ENAG, Mart ayı enflasyonunu yüzde 3,91; yıllık enflasyonu ise yüzde 75,20 olarak açıklarken, her zaman olduğu gibi TÜİK, Mart ayı enflasyonunu yüzde 2,46; yıllık enflasyonu ise yüzde 38,10 olarak açıkladı. ENAG ile TÜİK arasında aylık yüzde 1,45, yıllık yüzde 37,1 oranında fark oluştu.
Ülkemizde son günlerde yaşanan siyasi olaylar, bilindiği üzere, dövizde ciddi bir artışa neden oldu. Bu artış, başta gıda olmak üzere tüm hizmet ve ürünlerde doğal olarak fiyat artışlarını beraberinde getirdi. Gelişen olayları dikkate aldığımızda, ülkemizde siyasi çalkantıların devam edeceğini öngörmek hiç de zor değildir. Gönül isterdi ki, aklıselim galip gelsin, ülkemizde her alanda huzur olsun; ancak durum maalesef böyle değildir. Herkes kendi siyasi kalesini korurken, doğrular anlamını yitiriyor. Dolayısıyla bu olumsuz siyasi gelişmeler, doğrudan ekonomik hayatımızı da olumsuz yönde etkiliyor.
Başta emeklilerimiz ve memurlarımız olmak üzere, tüm dar ve sabit gelirli vatandaşlarımız için zaten zor olan hayat, içinden çıkılamaz bir hal almış durumda. Tüm bunlar yaşanırken, iktidarın dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızı bir nebze de olsa rahatlatacak hiçbir adım atmadığı, adeta halkı unuttuğu da bir gerçektir. İçinde bulunduğumuz siyasi kaos, beraberinde ekonomik kaosa dönüşmüş durumdadır.
ALIM GÜVÜ HER GÜN DEĞİL, HER DAKİKA DÜŞÜYOR
Alım gücü her gün değil, her dakika düşen memur, emekli ve tüm dar gelirli vatandaşlarımız için acil tedbirler hayata geçirilmelidir. Refah payı düzenlemesi sistem haline getirilirken, ek zam mutlaka yapılmalı; enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar 6 aylık zam yerine, aylık ya da en azından 3’er aylık dönemlerle zam yapılmalıdır.
Ocak 2025 itibarıyla verilen yüzde 6’lık sefalet zammı eriyerek, memur ve emekliler için daha şimdiden yüzde 3,8 oranında enflasyon farkı oluşmuş durumdadır. Üç ayda meydana gelen bu ekonomik kara tablo, iktidarın enflasyon politikasını iflasa sürüklemiş, Sayın Mehmet Şimşek’in iyimser bakış açısını da yerle bir etmiştir.
Hür-Sen olarak, iktidarın yüzünü memur, emekli başta olmak üzere halka dönmesini; siyasi olumsuzluklara sebep olacak tavır ve davranışlardan uzak durmasını istiyoruz. Hukuk, adalet ve demokrasi ile ekonomi arasında güçlü bir ilişki vardır. Bunları göz ardı ederek devlet yönetmek mümkün değildir.
Sarı sendikalara ise hiçbir şey demeyeceğim. Çünkü onlar UMUTSUZ VAKA! Ne kadar uyarsak, ne kadar eleştirsek de, iradesi olmayan yapılardan beklenen asgari tepkileri bile görmek mümkün değildir. Asıl olan, tüm kamu çalışanlarının, kendileri ve çocuklarının istikbali için sorumluluk bilinciyle hareket etmesidir. O gün yakındır.
