İSTANBUL (AA) - Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Gazze'de gerçekleşen işgal ve soykırımın birinci yılında, dünyanın dört bir yanından Türkiye'ye gelerek üniversite eğitimi alan öğrencilerin katılımıyla "Uluslararası Öğrencilerin Gözünden Gazze Paneli ve Sergisi" programı düzenledi.
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki program, Filistinli öğrenci Abed Al Raman Sarab'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 29 Ocak 2009'daki Dünya Ekonomik Forumu (WEF) panelinde dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e "One minute" çıkışı ile Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Filistin hakkında gerçekleştirdiği konuşmalarından çeşitli kesitler ile İsrail'in Gazze'deki zulmünü anlatan kısa film gösterildi.
Programda, ilk sayısı 7 Ekim 2023'te Gazze özel sayısı olarak yayımlanan ve uluslararası öğrencilerin Filistin'de yaşananları anlattığı yazıları içeren "Her Boydan" dergisinin tanıtım videosu izletildi.
Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, burada yaptığı konuşmada, Osmanlı himayesindeki Kudüs'te yaşayanların 400 yıl barış içinde hayatlarını sürdürdüklerini söyledi.
Arısoy, özellikle İsrail'in kurulduğu tarih olan 1948'den bugüne bölgede zulüm ve işgal altına inleyen bir Filistin olduğunu belirterek, "O yüzden Sayın Cumhurbaşkanımız 'Türkiye'nin savunması Gazze'den başlıyor' diyor. O yüzden biz Türkiye'nin savunmasının Gazze'den, Saraybosna'dan başladığını düşünüyoruz. Bütün insanlığın gözü önünde bir büyük soykırım işleniyor." dedi.
- "Konuşmak önemli ama boykot da önemli"
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan da İsrail'in gerçekleştirdiği soykırımla dünyada insanlık vicdanının uyanışa geçtiğini söyledi.
Dünyada adaletsizlik, zulüm, kan ve gözyaşının çoğaldığını belirten Erdoğan, Filistin'e, Birleşmiş Milletlerin ve uluslararası hukukun olduğu bir dönemde Hiroşima ve Nagazaki'ye atılanın dört misli bomba atıldığını kaydetti.
Bilal Erdoğan, Batı'nın Afrika'daki soykırımları "medeniyet görmemiş halklar" arasında yaşanan olaylar olarak tanımladığını belirterek, "Şimdi soykırımın bir tarafında Batı'nın göz bebeği İsrail var. Her zaman destekçisi oldukları, hiç toz kondurmadıkları, her türlü Birleşmiş Milletler kararlarını uygulamadan hayatına devam eden İsrail, zulümlerine devam ediyor. Dünya da buna karşı bir şey yapmıyor." diye konuştu.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Batı, İsrail'in soykırımını sahiplendi, doğrudan suç ortağı noktasına gelmiş durumda. Önümüzdeki dönemde yapılacak yargılamalarda sadece İsrail'in değil, İsrail'in soykırıma devam ettiğini bilerek verilen silahların tedarikçilerin de yargılanması kaçınılmaz olacaktır ve olmalıdır. Yoksa son dönemi kan, gözyaşı görmüş milletlerin huzura kavuşması mümkün olmayacaktır."
Bilal Erdoğan, Türkiye'nin tek başına İsrail'le ticareti kestiğine dikkati çekerek, "Hangi ekonomiste sorsanız Türkiye'nin yapmaması gereken bir şey. Çünkü 3 milyar doların üzerinde bir yıllık cari fazladan vazgeçiyoruz. Cari açık sorunu olan bir ülkeyiz. Peki, 50 küsur İslam ülkesi -İsrail'le ticareti olmayanların zaten ticareti yok- hepsi İsrail'le ticareti kesse o zaman bir etkisi olur mu? Elbette ki olma ihtimali daha yüksek ama bunu yapan tek ülke Türkiye oldu." ifadelerini kullandı.
İsrail'in saldırılarında ölenlerin yüzde 40'ının çocuk olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"İsrail'in bunu çok bilinçli bir şekilde yaptığını görüyoruz. Normal şartlarda bilinçli bir şekilde çocukların ölmemesine çalışırsınız ama ölenlerin neredeyse yarısı çocuk olunca bilinçli bir şekilde çocukların hedef alındığını söylemek zorundayız. Çünkü İsrail nasıl ki Firavun, Musa'yı yetişkinliğe erişmeden yakalamak için o yaştaki bütün çocukların öldürülmesini emretmişti. İşte şimdi İsrailoğulları o zamanki atalarının başına geleni veyahut da Hitler'in elinde yine atalarının başına geleni şimdi Filistinli kardeşlerimize uyguluyor. Bir neslin yok edilmesi için çocukları hedef alıyor. Ne kadar çok çocuğu öldürürsem o kadar az Filistinliyle başa çıkmam gerekir, diye hesap ediyor."
Gazze'deki soykırımda sadece İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kötü adam olmadığını kaydeden Erdoğan, "İsrail kamuoyu istisnaları olmakla birlikte büyük çoğunlukla yapılanları destekliyor. Siz eğer başka inanca sahip olan insanların sizin kadar kıymetli olmadığını düşünürseniz, Yahudi olmayanların öldürülmesine, mallarının alınmasının size helal olduğunu düşünürseniz; elbette ki Filistinlilerin evlerini de çalarsınız, kitaplarını çalarsınız, mallarını da çalarsınız. Tabii ki onlara soykırım uygularken de kendinizin suçlu hissetmezsiniz." diye konuştu.
İsrail'e destek veren firmalara karşı boykotun önemine de değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Konuşmak önemli ama boykot da önemli. Ne olur boykotla? Ne yapabilirim boykotla? Özellikle birkaç markanın dersini almasını sağlamak lazım. Özellikle birkaç büyük marka mesela şu ülkeden çekildi, bu ülkede operasyonlarını bitirmek zorunda kaldı, dükkanlarını kapattı. Bunların çok gücü var. Bunlar çünkü bütün bir direniş cephesine moral verecek işler. Hiç olmazsa çok sevdiğimiz o içeceği artık içmeyelim. Çünkü Türkiye'de özellikle her şeyin alternatifi var, yerlisi var. Mahkum değiliz, muhtaç değiliz. Hiç olmazsa bir şey yapıyoruz diyelim."
Program hediye takdimlerinin ardından son buldu.