İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Lafa gelince Atatürk konusunda mangalda kül bırakmayanların çürümeye terk ettiği Savarona yatına sahip çıkan yine biz olduk. Aynı durum pek çok tarihi eser, yapı ve obje için de geçerlidir." dedi.

Milli Saraylar Başkanlığı tarafından restorasyon, peyzaj ve iyileştirme çalışmaları tamamlanan Beşiktaş'taki Yıldız Sarayı'nın açılış töreninde konuşan Erdoğan, burasının Topkapı Sarayı ve Dolmabahçe'den sonra payitahtın idari merkezi olarak kullanılan İstanbul'daki üçüncü merkezi olduğunu söyledi.

Sarayın ayırıcı vasfının yönetim merkezi olarak kullanılması olduğunu kaydeden Erdoğan, "Mimari açıdan Yıldız Sarayı çağdaşı olan yapılardan ayrı özellikleri taşır. Sahil saraylarından farklı olarak burası 'şehir içinde şehir' diyebileceğimiz özgün bir mimariye sahiptir. Marangozhaneleri, mutfakları, ahırları, eczanesi, fabrikaları, savunma birimleri, resmi daireleri, sebze ve meyve bahçeleri, kütüphanesi, müzesi, silahhanesi ve tiyatrosuyla Yıldız Sarayı alışılagelmiş saraylardan ziyade, kendi kendine yeter bir şehri andırır." diye konuştu.

Sultan 2. Abdülhamid döneminde sarayda ve mücavirinde sultanın aile efradıyla birlikte toplam 12 bin kişinin yaşadığının rivayet edildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Zarafeti, sadeliği, tabiatla uyumu, birbirinden ayrı köşklerden oluşan mimarisi ve Türk saray bahçeleri geleneğinin son örneği olan Has Bahçesi'yle Yıldız Sarayı gerçekten nadide bir eserdir." ifadelerini kullandı.

Bu sarayın milli mücadele tarihinde de özel bir yeri bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Gazi Mustafa Kemal, Bandırma Vapuru'yla yola çıkmadan bir gün önce buraya gelmiş ve Sultan Vahdettin'le görüşmüştür. Gazi Mustafa Kemal, o tarihi görüşmeyi şöyle anlatır: 'Yıldız Sarayı'nın ufak bir salonunda Vahdettin'le adeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. Salonun Boğaziçi'ne doğru açılan penceresinden gördüğümüz manzara şu; birbirine paralel hatlar üzerine düşman zırhlıları bordalarındaki toplar sanki Yıldız Sarayı'na doğrulmuş. Vahdettin hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı. 'Paşa paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir ve tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa paşa, devleti kurtarabilirsin.' Bunun üzerine Gazi Mustafa Kemal, Sultan Vahdettin'e şu cevabı verir; 'Merak buyurmayın efendimiz, noktainazarı şahanenizi anladım. İrade-i seniyyeniz olursa hemen hareket edeceğim.' 'Muvaffak ol' hitabına mazhar olduktan sonra huzurdan çıktım, ayaklarımızın patırtısını işittirmeden saraydan uzaklaştık.'"

Hazine değerindeki eserlerinin kıymetini çok iyi bilemeyen bir millet olduklarını söyleyen Erdoğan, "Kimi ülkeler 100-150 yıllık tarihi varlıklarına büyük özen gösterirken geçmişi çok daha eski, nice kültür varlığımıza sahip çıkamadık. Özellikle tarihimizin bir dönemine damgasını vuran reddimiras anlayışı bizlere gerçekten çok ağır bedeller ödetti." dedi.

Bu zihniyetin gadrine uğrayan sembollerden birinin Yıldız Sarayı olduğunu, gerilik numunesi görülen ecdat yadigarı pek çok kültür varlığı gibi burasının da yıllarca ihmal edildiğini, örselendiğini, hoyratça kullanıldığını kaydeden Erdoğan, saray külliyesini oluşturan binaların çoğunun adeta talan edildiğini, bunlarla birlikte yakın tarihe ışık tutacak olan birçok eser obje ile eşyanın da ya yakıldığını ya kırılıp döküldüğünü ya da haraç mezat satıldığını bildirdi.

- "Titiz bir çalışmayla Savarona'yı restore ettirdik"

Bosna Hersek'te "Geleneksel Türk İslam Cilt Sanatı Sergisi" açıldı Bosna Hersek'te "Geleneksel Türk İslam Cilt Sanatı Sergisi" açıldı

Erdoğan, 1920'li yılların sonunda Merasim Köşkü'nün bir süre kumarhane olarak işletilmesinin, sarayın maruz kaldığı hoyratlığın örneklerinden biri olduğuna işaret ederek, zamanın belediye yetkililerince sırf turistlerin ilgisine mazhar olabilmek adına "Yıldız Gazinoları" projesinin hayata geçirildiğini anlattı.

İtalyan bir şirket tarafından işletilen kumarhanenin bir yıl sonra kapatıldığını dile getiren Erdoğan, "Sadece Yıldız Sarayı değil, milletimizin tarihinde ve hafızasında iz bırakan birçok obje de bu kadirbilmezlikten payını aldı. Gazi Mustafa Kemal'in ömrünün son aylarını geçirdiği Savarona yatının hangi skandallarla gündeme geldiğini hepimiz hatırlıyoruz. Gazetelere de yansıyan ahlaksızlık hadisesinden sonra süratle harekete geçtik ve Savarona yatını devraldık. Titiz bir çalışmayla Savarona'yı restore ettirdik ve kısa bir süre sonra inşallah restorasyonu bitiyor. Ardından olması gerektiği şekilde misafir devlet ve hükümet başkanlarını ağırlamak için inşallah kullanmaya başlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Bunu bile eleştirenlerin ve akla hayale gelmedik iddialarda bulunanların çıktığını kaydeden Erdoğan, "Oysa lafa gelince Atatürk konusunda mangalda kül bırakmayanların çürümeye terk ettiği Savarona yatına sahip çıkan yine biz olduk. Aynı durum pek çok tarihi eser, yapı ve obje için de geçerlidir. Birileri Cumhuriyet'in arkasına saklanıp Osmanlı karşıtlığı yaparken biz hiçbir zaman ayrım gözetmeden tarihimizin tüm dönemlerini kucakladık." dedi.

"Tarihe vefa geçmişe saygı anlayışıyla ülkemiz ve yurt dışındaki ecdat yadigarı eserlerimizi yeniden ayağa kaldırdık." diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla 2002'den bu yana yaklaşık 6 bin vakıf kültür varlığının restorasyonunu veya onarımını gerçekleştirdik. TİKA aracılığıyla gönül coğrafyamızın dört bir ucunda 120'nin üzerinde restorasyon çalışması yaptık. Milli Saraylar Başkanlığımız öncülüğünde de birçok başarılı proje yürüttük. Beykoz Cam ve Billur Müzesi'nden Ankara Palas Müzesi'ne, Topkapı Sarayı'nda uzun yıllar kapalı kalmış 'Uzun Hazine Koleksiyonu', 'Kaftanlar Koleksiyonu', 'Hat Eserleri Koleksiyonu' ve Mecidiye Köşkü ile Mukaddes Emanetler Dairesi'ne varıncaya kadar birçok eseri ihya ettik."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mazinin, aklının, ruhunun, estetik zevkinin nakşolduğu her bir değerin, milletin ezelden ebede uzanan yolculuğunun kilometre taşları olduğunu, restore edilen camileri, köprüleri, çeşmeleri, hanları, türbeleri, medeniyetin konuşan, yaşayan canlı hafızaları olarak gördüklerini dile getirdi.

- "Edirne Sarayı'yla ilgili restorasyon çalışmalarımız devam ediyor"

Bütün bu yenileme çalışmalarını kökleriyle bağları güçlendirme çerçevesinde değerlendirdiklerini, bu yüzden de çok çok önemsediklerini vurgulayan Erdoğan, "Yıldız Sarayı'nı yeniden ayağa kaldırmak suretiyle de bunu yaptık. Hafıza mekanlarımızdan bir tanesini daha halkımızın istifadesine sunduk. Sarayın sadece taşlarını, duvarlarını, kaldırımlarını, mobilyalarını aslına rücu ettirmedik, burayı aynı zamanda asli kimliğine uygun olarak kullandık. Cumhurbaşkanlığımız döneminde onlarca görüşmeyi, kabulü, zirveyi burada düzenledik. Birçok çalışmamızı burada yaparak aslında bu tarihi mekanı tekrar hayata döndürdük. Yaklaşık 6 yıllık çalışmalarımız neticesinde Yıldız Sarayı, milletimizin her bir ferdinin gururla gezebileceği, gençlerimizin tarihimizin çok önemli bir bölümünü bizzat teneffüs edebileceği muhteşem bir müze olarak hizmet vermeye hazır hale geldi." diye konuştu.

Milli Sarayları millete açma hamlelerinin en önemli halkasının Yıldız Sarayı'nı halkla buluşturmak olduğunu dile getiren Erdoğan, bir diğer kaderine terk edilmiş tarihi eser olan Edirne Sarayı'yla ilgili restorasyon çalışmalarının devam ettiğini, orayı da tamamlayıp, ülkeye kazandıracaklarını, bundan sonra da ecdadın emanetlerine sahip çıkmayı sürdüreceklerini bildirdi.

Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı" hedeflerine adım adım ilerlerken ecdadın mirasını koruyacaklarını, ayaklarını binlerce yıllık medeniyet temellerine sağlam basacaklarını, 21. yüzyılı Allah'ın izniyle "Türkiye'nin Yüzyılı" yapacaklarını kaydetti.

Sultan 2. Abdülhamid Han'ı ve kahraman ecdatları rahmetle yad eden Erdoğan, restorasyonda emeği olan herkesi tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vesileyle inşallah bugünden itibaren halkımıza açtığımız bu mekanı, önümüzdeki ayın sonuna kadar, bu ay dahil, önümüzdeki ayın da sonuna kadar, ücretsiz olarak ziyarete açmış olacağız. Hayırlı olsun. Rabb'im milletimize, emanetine gözleriyle gezerek, görerek sahip çıkmayı da nasip etsin." dedi.

- Dualarla hizmete açıldı

Konuşmanın ardından İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş katılımcılara dua ettirdi.

Erdoğan, duanın ardından, "Sadece pazartesi günleri ziyarete kapalı olacak ama bunun dışında sürekli halkımızın ziyaretine açık olacak." bilgisini verdi.

Büyük Çamlıca Camisi İmam Hatibi İshak Danış'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programa, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç, İstanbul Valisi Davut Gül, AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay ve eşi Hümeyra Şahin Oktay, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, Milli Saraylar Başkanı Yasin Yıldız, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, yazar İskender Pala, Sadettin Ökten, Orhan Gencebay ve bazı davetliler katıldı.

Törende Yıldız, Erdoğan'a Yıldız Sarayı'nda yer alan vazonun replikasını hediye etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra katılımcılarla açılış kurdelesini kesip, açılışı yapılan alanları gezdi.

(Bitti)

Kaynak: aa