İdeolojik hassasiyetlerde soluğu meydanlarda alan ama mevzu “mali haklar” olunca “twit atmak” harici bir eylemde bulunmayan,
Buçuklu zamlara imza atan,
“Bütçeden hakkımızı refahtan payımızı aldık” diye her yere afişler asan,
Meli-dir / malı-dır harici cümle kuramayan,
İstediği zam miktarını telaffuz edemeyen,
Ağzını doldura doldura ZAM diyemeyen,
Talimatsız eylem yapamayan,
Tarihi kazanım diye diye “memuru yoksullaştıran” sendikaları uyarıyoruz.
Kamu otoritesini, devleti temsil eden memurlar, kuşa dönen maaşları ile büyük bir kriz içinde.
Sağlık ve işçi sendikaları yaptıkları eylemler ile bir bir haklarını elde ederken memur sendikaları “twit atmakla” meşgul.
Emlakçısı, ev sahibi, marketi, manavı, ustası neredeyse herkes yapılan zamlar ile yolunu bulurken sabit gelirliler bunlara paralel artmayan maaşları ile ayı kurtarmaya çalışıyor.
Bütün vergiler en az %50 artış ile zamlanırken ile maaşlar yerinde sayıyor.
Memur sendikaları artık lafügüzafı bırakıp sahada olmalıdır.
Çalışanlar yoksulluk sınırının altında maaş alırken son model Mercedes’le toplu sözleşme masasına oturma devri artık tarihin derinliklerine gömülmelidir.
Sendikalar çalışanları zenginleştirmelidir, çalışanlar temsilcilerini değil…
Çalışanlar enflasyon ile boğuşurken refah içinde yaşam süren sendika başkanları çalışanın hakkını/emeğini/hukukunu savunamaz.
Siyasal/ideolojik gayeler uğruna kamu çalışanları mağdur edilmektedir.
Siyasal/ideolojik hesapların olmadığı,
“Çalışanların hakları” hariç gölge gayesi olmayan,
Yepyeni bir oluşuma/harekete ihtiyaç vardır.
Ve elbette sendikaları sendika yapacak üyelere…
Üyeler elini taşın altına koymadan, “başkaları riske girsin ben kazanımlardan nemalanayım”zihniyetini terk etmeden hiçbir şey değişmez/değişemez.
Aksi takdir de kamu çalışanlarını, tahayyül edilenden çok daha kötü süreçler bekliyor…
Eğitimci Yazar Mehmet GÜLER