Kadınları, yaptıkları ev işleri ve çocuk bakımı için övmek iltifat değil, ifrattır. Eski ve köklü bir adaletsizliği, bencilce ve gizlice yeniden beslemektir.rnBir erkek, karısına Sen olmasaydın bu evde yaşanmazdı! Sen hepimizin annesisin, hepimizin evisin! dediğinde, onu desteklemiş olmaz. Aksine onun yetkin bir insan oluşunun önündeki asırlık duvara bir taş da kendi eklemiş olur.rnEv işleri, bir kadının meşru hapishanesidir. Ondan kurtulup kitapların, sinema ve toplumsal yaşamın içine giremez. Başka insanlar ve fikirlerle karşılaşma ve kendini bu yolla geliştirme, test etme fırsatını hiç yakalayamaz. Bir zaman sonra ev işleri, kadının bedeni, duruşu, bakışı ve hatta yüz hatları üzerinde kendini göstermeye başlar. İşte o zaman anlarsınız bu ev hanımı diye. Artık ondan ümidi kesebilirsiniz.rnBir ev hanımının insanlığa katkı sunma ümidi hiç mi hiç yoktur. Evlat yetiştirmek meselesi ise zannettiğimiz gibi değildir. Evin içinde, kendini ev işlerine mahkûm eden bir kocanın pek de net görünmeyen ufkuyla sınırlanmış birinin yetiştirdiği bir çocuktan bahsediyoruz. Ahlak toplumda gelişir; ne kadar farklı insan ve durumla karşılaştığınıza bağlı olarak ahlaki tutumunuz yerelleşir veya evrenselleşir. Başkalarıyla test edilmemiş ahlaki ilkeleri çocuklarına öğreten bir kadının rehberliği, çocuk bakımı, ana babaya itaat ve yaşlıya duyulan şefkatle sınırlı kalır... Sanata, bilime, teknoloji ve felsefeye hiç girmeyelim.rn Dişi, erkeğin evidir demiştik Kadın ve Felsefe 'de, erkeğin yaptığı bir evdir bu. Erkeğin egemenliğinin sürüp gitmesi için yapılmıştır. Ev işleri ise düşünmesine ve içinde bulunduğu durumu idrak edemeye fırsat bulamaması için köleye her gün verilen acımasız bir görevdir. Ev işleri, kölesini dünyaya, hayata ve gerçeğe karşı körleştirir.rnBu arada söylemeden geçmeyeyim, körle yatan şaşı kalkarmış. Evli erkeğin evrimine ev hanımlığı eşlik eder.rn rnBir Öneri: Uygulamalı felsefe ve popüler bilim sitesi Sophos Akademi’yi takip edebilirsiniz