AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi'nin öldürülmesine ilişkin, "Netanyahu hükümeti bir katil şebekesidir. Netanyahu hükümetinin emriyle hareket eden, bu sivilleri öldüren herkes katildir, soykırımcıdır ve bunların gereken cezayı alması gerekir." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Küresel vicdanın ve siyasetin en önemli konusunun Gazze olduğunu ifade eden Çelik, can kayıplarının, çocuk ve kadın ölümlerinin, katliamların insanlığın gözü önünde gerçekleştiğini belirtti.

Çelik, iki yüzlü sözler, çekimser davranışlar, sonuç alınmayan siyasi süreçler çerçevesinde İsrail'e destek verenlerin suça ortaklığı ve utancının devam ettiğini söyledi.

Türkiye'nin Gazze ile özel, tarihi ve vicdani bir bağının olduğunu dile getiren Çelik, "Bu çerçevede hem kendimiz için hem gelecek nesiller için Gazze konusunun en yüksek vicdani mesele olarak değerlendirilmesi ve yeni neslin hafızasında bu şekilde yer alması için çalışmalar yapılması son derece kıymetlidir. O sebeple Milli Eğitim Bakanı'mız da Çanakkale'den Gazze'ye konusunun ilk ders olarak okullarda okutulması için girişim içerisinde oldu. Bu aslında bizim verdiğimiz var olma mücadelesiyle Gazze'de verilen var olma mücadelesi arasındaki vicdani bağın, yüksek değerlerin, ortak değerlerin ifade edilmesi ve gelecek nesillere aktarılması bakımından son derece kıymetli.

CHP Sözcüsü yaptığı açıklamada Bakan'ımızı ve Bakanlığımızı hedef alarak bu konunun bu şekilde ele alınmasını 'tarihi çarpıtmak' ya da 'laik eğitim anlayışına karşı bir tutum' olarak değerlendirmeyi tercih etti. Kuşkusuz bu şekildeki bir değerlendirme baştan aşağı temelsiz, son derece talihsiz, aynı zamanda da vicdansız bir değerlendirmedir."

- "Laiklikten hiçbir şey anlamadıklarını göstermektedir"

"Bütün insanlığın vicdanının düğüm noktası haline gelmiş Gazze'nin bu şekilde anılmasından daha doğal ne olabilir?" diyen Çelik, şöyle konuştu:

"Bu şekildeki siyasi değerlendirme, bunu laiklik meselesi, tarihi çarpıtma meselesi olarak sunmaları da aslında laiklikten hiçbir şey anlamadıklarını, tarih bilinci konusunda da ne kadar yüksek bir yoksunluk içerisinde olduklarını göstermektedir. Vicdani meseleleri bile bir rejim meselesi olarak ele almaya çalışanların siyasi anlayışı şimdiye kadar Türkiye'de hiç kimseye bir fayda sağlamamıştır. Bundan sonrasında da herhangi bir şekilde fayda sağlamayacaktır.

Çocuklara Çanakkale'den Gazze'ye bütün bu sürecin ilk ders olarak okutulmasının, Türkiye'nin hem gelecek nesillerine bir vicdan hatırlatması, onların hafızasına bunu yerleştirmesi hem de dünyaya bu mesajı vermesi açısından son derece kıymetli olduğunu ifade etmek isterim. CHP sözcülerinin açıklamalarını kendi talihsizliği ve vicdansızlığıyla baş başa bırakıyoruz."

- "Netanyahu hükümeti bir katil şebekesidir"

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Üsküp'te tarihi Türk çarşısını ziyaret etti TBMM Başkanı Kurtulmuş, Üsküp'te tarihi Türk çarşısını ziyaret etti

Çelik, işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentinde İsrailli askerler tarafından öldürülen Türk aktivist Ayşenur Ezgi Eygi'ye rahmet, ailesine başsağlığı diledi.

Ayşenur Ezgi Eygi'nin İsrail güvenlik güçlerince açıkça hedef alınarak öldürüldüğünü söyleyen Çelik, Eygi'nin aynı zamanda ABD vatandaşı olduğunu hatırlatarak, "Bununla ilgili olarak Amerikan yönetiminden yapılan açıklamalarsa ibretliktir. Bir yandan 'çok üzüldük, çok öfkeliyiz' diyorlar. 'Bu İsrail tarafından hedef alınan ikinci Amerikan vatandaşı' diyorlar ama daha sonrasında da 'hedef alınmamış, kurşun sekmiş ve hata olarak vurulmuş' şeklinde bir açıklamayla maalesef bu vicdan konusunda yine kaçamaklara başvuruyorlar. Net bir durum vardır, Netanyahu hükümeti bir katil şebekesidir. Netanyahu hükümetinin emriyle hareket eden, bu sivilleri öldüren herkes katildir, soykırımcıdır ve bunların gereken cezayı alması gerekir." ifadelerini kullandı.

Eygi'yi öldürenlerin önünde sonunda ceza alacağından bir kuşkularının olmadığını belirten Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"Bunu saklayarak, 'hedef alınmamış da, kurşun sekmiş ya da yanlışlıkla vurulmuş' demek meseleyi hafifletmeye çalışmak, başlı başına vicdan konusundaki büyük bir açığa işaret etmektedir. Zaten 40 binden fazla insanı öldüren bu katil şebekesinin yeni bir cinayeti olarak bu kayda geçmiştir. Bunu sadece Amerikalı yetkililerin kendileriyle ilgili sorumluluktan kaçmak, Amerikan kamuoyuna dönük olarak yapmaları gerekenden uzak durmak şeklinde hafifletmeye çalışmaları hiçbir şekilde kabul edilemez. Kuşkusuz o insanlığın değerlerini, temel insani değerleri korumak için hayatını kaybetmiştir ve insanoğlunun soyluluğunun, asaletinin ve haysiyetinin bir temsilcisi olarak aziz hatırası her zaman yaşayacaktır."

- ABD'nin Güney Kıbrıs'taki askeri işbirliği

ABD Savunma Bakanlığı ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasındaki askeri işbirliği konusundaki bir soru üzerine, 2020 yılında ABD'nin Güney Kıbrıs'a yönelik silah ambargosunu kaldırdığında da konuya ilişkin açıklama yaptığını hatırlatan Çelik, Ada'da istikrarsızlığın ve çözümsüzlüğün kaynağının Rum yönetimi olduğu söyledi.

Maksimalist taleplerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ve Kıbrıs Türkü'nü görmezden gelenlerin Rum yönetimi olduğunu dile getiren Çelik, "Dolayısıyla Ada'da eşitlik temelinde iki topluma dayalı, iki kurucu unsura dayalı bir yaklaşımdan kaçanlar onlardır. Kıbrıs Türkü'nün ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarını, varlığını görmezden gelenler onlardır. Bunların bütün talepleri hukuksuzdur ve çözümsüzdür." dedi.

Silah ambargosu kaldırıldığında da "Bu hukuksuzluğu ve çözümsüzlüğü üretme konusunda Rum yönetimini teşvik etmekten başka hiçbir işe yaramaz. Ne barışa hizmet eder ne çözüme hizmet eder." diye açıklama yaptığını hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:

"Şimdi bu şekilde bir askeri işbirliği anlaşmasının yapılması buradaki sıkıntıları daha da derinleştirecek, Rum tarafının şımarıklığını daha da tahrik edecek bir yaklaşımdır. Son derece sorumsuz bir değerlendirmedir. Bunun Türkiye ile olan müttefiklik ilişkileri açısından da son derece sıkıntılı bir durum olduğu açıktır. Kim Akdeniz'de ne yapmak istiyorsa biz bunu net bir şekilde görüyoruz. Akdeniz'de neredeyse kayıkçı sandalı giremeyecek kadar her taraf savaş gemisi dolmuş. Burada daha istikrarlı, daha diplomatik, diyaloğa dayalı bir adım atılması gerekirken hem diyaloğu sabote eden hem çözümsüzlüğü isteyen hem hukuksuzluğu talep edenleri teşvik eden bir yaklaşım olmuştur bu. Dolayısıyla son derece yanlış, reddedilmesi gereken bir yaklaşım olarak kayda girmiştir. Her ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile tarihi dayanışmasını en güçlü şekilde sürdürecek, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın sık sık ifade ettiği gibi Kıbrıs Türkü ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti asla ve katta hiçbir zaman yalnız kalmayacaktır."

(Bitti)

Kaynak: aa