CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Gazze'de neredeyse bir yıldır devam eden katliamın durması, öncelikli olarak oradaki sivillerin gördüğü zulmün sona ermesi, çocuk ve kadın katliamının durdurulmasıyla ilgili hepimizin üzerine düşeni bir an önce yapması gerekiyor." dedi.
Partiden yapılan açıklaya göre Özel, CHP'nin ATO Congresium'da düzenlenen "İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı"nda, "Küresel ve Yerel Sorunlara İlerici Çözümler" başlıklı Sosyalist Enternasyonal komite toplantısına başkanlık etti.
Özgür Özel, burada yaptığı konuşmada, aşırı sağcılık ve faşizmin adeta bir virüs gibi tüm dünyaya yayılmaya başladığını söyledi.
Bu tehdidin dünya çapında bir risk ortamı yarattığını ifade eden Özel, "Bu zorlukları aşabilmek için artık küresel bir dayanışmaya ve ortak çözüm arayışlarına her zamankinden çok ihtiyaç var." değerlendirmesinde bulundu.
- "Barışı savunanlar için çok önemli bir ödev"
"Ezbere söylemlerle değil enine boyuna düşünerek, taşınarak, tartışarak ve en doğrusunu hep birlikte uygulayarak dünyayı bir kez daha bu sıkıntılardan sosyal demokratların, solcuların, sosyalistlerin kurtaracağına yürekten inanıyorum." ifadesini kullanan Özel, şunları kaydetti:
"Gazze'de neredeyse bir yıldır devam eden katliamın durması, öncelikli olarak oradaki sivillerin gördüğü zulmün sona ermesi, çocuk ve kadın katliamının durdurulmasıyla ilgili hepimizin üzerine düşeni bir an önce yapması gerekiyor. Gazze'deki olaylar, Lübnan, Yemen, Irak, İran, Suriye gibi ülkeleri de kapsayacak şekilde gerilimi tırmandırma potansiyeline sahiptir. Bu, hem 'yurtta barış dünyada barış' diyen partimin yurt içindeki, Türkiye'deki en büyük kaygısıdır hem de sınırsız ve sınıfsız bir dünyayı hep birlikte savunan ve barışı bütün küre için savunan bizler için çok önemli bir ödevdir."
- "Daha iyi bir seçeneğin var olduğunu anlatmalıyız"
Özel, dünyanın her yerinde çalışanlar, işsizler ve özellikle gençlerin gelecekleri konusunda endişeli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Eşitsizlik hem gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında hem de bütün dünyada gelişmiş ülkeler dahil maalesef artmaktadır. Bu durumun göçmen karşıtı, milliyetçi ve bazen nefret söylemiyle beslenen yeni bir aşırı sağ ideolojinin dünyanın pek çok bölgesinde güç kazanmasına zemin hazırladığının bir kez daha altını çizmek isterim. Yükselen İslamofobi, kutuplaşma ve dezenformasyon, topluluklar arası çatışma riskini uzun zamandır hiç görmediğimiz düzeyde arttırıyor ve aşırı sağ akımları güçlendiriyor.
Bu nedenle demokratik siyaseti güçlendirmeli, aşırı sağın dezenformasyon ve sahte tezleriyle mücadele etmeli, yükselen otoriterliği ve aşırı sağ ideolojileri bir çözüm olarak gören ve kendini çaresiz hisseden insanlara daha iyi bir seçeneğin var olduğunu anlatmalıyız."