle top çeviriyor!
Madem işverenle yeşil sahada top çevirecek kadar dayanışma içindesiniz o halde eğitimcinin, sağlıkçının, polisin, asgari ücretlinin, emeklinin sorunlarını top çevirirken kısık sesle de olsa fısıldasanız, iyi olmaz mı?
Mülakat zulmünün sonlanması gerektiğini fısıldayın…
Emekli ikramiye tutarlarının günümüz koşullarında çerez parası olduğunu, güncellenmeye muhtaç olduğunu fısıldayın…
Emekli maaşlarının ancak ekmek ve et kuyruklarına yettiğini fısıldayın…
Bir miktar öğretmen atamasının, atama bekleyen öğretmenleri üzdüğünü ve ihtiyaç kadar öğretmen atamasının acil ve şart olduğunu fısıldayın…
Memur maaşlarının yoksulluk sınırının altında kaldığını ve enflasyon artışlarının maaşlara aylık yansıtılması gerektiğini fısıldayın…
3600 ek gösterge sözünü fısıldayın…
Yardımcı Hizmetler Sınıfının sorunlarını fısıldayın…
2023 yılı 7. dönem toplu sözleşmede konu edilen memurdisiplin cezası affını fısıldayın…
Vergi dilimi zulmüne bir çözüm fısıldayın…
Öğretmene şiddeti önleyecek yasayı fısıldayın…
Ücreti Öğretmenlik adı altında yapılan emek sömürüsünü fısıldayın…
Seyyanen zamlardan mahrum ettiğiniz emeklilerin çilesini fısıldayın…
Öğretmenlerin mağduriyetini, bir türlü düzenlenemeyen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu, maaş artışı için şart koşulan Kariyer Basamakları Sınavının iptali konusunu fısıldayın…
Öğretmenlerin emeklilikle birlikte gasp edilen Kariyer Tazminatı hakkını fısıldayın…
Gerekirse kulaktan kulağa oynayın ama aidatlarıyla, onlardan aldığınız güçle sürdüğünüz sefanın hakkıyla emekçinin halini fısıldayın, top çevirmeyi bırakın da…
Madem alın terinin kutsallığına inanıyorsunuz, kutsalın hatırına emeğe ve emekçiye saygı duyun…
Temsil ettiğiniz emekçilerin daha iyi yaşam sunabilmeleri için ekonomik ve sosyal haklarını tutup kaldırın, golü emekçilerin kalesine atmayın…
Sahada emekçiler için koşturun, top çevirin, hanenize puan yazılsın.
Aksi takdirde hep maçların sarı formalı oyuncuları olursunuz…
Kadriye Demirel
Eğitimci Yazar