Eski bakanlardan Abdüllatif Şener'in oğlu Bedirhan Şener hakkında, anneannesini öldürdüğü gerekçesiyle hazırlanan iddianame Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Mahkeme, Bedirhan Şener hakkında "üst soya karşı kasten öldürme", "üst soya karşı kasten öldürmeye teşebbüs" ve "6136 sayılı yasaya muhalefet" suçlarından ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra 14 yıldan 23 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame incelemesini tamamladı.
Mahkeme iddianamenin kabulüne karar verdi.
İddianameye göre, anneannesi maktul Leyla Çetiner ile annesi müşteki Berrin Şener'in, Bedirhan Şener ile görüşmek için ikametine gittikleri, bu sırada Abdüllatif Şener'in aracı park etmek için apartmanın dışında olduğu kaydedildi.
Leyla Çetiner ve Berrin Şener'in zile bastıkları, Bedirhan Şener'in kapıyı açar açmaz kendisine ait olmayan silahla ateş açtığı ifade edilen iddianamede, anne Şener'in bunun üzerine koşarak uzaklaştığı, kurşunların isabet ettiği Leyla Çetiner'in ise olay yerinde vefat ettiği belirtildi.
İddianamede ifadesine yere verilen müşteki Berrin Şener, olayın ardından eşi ile birlikte 112'yi aradıklarını ve şüphelinin uzun zamandır psikolojik tedavi gördüğünü belirterek, şikayetçi olmadığını söyledi.
Abdüllatif Şener ise ifadesinde, olay sırasında aracını park ettiğini, eşinin koşarak yanına gelmesi sonucu olayı öğrendiğini kaydetti.
Bedirhan Şener susma hakkını kullanırken avukatı ise müvekkilinin cezai ehliyetinin bulunmadığını öne sürdü.
İddianamede özetlenen Adli Tıp Kurumu raporunda maktül Leyla Çetiner'in vücudunda 9 kurşun isabet ettiği belirtildi.
Evinde yapılan aramada el konulan tabancanın Şener'e ait olmadığı belirlendi.
Şener hakkında Bilkent Şehir Hastanesince düzenlenen raporda, "gözlem altına alınan şüphelinin cezai sorumluluğunu etkileyecek şiddet ve mahiyette akıl hastalığının ya da zayıflığının bulunmadığı, 'üst soya karşı kasten ateşli silahla öldürme ve öldürmeye teşebbüs' suçu ile ilgili fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabildiği, bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin tam olduğu" belirtilerek, şüphelinin, Türk Ceza Kanunu'nun "akıl sağlığıyla" alakalı maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği kaydedildi.
Mahkeme, davanın ilk duruşmasının 24 Ekim'de görülmesini kararlaştırdı.