İSTANBUL (AA) - MUHAMMET TARHAN - Güney Afrikalı yazar ve aktivist Dr. Firoz Osman, İsrail'in her zaman "bölgesel hakimiyeti" hedeflediğini belirterek, "Siyonistlerin amacı her zaman sadece Filistin'i, Lübnan'ın bir kısmını, Suriye'nin bir kısmını ve Ürdün'ün bir kısmını değil, tüm bölgeyi kontrol etmek ve hakimiyet altına almaktı." dedi.

Merkezi Johannesburg'da bulunan savunuculuk grubu Media Review Network'ün Kurucu Üyesi Güney Afrikalı yazar ve aktivist Osman, İsrail'in Gazze'deki soykırımının birinci yılında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Osman, Siyonistlerin Filistin'le sınırlı kalmayıp bölgeye hakim olmayı amaçladığını belirterek, "Siyonistlerin amacı her zaman sadece Filistin'i, Lübnan'ın bir kısmını, Suriye'nin bir kısmını ve Ürdün'ün bir kısmını değil, tüm bölgeyi kontrol etmek ve hakimiyet altına almaktı." diye konuştu.

Siyonizmin doğasının "ırkçı yerleşimci, sömürgeci ve yayılmacı" olduğunu vurgulayan Osman, siyonizmin daha fazla toprak ele geçirmeye ve egemen olmaya çalıştığını dile getirdi.

İsrail'in daha geniş bölgesel hedeflerine, Lübnan işgalleri örneğini veren Osman, "(İsrail) Lübnan'ı daha önce üç kez işgal etti. Ülkeyi yerle bir etti. (İsrail) Tüm bölgeyi kontrol etmek istiyor." ifadelerini kullandı.

- "Filistin'i tanıyan ülkelerin sayısı Batı'nın istediğinin tersine gidiyor"

Son dönemde Filistin'i tanıyan ülkelerin sayısındaki artışa dikkati çeken Osman, bu artışın "İsrail'i destekleyen ABD ve İngiltere gibi Batılı güçlere karşı bir meydan okuma" olduğunu söyledi.

Osman, halihazırda 143'ten fazla ülkenin Filistin devletini desteklediğini, sadece sekiz ülkenin ise buna karşı çıktığını belirterek, "Filistin'i tanıyan ülkelerin sayısı Batı'nın istediğinin tersine gidiyor." dedi.

Sadece Filistin'i tanımanın yeterli olmadığını da vurgulayan Osman, “Bölgedeki en büyük sorun siyonizm ideolojisidir, apartheid ideolojisidir ve bunun ortadan kaldırılması gerekir." diye konuştu.

- "Artık dünya İsrail'in parya bir devlet olduğunu biliyor"

Osman, Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail'e karşı açılan soykırım davası gibi yasal eylemler de dahil olmak üzere uluslararası toplumu İsrail'in Gazze'deki soykırımı için daha güçlü bir duruş sergilemeye çağırdı.

Bu adımı İsrail'in eylemlerini ifşa etmek için "tarihi bir adım" olarak nitelendiren Osman, "Artık dünya İsrail'in parya (dışlanmış) bir devlet olduğunu biliyor. (İsrail) Öfkeli. Herkese saldırıyor." ifadelerini kullandı.

Osman, "dünyanın yüzde 85'inin ezildiğini" ve Filistin'i desteklediğini, Batılı ulusların ise daha küçük ama etkili bir azınlığı oluşturduğunu belirterek daha geniş küresel mücadelenin önemini vurguladı.

Istranca ormanlarında sonbahar Istranca ormanlarında sonbahar

Osman, bazı Arap ülkelerinin Gazze ve Lübnan konusundaki eylemsizliğini eleştirerek, Batılı güçlerin bu ülkeler üzerinde baskı kurduğuna işaret etti.

- 7 Ekim "yeni dünya düzenini değiştirdi"

İsrail'in Gazze'deki soykırımının birinci yılında uluslararası düzenin gidişatını değerlendiren Osman, 7 Ekim'in "yeni dünya düzenini değiştirdiğini" ifade etti.

Osman, 7 Ekim'in özellikle Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesi açısından, İsrail'e yönelik küresel bakış açısında bir dönüm noktası olduğunu belirterek, "Bu olay dünyaya birçok şey gösterdi. Birincisi, Arap dünyasının İsrail siyonist varlığı ile normalleşmesinin kabul edilemez olduğudur." dedi.

Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumların sınırlarının altını çizen Osman, bu kurumların aldığı kararlara rağmen "İsrail'in bunu küçümseyerek bu kararları uygulamayı reddettiğini" vurguladı.

Osman, Filistin direnişinin İsrail'in gücüne meydan okumakla başarıya ulaşabileceğine işaret ederek, Cezayir ve Vietnam'ın bağımsızlık mücadeleleri gibi tarihi örnekleri anlattı.

Siyonist yayılmacılığa karşı koymak için daha fazla uluslararası çaba gösterilmesi çağrısında bulunan Osman, son küresel gelişmelerin güç dengesinde bir değişime işaret edebileceğine inandığını ifade etti.

Kaynak: aa