ERZURUM (AA) - Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Bize 'Türkiye'ye özgü bir model olur mu?' diyen muhalefet, bana 'Finlandiya modeli, Singapur modeli ya da Güney Kore modeli' diyor. Ben şu soruyu soruyorum. Türkiye'de 1 milyon 200 bin öğretmen, 200 bin akademisyen, bahsi geçen ülkelerdeki kendilerine özgü ürettikleri modeli üretemeyecek kadar yeteneksiz midir? Bana bu sorunun cevabını vermeleri lazım." dedi.

Beylikdüzü'nde tır garajında yangın çıktı Beylikdüzü'nde tır garajında yangın çıktı

Bakan Tekin, Erzurum'da Atatürk Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli üzerine uzun yılladır çalışıldığını söyledi.

Zeminini milli değerler ve bilimsel gelişmelerin oluşturduğu bu yeni eğitim modeliyle ilgili bazı ideolojik grupların bilimsel olmayan eleştirileri ile karşı karşıya olduklarını ifade eden Tekin, şöyle konuştu:

"Şu eleştiriyi yapıyorlar. Türkiye'ye özgü bir model olur mu? Ben de cevap olarak diyorum ki 1 milyon 200 bin öğretmenimiz, üniversitelerimizde çalışan 200 bin akademisyenimiz var. Bize 'Türkiye'ye özgü bir model olur mu?' diyen muhalefet, bana 'Finlandiya modeli, Singapur modeli ya da Güney Kore modeli' diyor. Ben şu soruyu soruyorum. Türkiye'de 1 milyon 200 bin öğretmen, 200 bin akademisyen, bahsi geçen ülkelerdeki kendilerine özgü ürettikleri modeli üretemeyecek kadar yeteneksiz midir? Bana bu sorunun cevabını vermeleri lazım. Ben diyorum ki Anadolu irfanı, Anadolu'nun entelektüel birikimi, kendine has bir model üretebilir. Muhalefet de diyor ki bu toplum, bunu üretebilecek kapasiteye sahip değildir. Aramızdaki ana fark, ideolojik ve sınıfsal bir referanstan besleniyor. Ben buradan bu eleştiriyi yönetenlere karşı çıkıyorum, diyorum ki ben içinden çıktığım coğrafyanın ve sahip olduğumuz binlerce yıllık devlet geleneğinin bunu üretebileceğine, bunu ürettikten sonra uyulabileceğine inanıyorum. Sorgusuz sualsiz herhangi bir ülkenin modelini transfer etme fikrini de açık söyleyeyim, çok iyi niyetli okumuyorum. Burada daha ağır ifadeler kullanmayayım. Bu kadar aşırı hayranlık, başka ülkelere yönelik hayranlık, bir ülkenin egemenlik felsefesi açısından da tartışılması gereken bir noktadır ve bunu bu açıdan değerlendiriyorum."

- "Selçuklu da bizimdir, Osmanlı da bizimdir, Cumhuriyet de bizimdir"

Müfredatta çocuklara, konunun tarihin başlangıcından itibaren bir bütünlük içinde verilmesini istediğini dile getiren Tekin, "Yani Selçuklu da bizimdir, Osmanlı da bizimdir, Cumhuriyet de bizimdir. Biz şunu yapmak zorunda değiliz. Cumhuriyet'i seven insanlar, Osmanlıya karşı olacaklar, Osmanlıyı sevenler, otomatikman Cumhuriyet karşıtıdır. Bunun, bu ülkenin birliğine, beraberliğine atılmış en büyük fitne tohumlarından bir tanesi olduğunu düşünüyorum." dedi.

Yeni modelde, kitaplarda bazı ifadelerin değiştirildiğine de işaret eden Tekin, "Emperyal kurgu ile sistemimize girmiş pedagojik açıdan da bilimsel açıdan da doğruluğu tartışmalı bazı kavramları değiştirdik. Mesela tehcir ifadesi geçiyor bizim tarih kitaplarımızda. Tehcir ne demek, tehcir zorla göç ettirme. Şimdi yaşanan olayları tehcir olarak ifade ettiğinizde, zihinsel olarak küçücük çocuğu, orta okul, lise çağındaki çocuk, otomatikman burada sanki hukuksuz bir süreç yürütülmüş gibi algılayacak. Halbuki bunu diyeceğimize, o süreçte yasal düzenleme olarak yasal düzenlemedeki ifadeyi kullansak, çünkü kanunun adı Sevk ve İskan Kanunu. O kadar fark var ki arasında. Bunu kullanmamızdan niye rahatsız oluyorlar." diye konuştu.

- " Müfredata 'mavi vatan', 'gök vatan' ifadelerini koyduk"

Bakan Tekin, ayrıca Türk Cumhuriyetlerinin bulunduğu coğrafi bölge için "Orta Asya" yerine "Türkistan" ifadesinin kullanıldığına da işaret ederek, şunları kaydetti:

"Aynı şey Lozan'da hak ettiğimiz, kazandığımız egemenlik haklarımızı savunsun, çocuklarımız öğrensin diye müfredata 'mavi vatan', 'gök vatan' ifadelerini koyduk. Bundan niye rahatsız oluyorlar, bunu da anlamıyorum. Yunanistan televizyonları rahatsız oluyor, onlar tartışıyor onlar anlatıyorlar, onların rahatsızlıklarını gayet doğal görüyorum ama bizim ülkemizde bunun tartışılmasını hiç de doğal bulmuyorum. Ben Uzundere'nin bir köyünde doğmuş, Anadolu insanı olarak Anadolu insanına güvenen, Anadolu değerlerine sahip çıkan, Anadolu insanını bir arada tutabilecek referans değerlerini bilen bunu gelecek kuşaklara aksettirmeye çalışan bir kardeşinizim."

Uzun bir çalışmanın emeği olarak yeni modelin ortaya çıktığını söyleyen Tekin, "Her boyutu ile iyi kurguladığımıza inandığımız bir metin olduğu için eleştirilere bakmadan, kulak asmadan, yolumuzda yürüyoruz. Arkamıza döndüğümüzde görmek istediğimiz tek şey sizsiniz. Anadolu irfanı, Anadolu insanını görmek istiyoruz. Başkalarının övgüsüne ihtiyacım yok. Her gün sosyal medyadan bu kişiler tarafından övgüyle bahsedilmektense, onların eleştirilerine maruz kalmayı tercih ediyorum." dedi.

Programa, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Cumhuriyet Başsavcısı Adem Aydemir, İl Emniyet Müdürü Kadir Yırtar, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, üniversitenin eski rektörleri Hikmet Koçak ile Ömer Çomaklı, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, AK Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Hacımütftüoğlu, tören sonrasında Bakan Tekin'e tablo hediye etti.

Bakan Tekin, buradaki programın ardından üniversite yerleşkesindeki Hurufat Baskı Müzesi'nin açılışını yapıp, Erzurum'un ev sahipliğinde düzenlenen 16. Uluslararası Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Robot Yarışması'nın düzenlendiği yeri ziyaret etti.

Yarışmaya katılan öğrencilerin hazırladığı projeler hakkında bilgi alan Tekin, öğrencilerle fotoğraf çektirdi.

(Bitti)

Kaynak: aa