Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, enflasyon tahmininin yukarı yönlü revize edilmesinin para politikasında herhangi bir duruş değişikliğine işaret etmediğini belirtti.

Karahan, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde bu yılın 4. Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla düzenlenen bilgilendirme toplantısında, Başkan Yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay ile soruları yanıtladı.

Dezenflasyonun tesisi için gerekli koşulların talepte dengelenme, beklenti kanalının çalışması ve fiyatlama davranışlarının iyileşmesi olduğunu vurgulayan Karahan, talepte dengelenmenin devam ettiğini, beklentilerde de iyileşmelerin görülmeye başlandığını söyledi.

Karahan, fiyatlama tarafında hedeflerde bazı revizyonlar yapıldığını dile getirerek, "Yıl sonu hedefimiz enflasyonu yüzde 38'e getirmekti. Şu anda ortaya çıkan durumda yıl sonunda yüzde 44 gibi rakam ortaya çıkacak gibi gözüküyor. Yıl sonunda üst bant olarak yüzde 42'yi öngörüyorduk, en kötü ihtimalle. Mevcut durumda bu seviyeye aralık yerine ocak ayında ulaşacağız. Üst bant olarak değerlendirirsek bir aylık gecikme söz konusu. Ancak bizim hedefimiz tabii ki orta nokta." dedi.

Enflasyonda yüzde 38 seviyesine mart ayında ulaşılacağını bildiren Karahan, hedefte 3 aylık gecikme olduğunu, birkaç yıllık dezenflasyon programında bu durumun ciddi bir sapma olmadığını ifade etti.

Karahan, maliye politikası harcamalarında deprem kaynaklı belli katılıklar olduğunu vurgulayarak, "Hem bu harcamaların azalmasıyla hem de son dönemde alınan tedbirlerin önümüzdeki sene daha net bir şekilde devreye girmesiyle daha olumlu bir görünüm ortaya çıkacak. Seneye ciddi bir revizyon olacağını düşünmüyoruz ." diye konuştu.

- "Türk lirasına geçişi destekleyecek adımları atmaya devam edeceğiz"

Kasım ve aralık aylarındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantılarında faiz indiriminin olup olmayacağına yönelik soru üzerine Karahan, bugüne kadar metinlerinde hep enflasyon görünümü üzerinden karar verdiklerini belirtti.

Karahan, bu noktada enflasyonun ana eğiliminin önemli bir faktör olduğuna işaret ederek, bunu anlamak için yurt içi talepteki dengelenmeyi, fiyatlama davranışlarını ve beklentileri yakından takip ettiklerini söyledi.

Talep koşullarının dezenflasyonist seviyeye gecikmeli olsa da ulaştığını vurgulayan Karahan, gelecek dönemde bu kanaldan daha net katkı alacaklarını söyledi.

Karahan, beklentilerin tüm sektörlerde gerilemeye başladığını ve bunun devam edeceğini öngördüklerini bildirerek, ay içinde enflasyon ölçümü yaptıklarını anlattı.

MOSFED Başkanlığı görevine yeniden Ahmet Güleç seçildi MOSFED Başkanlığı görevine yeniden Ahmet Güleç seçildi

Bunları da öncü gösterge olarak dikkate aldıklarını belirten Karahan, şu değerlendirmede bulundu:

"Önümüzdeki dönemde politika faizinin ve makroihtiyati düzenlemenin optimal bileşimini dikkate alarak, enflasyonu patikamızla uyumlu bir şekilde düşürecek sıkılığı sağlayacağız. Bununla birlikte enflasyon ve enflasyon beklentileri düzeldikçe faizin mevcut seviyesinin korunması, parasal sıkılığın artması anlamına geliyor. Enflasyonun ana eğilimindeki düşüşe bağlı olarak indirim döngüsü başladığında, sıkı duruşumuzu koruyacağımızı ifade etmek istiyorum. Talepte dengelemeye devam edecek finansal sıkılığı sağlayacağız, Türk lirasına geçişi destekleyecek adımları atmaya devam edeceğiz. Revizyonun yukarı yönlü olması ya da yüksek olması herhangi şekilde para politikasında bir duruş değişikliğine işaret etmiyor."

- "Kira dışı hizmette 4-5 aydır daha olumlu bir görünüm söz konusu"

Karahan, tahmin güncellemelerinin kaynaklarına bakmak gerektiğini ifade ederek, hizmet enflasyonundaki katılığın beklenenden yüksek seyretmesinin bunlardan biri olduğunu söyledi.

Bu noktada kira konusunun öne çıktığına işaret eden Karahan, şunları kaydetti:

"Kira dışı hizmette, aslında lokanta-otel gibi kalemler baktığımızda, bunlar, talebe oldukça duyarlı ve 4-5 aydır daha olumlu bir görünüm söz konusu. Kirada yapısal unsurlar öne çıkıyor. Burada deprem harcamaları, geçmişte yapılan fiyat kontrolleri var. Bir süre bunların etkisini göreceğiz. Bunlar, para politikasının görece etki alanı dışında. Sıkılığı daha artırarak ya da daha uzun tutarak bu kanaldan burayı etkileyemeyiz. Dolayısıyla bunu tahminimize yansıtmak durumundayız. Çünkü tek başımıza çözebileceğimiz bir problem değil. Benzer bir kalem de gıda fiyatları. Yılın yarısına geldiğimizde gıdada çok daha olumlu bir görünüm söz konusuydu, biz de tahminlerimizi buna göre oluşturmuştuk. Fakat ortaya çıkan son birkaç veride bunun değiştiğini görüyoruz. Bu da özellikle işlenmemiş gıdadan kaynaklandığı için bu da para politikası etki alanı dışında göreli olarak, bunu da tahminlerimize yansıtmamız gerekti. Buradaki güncellemenin aslında para politikasındaki duruş değişikliğiyle kesinlikle alakası yok. Artık iyice ortaya çıkan birtakım katılıkların bizim para politikamızın nispeten dışında olması ve bunun bizim tarafımızdan çözülemeyecek olması nedeniyle bunu tahminlerimize yansıttık."

- "Araç setimizi zenginleştirdik"

Karahan, yeniden bir faiz koridoru olup olmayacağına yönelik bir soruya ise şu yanıtı verdi:

"Zaten koridor sistemi uyguluyoruz. Dolayısıyla para politikası faizi, likidite koşullarına ve çeşitli etkenlere bağlı olarak bu koridor içinde dalgalanabiliyor. Üst banttan fonlama nasıl bir faiz artışı değilse, alt banttan fonlama da kesinlikle hiçbir şekilde faiz indirimi olarak algılanmamalı. Para politikasının temel aracı haftalık repo faiz oranıdır. İndirim ya da artış yapacağımızda bunu kullanıyoruz. Örtülü bir şey kesinlikle yapmıyoruz. Son günlerde likidite yönetimi 500 milyar fazla olmasına rağmen TLREF'in yüzde 50, son iki haftalık ortalama yüzde 49 civarında dar bir aralıkta dalgalandığını görüyoruz. Aslında etkin bir yönetim yaptığımızı söyleyebiliriz. Burada son dönemde aldığımız önlemlerin oldukça etkisi var. Araç setimizi zenginleştirdik. Özellikle gün içinde 2. depo ihalesinin açılması, likidite fazlasına rağmen TLREF'in tutulması konusunda bize oldukça faydalı."

(Sürecek)

Kaynak: aa