Genel

Türk yazılımcı "internetin karanlık yüzü"nde gençleri ağına düşürenlerle mücadele ediyor

Yazılımcı Yusuf Koç, Edirnekapı'daki cinayetin ardından gündeme gelen bazı platformlar ile "internetin karanlık yüzü" olarak adlandırılan "deep (dark) web" sitelerinde gençlere ve çocuklara yönelik sanal tehlikelere dikkati çekmek için farkındalık çalışması yapıyor.

Abone Ol

Yazılımcı Yusuf Koç, Edirnekapı'daki cinayetin ardından gündeme gelen bazı platformlar ile "internetin karanlık yüzü" olarak adlandırılan "deep (dark) web" sitelerinde gençlere ve çocuklara yönelik sanal tehlikelere dikkati çekmek için farkındalık çalışması yapıyor.

Tekirdağ'da yaşayan Koç ile ekip arkadaşları, dijital dünyada gençleri adeta esir alan sosyal medya platformları, çevrim içi oyun alanları, "dark web" uygulamalarında tespit ettiği kötü içeriklere karşı aileleri bilinçlendirip onları uyarıyor.

Koç, AA muhabirine, sanal alemde bilgi güvenliği konusunda herkesin dikkatli olması gerektiğini söyledi.

Yaklaşık 25 yıl boyunca yazılım işiyle uğraştığını dile getiren Koç,15 yıl öncesine kadar şu anda yeni neslin bildiği "deep web" adı verilen platformda bulunduğunu anlattı.

Koç, burasının internet ekosisteminde yer alan fakat teknik sebeplerle geleneksel arama motorları tarafından listelenmeyen içeriklerin yer aldığı platformlar şeklinde tanımlandığını dile getirdi.

Edirnekapı'da surlardan atlayarak intihar eden Semih Çelik'in öncesinde iki genç kızı öldürmesi gibi olayların da etkisiyle gençlerin sanal alemde kötü niyetli grupların, satanistlerin ve terör örgütlerinin pençesine düşmesinin gündeme geldiğini aktaran Koç, bundan dolayı kendinde yeniden sorumluluk hissettiğini kaydetti.

Koç, sosyal medya ve internetin son dönemde çok fazla kirletilmeye çalışıldığını belirterek, "Son zamanlarda bu tür uygulamalarda yayınlananlar ilgimizi çekti. Küçük yaştaki çocukların bazı fotoğraflarından ünlülerin ve genç kızların montajlı resimlerine kadar gençlerin sanal sohbetleri ve bazı verilerinin çalındığını bir kez daha fark ettik. Bu veriler, kötü niyetli insanların ellerine geçiyor." dedi.

Dağıtılan fotoğraf, bilgi ve verilerin bir anda inanılmaz şekilde yayıldığına dikkati çeken Koç, bunların dağıtıcılarının kaynağına ilişkin izini sürmenin ve silinmesinin neredeyse imkansız hale geldiğini vurguladı.

Koç, bu tür kötü niyetli kişilerin mağdurlarına yardım etmeye çalıştıklarını, ulaşabildikleri kadar kişiye el uzatmaya çalıştıklarını kaydetti.

- "Bu çocuklar kullanılmaya çalışılıyor"

Genelde 14-15 yaşındaki çocuklara montajla şantaj yapıldığını dile getiren Koç, şöyle devam etti:

"Ahlaki, ailevi ve dini değerler hiçe sayılarak, bunlar bir oyunmuş gibi gösteriliyor. Bu çocuklar kullanılmaya çalışılıyor. Çocuk ve gençlerde sanal alemde yaptıklarını güzel zannederek, egolarını tatmin yoluna gidiyorlar. Olayın içine girdiklerinde bir süre sonra gençlerin bunu yapmak istemediklerini ve kandırıldıklarını gördük. Aynı şeyleri Telegram ve Discord'ta yaptıklarını tespit edince verileri gerekli mercilere ilettik. Devletimiz de bu kanalları engellemek için işlemleri başlattı."

Koç, bu tip kişilerin IP adreslerinden hangi ülkelerden internete giriş yaptıkları tespit ettiklerini dile getirerek, "Bunların yüzde 90'ının yurt dışında olduğunu biliyoruz. Dışarıdan müdahaleyle ulaştıkları gençlerin biraz da cahilliğinden ve heyecanından faydalanıyorlar. Kökleri yurt dışında ve yurt içinde olan örgütlenmiş kişiler, genelde sırtı PKK gibi terör örgütlerine dayananlardan oluşuyor. Bunlar Almanya, Fransa, Kanada, ABD gibi ülkelerde sunucu kiralayıp farklı siteler açarak, platform yazılımlarını kullanarak, panel dediğimiz sistemlerin çocuklara ve gençlere ücretsiz veriyorlar. Onlara da bu yazılımları başkalarına satmalarını istiyorlar. Bu yolla gelir elde ettirip, kitleyi yönlendirebiliyorlar." diye konuştu.

Burada çocuk ve gençlerin hedef olarak belirlendiğine işaret eden Koç, "Gençleri ve çocukları sosyal medyada 'panelcilik' adı altında, internet üzerinde kişisel bilgilerin izinsiz yollarla toplanıp paylaştırıp suç işleniyor. Buradaki veriler, datalar, sunucular, domainler, oyunlar kurarak, Space, Telegram, Discord gibi platformlarda kullanıyorlar. Bu gibi yerlerde çocuklarla ve gençlerle önce dalga geçip, sonra onları eğlence haline getirerek kandırıyorlar. Gençlerimiz de hızlı ve heyecanlı olduğu için buna kapılıyorlar." ifadelerini kullandı.

Koç, sanal ortamlarda kurulan tuzaklara karşı ebeveynleri bilinçlendirmek için çalıştıklarını kaydetti.

Sanal ortamda teröre hizmet edenlerin gelir kaynaklarının oldukça geniş olduğunu dile getiren Koç, "Panel dediğimiz sanal ağlarda vatandaşlarımızın verilerini bütün olarak satıyorlar veya kiralıyorlar. Haliyle buradan gelir elde ediyorlar. Bunları gençlerimizin aracılığıyla yapıyorlar." bilgisini verdi.

Bu tür kişilerin çocukları ve gençleri kandırdıklarını aktaran Koç, şunları belirtti:

"Gerçekten bu tür kötü niyetli insanların sadece gelir kaynağı bu değil. Ayrıca çocukların fotoğraflarını ve videolarını sanalda satıyorlar. Dark webte, phishing (oltalama) yöntemleriyle şifrelerini elde ettikleri kredi kartlarını pazarlıyorlar. En büyük gelir kaynakları da bundan oluyor. Bazı kadınlara ayrıca Onlyfans üyeliği de açtırıyorlar. Onların üzerinden sahte kredi kartlarıyla abonelik alıp yanındaki kızlara da para kazandırıyor. Bu yolla kendilerine ortak kazanç sağlıyorlar. Sahte kredi kartlarıyla paralı abonelikler satın alıyorlar. Bu kişilerin analizini yaptığımızda önemli veriler elde ettik. Oltalama yapan ve çocuklara aynı işlemleri yapan kişiler genellikle yurt dışı kaynaklı. Bu tür durumlarda ailelere büyük görevler düşüyor. Genellikle, bu tür vakalarda ailelerin çocuklarına yeterince ilgi ve sevgi göstermemesi nedeniyle gençlerin kendilerine ilgi gösteren gruplara yönelebiliyor. Bu, gençlerin ailelerinden göremedikleri ilgi ve sevgiyi arama çabasıyla, kötü niyetli kişilerin etkisi altına girmelerine yol açan bir durumdur. Bu nedenle, ailelerin çocuklarını yalnız, sevgisiz ve ailelerinden uzak bırakmamaları çok önemlidir. Aile sıcaklığı ve sevgisi, gençlerin sağlıklı bir şekilde büyümeleri için son derece değerlidir.

Yazılımcı Koç, gençlerin ve çocukların sanal alemde birçok tehdit ve şantaja maruz bırakıldığını anlattı.

Bunlarla mücadele etmeye çalıştıklarını, aileleri ve çocuklara yönelik çeşitli uyarılar yaptıklarını dile getiren Koç, "Eğer montajlanmış resimler veya aileleriyle tehdit edilme ve şantaj durumlarıyla karşılaşırlarsa lütfen ailelerinden uzak durmasınlar ve yaşadıkları durumu onlara anlatmaktan çekinmesinler. Unutmasınlar ki aileler her zaman yanlarında olacak ve karşılarındaki insanlar kadar kötü niyetli olmayacaklardır. Ailelerin sevgisi, her zaman en güvenilir limandır." tavsiyesinde bulundu.

- Cihazların ortak şarj noktalarında kullanılması denetimi kolaylaştırır."

Siber güvenlik ve iletişim uzmanı Huzeyfe Erdinç ise çocukların dijital dünyada karşılaşabilecekleri tehlikeler karşısında ebeveynlerin sorumluluğunun çok büyük olduğunu söyledi.

Erdinç, evlerde bilgisayar ve tablet gibi cihazların özel odaların yerine ortak alanlarda bulundurulması gerektiğine dikkati çekerek, "Bu, çocukların internet kullanımını gözlemlememizi sağlar ve daha şeffaf bir ortam oluşturur. Ayrıca, aile içi teknoloji kuralları belirleyerek ekran sürelerini ve cihaz kullanımını düzenlemek, çocuklarımızın sağlıklı dijital alışkanlıklar kazanmasına yardımcı olur. Cihazların ortak şarj noktalarında kullanılması da denetimi kolaylaştırır." dedi.

Çocukların ödev ve araştırmalarını yapacakları belirli bir çalışma alanı oluşturmak, sosyal medya ve uygulamalarda arkadaşlık isteklerini kontrol ve yalnızca tanıdıkları kişileri kabul etmelerini teşvik etmek gerektiğini vurgulayan Erdinç, cihazlarda kullanılan uygulamaların izinlerini düzenli gözden geçirilmesinin yanı sıra kamera, mikrofon ve konum erişimlerini gerektiğinde kısıtlayıp, mahremiyetlerini korumayı ailelere tavsiye etti.

Erdinç, "Yasaklı siteler listesi oluşturarak çocukların uygunsuz içeriklere erişimini engelleyebiliriz. Aile şifreleri kullanmak, cihazların ve hesapların güvenliğini sağlar ve ebeveynlerin kontrolünü artırır. Güçlü parolalar oluşturmak ve düzenli olarak değiştirmek, güvenlik açısından kritik öneme sahiptir." diye konuştu.

Siber zorbalık gibi tehditler karşısında çocuklara bilgi vererek, bu tür durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini öğretmenin önemine değinen Erdinç, böylece çocuk ve gençlerin internetin tehlikelerine karşı daha dirençli olmalarının sağlanacağını kaydetti.

- Ailede düzenli dijital detoks günleri önerisi

Erdinç, dijital okuryazarlığın önemini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Çocuklara internette gördükleri bilgileri nasıl doğrulayacaklarını öğretmeliyiz. Cihaz güncellemelerini düzenli olarak yaparak güvenlik açıklarını kapatmalı ve ekran sürelerini kontrol eden zaman yönetimi uygulamalarından yararlanmalıyız. Aile içinde düzenli olarak dijital detoks günleri düzenleyerek, çocukların çevrim dışı aktivitelerle meşgul olmalarını sağlayabiliriz. Ebeveynler, çocukların internette bıraktıkları dijital izlerin kalıcı olabileceğini anlatmalı ve bu konuda bilinç oluşturmaya çalışmalıdır. Ebeveynlerin kendi internet davranışlarıyla çocuklara örnek olmaları, güvenli internet alışkanlıkları kazandırmak açısından büyük önem taşır. Destek gruplarına katılarak, ebeveynlerin bilgi paylaşımı yapması ve deneyimlerini paylaşmaları, toplu bilinçlenmeyi sağlar. Tüm bu adımlar, çocuklarımızın sağlıklı ve güvenli bir dijital deneyim yaşamalarını destekler ve onların gelecekteki dijital dünyada bilinçli bireyler olmalarına katkıda bulunur."

{ "vars": { "account": "G-KW05LWMTBL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }