Memur maaşlarına refah payı adı altında zam yapılmasına yönelik Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu tarafından yapılan açıklama şöyle:

Refah Payı Ödemesi Hayata Geçirilmezse Hiçbir Çalışan 3-5 Yıl Önceki Alım Gücünü Hayal Dahi Edemeyecektir 

SANAL ENFLASYON RAKAMLARI İLE ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR, HALK DAHA DA YOKSULLAŞIYOR

Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerini değerlendirdi.

Kuruoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi.

TÜİK'in açıklamasına göre, ağustos ayında enflasyon aylık bazda %2,47, yıllık bazda ise %51,97 olarak gerçekleşti. 

ENAG ile TÜİK verileri arasında aylık %1, yıllık %38,38 fark oluştu. 

TÜİK'in tespit ettiği %2,47'yi ve yıllık %51,97'yi esas aldığımızda, Sayın Mehmet Şimşek'in "Dezenflasyon sürecine girdik" ifadesi en azından ağustos ayı için pek doğru değildir. Üstelik ENAG'ın belirlediği %90,35'lik yıllık enflasyon oranı ortadadır. 

Türk Eğitim-Sen'den Uzman Öğretmenlik Yönetmeliği'ne Tepki Türk Eğitim-Sen'den Uzman Öğretmenlik Yönetmeliği'ne Tepki

ALIM GÜCÜNÜN YÜKSELTİLMESİ MEVCUT EKONOMİ POLİTİKALARI İLE MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR

Memur, emekli ve işçilere, yıllardır manipüle edilmiş sanal enflasyon rakamları ile yapılan zamlar sonucu alım gücünde yaşanan düşüşün, mevcut hükümetin zam politikası ile düzelmesi mümkün görünmüyor.

Bir ülkenin ekonomik durumunu anlamanın en temel yolu, halkın alım gücünü yıllar içinde ölçmektir. Tek maaşla geçinen çalışanlar bir yana, eşi çalışan bir memurun bile banka kredisi çekerek ev veya araba alabilmesi neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Emeklilerin durumu ise çok daha vahimdir.

Dün açıklanan %2,5 oranındaki ekonomik büyümeyi az da olsa hisseden bir çalışan bulmak mümkün müdür? 

Hür-Sen olarak, her zaman dile getirdiğimiz ve sonuç alana kadar vurgulamaya devam edeceğimiz gibi, refah payı ödemesi hayata geçirilmeli ve ekonomik büyümeden çalışanlara pay verilmelidir. Aksi takdirde, hiçbir çalışan 3-5 yıl önceki alım gücünü dahi hayal edemeyecektir.

İktidar ortağı sarı sendikaların varlığı da artık sorgulanmalıdır. Kaybettiğimiz sadece bugünümüz değil, geleceğimizdir. Bu sadece bizim değil, evlatlarımızın da geleceğidir.