Okullar yangın yerine döndü. CİMER, Valilik, Kaymakamlık, Bakanlık ve Milli Eğitim Müdürlüklerine okullarla ilgili şikâyet yağıyor. Öğretmenler okul yöneticilerinden, okul yöneticileri öğretmenlerden, öğrenci velileri hem idarecilerden hem öğretmenlerden şikâyetçi. İncir çekirdeğini doldurmayacak olaylar bile şikâyet konusuna dönüştürülüyor. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Herkes birbirini şikâyet ediyor. Bu yüzden okullarda her yıl binlerce inceleme soruşturma yapılıyor.


Bu şikâyetler nedeniyle okullardaki hava (örgüt iklimi) iyice bozuldu. Öğretmenler, idareciler okula mutsuz gidiyor. Kendilerini işlerine veremiyorlar. Öğretmenlerin birlik bütünlük içinde samimi bir şekilde, ekip olarak hareket ettiği, kendilerini işlerine verdiği, yuva sıcaklığındaki okul sayısı çok azaldı.
Geçmişte de elbette okullarda sorunlar yaşanıyordu ancak, veli öğretmen ve idare arasındaki ufak tefek sorunlar okulda kendi aralarında çözüme kavuşturuluyor, şikâyete gerek kalmıyordu. İyi bir müdür, öğretmeni şikâyete gelen veliyi yatıştırıyor, öğretmenle görüşüyor, onları uzlaştırıyor ve sorunu büyümeden çözüyordu. Öğretmenler yöneticilere saygı duyuyor, yaşanan sorunlar konuşularak hallediliyordu. Öğretmenler kendi aralarında da uyumlu idiler.
Günümüzde veliler öğretmene saygı duymuyor. Velilerin şikâyetleri akıl almaz boyutlara ulaştı. Her şey artık çocukların psikolojisini bozar hale geldi. Bir grup veli diyerek okul yönetimini, öğretmeni şikâyet etmek moda oldu.
Yöneticiler, istemedikleri öğretmenleri okuldan uzaklaştırabilmek için türlü bahaneler arıyor. Beş dakika geç kalışı, toplantıda yapılan bir eleştiriyi, zamanında yapılamayan bir çalışmayı hemen soruşturma açılması için üst makamlara yazıyor.
Öğretmenler yöneticilere saygı duymuyor, şikâyet etmek için onların açıklarını arıyor. En küçük şeylerin adı “mobbing” oldu. Öğretmenler kendi aralarında da sürekli çatışma halindeler. Ders yükünden, nöbet görevine; boş gün bırakmaktan, kurs görevine her şey kıyaslanıp huzursuzluk çıkartılıyor.
Okullardaki bu çatışma ortamında eğitimcilerin eğitim öğretim işlerine odaklanması imkansızlaşıyor. Okul yönetimiyle, veliyle veya diğer meslektaşlarıyla çatışma halindeki öğretmenin durumu vahim. Bakanlığın yaptığı çalışmalar, değişim ve dönüşüm çalışmaları çoğunluğun umurunda değil.
Bakanlığımızın eğitim sistemini yeniden kurgulamaya yönelik çalışmaları sürüyor yalnız tüm bu değişimi okullarda sağlayabilmek için öncelikle okullardaki örgüt ikliminin düzeltilmesi gerekli. Kısaca, öğretmenler odasını düzenlemeden önce oradaki yangını söndürmemiz lazım.
Okullardaki örgüt ikliminin düzeltilmesi için aşağıdaki çalışmalar yapılabilir.
Okul yöneticilerinin seçiminde sosyal yönü ve iletişim becerileri güçlü yöneticiler görevlendirmeye özen gösterilmelidir. Mevcut yöneticiler izlenmeli, gerekli görülenlere eğitim verilmeli, tüm çabalara rağmen olumsuz tutumları değişmeyen yöneticilerin görevi uzatılmamalıdır.
Şikâyet öncesi veli bilgilendirme sistemi getirilmelidir. Okullara ilişkin şikâyetlerin bir kısmının mevzuat gereği yapılan uygulamalar olduğu ancak velilerin bunu bilmemesi nedeniyle yersiz şikâyetlerde bulundukları bilinmektedir. Bu durum dikkate alınarak şikâyette bulunmadan önce velilerin bilgi edinebilecekleri bir sistem kurulmalıdır. Böylece yersiz şikâyetlerin önüne geçilmelidir.
İsimsiz, imzasız şikâyetler soruşturmaya çevrildiğinde sonucunda hiçbir şey çıkmasa bile soruşturma geçiren okulun iklimi olumsuz etkilemektedir. Bilgi ve belgeye dayalı olmayan isimsiz, imzasız başvurular soruşturma konusuna çevrilmemelidir.
Uzlaştırma sistemi oluşturulmalıdır. Şikâyetlerin birçoğunun anlık öfke ile yapıldığı, basit bir yanlış anlaşılma veya iletişim kuramamadan kaynaklı olduğu görülmektedir. Şikâyet hakkında hemen soruşturma başlatmak yerine önce bir uzlaştırma çalışması yapmak daha faydalı olacaktır. Böylece birçok şikâyet soruşturma aşamasına geçmeden çözülecektir. Uzlaştırma işini yapacak kişilerin maarif müfettişleri, il, ilçe milli eğitim müdürlüğü yöneticileri, eğitim uzmanları, araştırmacılar arasından iletişim becerileri kuvvetli, tecrübeli, saygın kişilerden seçilmesi faydalı olacaktır.
Asılsız şikâyetler sonucunda iftiraya maruz kalan yönetici ve öğretmenler olmaktadır. Bu durumda haksız yere şikâyette bulunan ve iftira atan şahıslar hakkında 657 Sayılı Yasa’nın 25. maddesi gereğince kamu davası açılmalıdır. Bu durum kamuoyu ile paylaşılmalı böylece asılsız şikâyetlerin önüne geçilmelidir.
Okullarda müfettişlerin rehberlik çalışmalarına başlaması sağlanmalıdır. Rehberlik çalışması yapılırken okul çalışanları arasındaki iletişim irdelenmeli ve birçok sorun daha büyümeden önlenmelidir.


Son sözüm. Bir yerde yangın çıkıncaya kadar bekleyip söndürmeye çalışmak yerine duman ilk görüldüğünde müdahale edilmeli ve yangın çıkmasına fırsat verilmemelidir.