Yüksek Zekalı Dahilerin Günlük Hayatta Paylaştığı 7 Ortak Özellik
Günlük rutinlerimiz, sadece alışkanlıklarımızı belirlemekle kalmaz, aynı zamanda zekamız üzerinde de önemli bir etkiye sahip olabilir. Yapılan araştırmalar, yüksek zekaya sahip insanların günlük yaşamda sergilediği bazı ortak davranışları ortaya koyuyor. Bu davranışlar, bireylerin düşünme biçimini ve zekalarını nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor. İşte bilimsel çalışmalarla desteklenen, dahilerin ortak özellikleri:
1. Kendi Kendine Konuşmak: Zihinsel Bir Egzersiz mi?
Kendi kendine konuşmak genellikle toplum tarafından tuhaf karşılanan bir davranış olarak görülse de, bu durum daha zeki olmanın bir işareti olabilir. 2012 yılında Amerikalı araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışma, bu davranışın bilişsel yetenekler üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya koydu. Araştırmada katılımcılara, çeşitli nesnelerin resimleri gösterildi ve belirli bir nesneyi bulmaları istendi. Kendi kendine konuşan katılımcıların, nesneleri daha hızlı tanımlayabildiği görüldü. Aynı zamanda, 2017 yılında İngiltere'de yapılan bir başka araştırma, kendi kendine konuşmayı bırakan insanların beyinlerinin maymunlarınkine benzer bir şekilde çalıştığını öne sürdü. Bu bulgular, kendi kendine konuşmanın hafıza, özgüven ve odaklanma gibi bilişsel süreçler üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini gösteriyor.
2. Gece Geç Saatlere Kadar Uyanık Kalmak: Zekanın Belirtisi mi?
Geleneksel bilgelik, erken kalkanın yol alacağını söylese de, bilimsel araştırmalar gece kuşlarının aslında daha yüksek IQ'ya sahip olduğunu gösteriyor. Ocak ayında yayımlanan bir araştırmada, 26 bin yetişkinden alınan veriler analiz edildi ve gece geç saatlere kadar uyanık kalan bireylerin bilişsel testlerde erken kalkanlara kıyasla önemli ölçüde daha yüksek puanlar aldıkları tespit edildi. Araştırma sonuçlarına göre, gece kuşları bilişsel testlerde sabahçılardan yüzde 7,5 ila 13,5 oranında daha yüksek puan aldı. Bu bulgular, zekanın biyolojik ritimlerle de bağlantılı olabileceğini gösteriyor.
3. Hayal Kurmak: Yaratıcılığın ve Zekanın Bir İfadesi mi?
Hayallere dalmak genellikle dalgınlık veya dikkatsizlik olarak algılanabilir, ancak bilim insanları bunun zeki ve yaratıcı bireylerin bir özelliği olduğunu savunuyor. Georgia Tech'te psikoloji profesörü olan Eric Schumacher’in yaptığı araştırmada, hayal kurma eğiliminde olan kişilerin entelektüel ve yaratıcı yetenek testlerinde daha yüksek puanlar aldıkları bulundu. MRI taramaları ise bu kişilerin daha verimli çalışan beyin sistemlerine sahip olduğunu gösterdi. Schumacher, bu kişilerin beyinlerinin, fazla beyin kapasitesi nedeniyle zihinlerinin başka yerlere kaymasını önleyemeyecek kadar verimli çalışabileceğini öne sürüyor.
4. Dağınık Ortamda Çalışmak: Yaratıcılığın Anahtarı mı?
Birçok kişi düzenli bir ortamda çalışmanın üretkenliği artırdığına inanırken, bazı araştırmalar zeki bireylerin dağınık ortamlarda daha iyi performans gösterdiğini ortaya koyuyor. Bir araştırmada, katılımcılar dağınık ve düzenli olmak üzere iki ayrı ofis alanına yerleştirildi ve ping pong topları için yeni kullanım alanları bulmaları istendi. Dağınık odada bulunan katılımcılar, daha yaratıcı ve ilgi çekici fikirler üretti. Araştırmacılar, düzensiz ortamların geleneklerden kopmayı teşvik ettiğini, yeni bakış açıları üretmeye olanak tanıdığını belirtiyor.
5. Çok Soru Sormak: Merakın ve Zekanın Bir Göstergesi mi?
Sürekli olarak bir şeylerin nasıl çalıştığını sorguluyor ve yeni bilgiler öğrenmeye çalışıyorsanız, bu durum yüksek bir zekanın göstergesi olabilir. Merak, zekanın en yaygın belirtilerinden biri olarak kabul edilir. Zeki bireyler, çevrelerindeki dünyayı anlamaya çalışırken sürekli olarak yeni bilgiler öğrenir ve bunları depolar. Albert Einstein'ın dediği gibi, "Hiçbir özel yeteneğim yok. Sadece tutkulu bir meraklıyım." Bu merak, zeki bireylerin sürekli olarak entelektüel gelişim içinde olmalarını sağlar.
6. İçe Dönük Olmak: Derin Bilişsel İşlemenin Bir İfadesi mi?
Birçok dahi, huzur ve sükunet içinde çalışmak veya düşünmek için kendilerini izole etmeyi tercih eder. Sosyal bir ortamda sürekli sohbet ve uyarılarla çevrili olmak, odaklanmayı zorlaştırabilir. Çalışmalar, içe dönük bireylerin, dışa dönüklere göre daha derin bilişsel işleme girme eğiliminde olduğunu ve daha kapsamlı, eleştirel düşünme becerilerine sahip olduklarını göstermektedir. Bu da, daha yüksek bir IQ ile ilişkilendirilebilir. İçe dönük kişiler ayrıca okuma ve araştırma gibi zihinsel çaba gerektiren aktiviteleri tercih ederek entelektüel gelişimlerini desteklerler.
7. Kitap Okumak: Zihinsel Egzersizin Anahtarı mı?
Kitap okumak, bireyin zihinsel kapasitesini geliştiren en önemli aktivitelerden biridir. Tutkulu okuyucular, sürekli olarak yeni bilgiler, kelimeler, karmaşık fikirler ve farklı bakış açıları öğrenir. Bu durum, zihni sürekli olarak çalıştıran bir egzersiz gibidir. Aynı zamanda okuma, zihinsel odaklanmayı, hayal gücünü ve empati kurma yeteneğini güçlendirir. Düzenli olarak okuyan bireyler, zihinlerini sürekli olarak geliştirir ve bu da yüksek IQ ile ilişkilendirilebilir.