Son günlerde Diyanet İşleri Başkanlığının Web sitesinde, bülûğ yaşının alt sınırını kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak belirttiği, buna göre bu yaşlarda evlenebileceklerini yazdığı konuşuluyor. Diyanet de biz böyle bir şey demedik diyor. İster desin, ister demesin, Diyanet beni bağlamaz. Son dönemleriyle Diyanet İşleri Başkanlığı bana güven vermiyor, ne dediklerine bakmıyorum, itibar da etmiyorum. İslam'ı doğru dürüst bildikleri de yok. Ancak mesele başka. Buradan hareketle feminist görünen İslam düşmanları hemen atağa geçip İslam’ın ne kadar ilkel ve gerici bir din, kız çocuklarını erken yaşlarda evlenmeye zorlayan baskıcı bir din olduğunu vurgulayıp alabildiğine İslam düşmanlığı yapıyorlar. Hatta bu meseleyi Peygamberimizin eşi Hz. Ayşe’nin 9 yaşında evlendirildiğini ileri sürüp İslam düşmanlıklarını bunun üzerine iyice bina ediyorlar. Öncelikle hemen belirtelim ki merhum Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, bunun tamamen iftira olduğunu Asrısaadet’in Büyük Kadınları adlı eserinin ‘Hz. Âişe’ bahsinde (sayfa: 29-65) ve İslam’da Büyük Günahlar adlı eserinin ‘İftira’ bölümünde ve bir gazete yazısında delilleri ve belgeleriyle incelemiştir. Buna göre Hz. Ayşe, Peygamberimizle evlendiği zaman, 9 yaşında değil, 18 veya 19 yaşındaydı. Hz. Ayşe’ye ve peygamberimize yönelik bu iftira, Batılı ve İsrailli İslam düşmanı oryantalistler tarafından atılmıştır. Sözü Yaşar Nuri Hocaya bırakalım: “Hz. Ayşe’nin doğumu, Hz. Muhammed’e peygamberliğinin bildirilişinden 4 yıl sonra değil, bundan 6 yıl öncedir. Buna göre iftiracılar Hz. Ayşe’nin yaşında, daha baştan on yıllık bir küçültme yapmaktadır.rnKesin olarak bilmekteyiz ki, Hz. Ayşe, peygamberimizin kendisiyle evlenme iradesini ortaya koyduğu tarih, peygamberliğin gelişinden tam on yıl sonradır. Peygamberimiz bu isteğini, Ayşe’nin babası ve peygamberimizin yakın dostu Hz. Ebu Bekir’e açtığı zaman, Ebu Bekir ona şunu söylemiştir: “Ben, Ayşe’yi akrabamdan Mut’ım’in oğlu Cübeyr’e söz verdim. Eğer onlar bu isteklerinden vazgeçerlerse, Ayşe’nin sizinle evlenmesini ancak o zaman düşünebilirim.” Mut’ım ailesi, Müslüman olmamış bir aileydi. Hz. Peygamber’e ve İslam’a karşı idiler. İslam öncesi dönemde kızını istedikleri Ebu Bekir, İslam’ın gelişi üzerine bu dine girmiş, Hz. Muhammed’in yakın dostları arasında yer almıştı.rnPutperest kalmayı sürdüren Mut’ım Ailesi’nin hanımı, oğullarının Müslüman bir kızla evlenmesine karşı çıkıyor, şöyle diyordu: “Bu Müslüman kız evime girerse oğlumu dininde eder. Buna izin veremem.” Hz. Ebu Bekir’in, putperest akrabasına kızını gelin olarak vermeyi kabulünün, Ömer Rıza’nın da belirttiği gibi, onun İslam’a girişinden sonra olabileceğini kabul mümkün değildir. Ebu Bekir gibi bir peygamber dostunun, kızını bir putperest aileye gelin göndermesini düşünemeyiz. O halde, Ayşe ile ilgili verilen evlilik sözü, Ebu Bekir’in Müslümanlığı kabulünden öncedir ve bu da gösterir ki, Ayşe, daha babası Müslümanlığa girmeden, birileri tarafından gelin olarak istenecek bir yaştadır. Ebu Bekir ailesi, putperest akrabalarına İslam öncesi devirde verdikleri sözün geçersiz kılınması için, akrabası Mut’ım’ın bir adım atmasını beklemiştir. Ve o adım, Mut’ım ailesinin hanımı tarafından atılmış, Ayşe’nin serbest kalması bu sayede gerçekleşmiştir.rnKısacası, tarihsel belgeler gösteriyor ki, Hz. Ayşe, Peygamberimiz tarafından eş olarak istendiğinde, en az 14, 15 yaşındadır. Hz. Ayşe’nin Peygamberimizle nikâhlanması, Peygamberimiz tarafından istenmesinden üç yıl sonradır. Bu noktada ittifak var.rnO halde, Ayşe’nin, Peygamber evine eş olarak girdiği sırada 18-19 yaşlarında olması gerekiyor. Gerçek budur. Bunun aksi iddia ise Arap-Emevî kodamanlarıyla İslam düşmanı Batılı oryantalistlerin yalanlarıdır.”