Katledilmesinden uzun süre sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın Adli tıpta yapılan DNA araştırmalarının sonucu belli oldu.
Diyarbakır’da Kaybolan Narin Güran’ın Cesedinde Üçüncü Kişilere Ait Bulgulara Rastlanmadı
Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’a ilişkin hazırlanan Adli Tıp raporu, soruşturmanın seyrine yeni bir boyut kazandırdı. Diyarbakır Adli Tıp Kurumu tarafından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen raporda, Güran’ın bedeni üzerinde yapılan detaylı incelemelerde üçüncü bir kişiye ait herhangi bir bulguya rastlanmadığı belirtildi. Narin Güran’ın cesedinin 19 gün boyunca su altında kalmasının bu bulguların tespit edilmesini zorlaştırdığı kaydedildi. Olayla ilgili açıklamalarda bulunan yetkililer, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanacak olan ölüm sebebine ilişkin nihai raporun henüz tamamlanmadığını ifade ettiler.
Olayın Arka Planı
Diyarbakır’da yaşayan 8 yaşındaki Narin Güran, kaybolmasının ardından ailesi tarafından her yerde aranmış, fakat maalesef 19 gün sonra bir su birikintisinde cansız bedenine ulaşılmıştı. Bu trajik olay, ülke genelinde büyük bir infial yaratmış, Güran’ın ölümünün ardındaki sebeplerin aydınlatılması için kapsamlı bir soruşturma başlatılmıştı. Olay sonrası Narin Güran’ın cesedi, otopsi yapılmak üzere Diyarbakır Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Burada yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan rapor, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına iletildi.
Raporda Neler Yer Aldı?
Diyarbakır Adli Tıp Kurumunun hazırladığı rapor, soruşturmanın seyrine ışık tutacak nitelikte. Raporda, Narin Güran’ın bedeni üzerinde üçüncü kişilere ait herhangi bir DNA bulgusuna rastlanmadığı vurgulandı. Bu bulgu, olayın tek kişi tarafından mı işlendiği yoksa üçüncü kişilerin olayda bir rolü olup olmadığına dair soru işaretlerini gündeme getirdi.
Ancak raporun önemli bir detayı, cesedin 19 gün boyunca kirli su içerisinde kalmış olması nedeniyle üçüncü kişilere ait olabilecek bulguların yok olma ihtimali. Halk TV muhabiri Ferit Demir, bu duruma dikkat çekerek, Narin’in cesedinin sudan çıkarılmasının ardından deforme olma ve çürüme gibi süreçlerin bulguların kaybolmasına neden olabileceğini ifade etti. Demir, ceset su dışında bulunsaydı, delillerin daha uzun süre korunabileceğini ve tespit edilmesinin daha kolay olacağını belirtti.
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren’in Açıklamaları
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, raporun yalnızca üçüncü şahıslara ait DNA örneğiyle ilgili olduğunun altını çizdi. Eren, “Bu rapor, Narin’in bedeni ve bedenin içerisinde bulunduğu torbadan alınan numunelerde üçüncü kişilere ait herhangi bir DNA örneği bulunmadığına ilişkin bir rapor. Fakat bu rapor, ölüm sebebine ilişkin bir tespit içermez. Bazı sosyal medya hesaplarında yanlış algılara sebebiyet verebilecek yorumlar yapıldı. Bu rapor, sadece üçüncü şahıslara ait DNA örneği olup olmadığına dair bir rapor” ifadelerini kullandı.
Eren, cesedin uzun süre su altında kalmasının DNA tespitini zorlaştırdığına dikkat çekerek, “19 gün gibi uzun bir süre boyunca su altında kalmış olması, delillerin tespiti açısından ciddi zorluklar doğuruyor. Daha doğrusu, bir numune varsa bu süreç içerisinde o numunenin tespit edilmesi oldukça zorlaştı ve gelen rapor da bunu doğruluyor” dedi.
İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun Raporu Bekleniyor
Narin Güran’ın ölüm sebebinin aydınlatılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanacak olan raporun halen gelmediğini belirten Eren, bu raporun sürecin en önemli aşamalarından biri olduğunu söyledi. Eren, “Şu an Diyarbakır Adli Tıp Kurumundan gelen rapor sadece DNA örneklerine ilişkin bir tespit içeriyor. Ölüm sebebi ve diğer detaylar, İstanbul Adli Tıp Kurumunun hazırlayacağı nihai raporla belirlenecek. Henüz bu raporun tamamlanmamış olması, bazı sosyal medya hesaplarında yanlış yorumlara sebep olmuş. Ölüm sebebine dair henüz net bir bulguya ulaşılamadığı iddiaları var, ancak bunlar gerçeği yansıtmıyor” diyerek kamuoyunu bilgilendirdi.
Narin Güran’ın Ölüm Sebebine İlişkin Belirsizlik Sürüyor
Narin Güran’ın kaybolması ve ardından bulunan cesedinin durumu, toplumda büyük bir merak ve kaygı uyandırmış durumda. Henüz ölüm sebebinin kesin olarak belirlenmemiş olması ve ceset üzerinde üçüncü kişilere ait DNA bulgularının tespit edilememesi, olayın gizemini korumasına neden oluyor. Uzmanlar, cesedin uzun süre su altında kalmasının delillerin tespitini zorlaştırdığı konusunda hemfikir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanacak olan raporun, Güran’ın ölüm sebebini aydınlatması ve soruşturmanın seyrine netlik kazandırması bekleniyor. Ancak o zamana kadar, Narin Güran’ın ölümü üzerindeki sis perdesi aralanmış değil. Adli süreç devam ederken, kamuoyu da gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyor.