Artan karbon emisyonları nedeniyle yüzyılın sonunda küresel ısınmanın 1,5 derecede tutulmasını olası görmeyen bilim insanları, ülkelerin BM'ye Ulusal Katkı Beyanlarını sunmaya devam edip verdikleri sözleri yerine getirmeleri halinde sıcaklıkların 2 derecenin altında tutulabileceğini belirtiyor.

BM'nin 2023'te yayımladığı Emisyon Açığı Raporu'na (Emissions Gap Report) göre 2030 yılına gelindiğinde sıcaklıkların 2 derecenin altında tutulması için sera gazı emisyonlarının 2015'e kıyasla yüzde 28; 1,5 derecenin altında tutulması için ise yüzde 42 oranında azaltılması gerekiyor.

Raporda, bu emisyon hedeflerinin gerçekleşmesinin yolunun, ülkelerin Ulusal Katkı Beyanlarında (NDC) sundukları hedeflere ulaşmalarından geçtiği, buna karşın küresel sera gazı salımının 2021-2022'de yüzde 1,2 artarak 57,4 gigaton karbondioksit eşdeğerine ulaştığı vurgulandı.

Küresel karbon salımının yüzde 76'sından sorumlu G20 ülkelerinin sera gazı artışları küresel ortalamayla aynı oranda, yüzde 1,2 artarken ülke emisyonlarında Çin yüzde 30 ile birinci, ABD yüzde 11 ile ikinci, Hindistan yüzde 7 ile üçüncü sırada yer aldı. AB'nin yüzde 7, Rusya'nın ise mevcut emisyonlarda yüzde 5 payı bulunuyor.

Gençlik ve Spor Bakanı Bak, Malatya'da gençlerle buluştu: Gençlik ve Spor Bakanı Bak, Malatya'da gençlerle buluştu:

Ülkelerin ve sektörlerin karbon emisyonlarını hesaplamak üzere 18 ülkeden 70 kurum ve kuruluş ile 100 kadar bilim insanının bir araya gelerek oluşturduğu Global Carbon Project (Küresel Karbon Bütçesi) adlı platformda görevli akademisyen Piyu Ke, küresel karbon emisyonlarının durumunu ve geleceğe yönelik değerlendirmelerini AA muhabirine anlattı.

- "Çin'in emisyon artış hızı yavaşlıyor"

Küresel karbon bütçesinin hesaplanmasının iklim krizi karşısında nerede durulduğunun anlaşılması açısından önemli olduğunu kaydeden Piyu, emisyonlarda son 10 yıldaki artışın, bir önceki 10 yıla göre daha az olduğunu, özellikle Kovid-19 salgını sonrasında, artış yönündeki gidişatın durdurulabileceğinin görüldüğünü ifade etti.

Avrupa ülkelerinin uyguladıkları politikalarla emisyon artış eğilimlerini düşürdüklerine dikkati çeken Piyu, karbon salım devi olarak nitelendirilen Çin'in emisyon artış eğiliminde de düşüş gözlendiğini vurguladı.

Çin'in özellikle yeşil enerji dönüşümü için ciddi yatırımlar yaptığını anlatan Piyu, şunları söyledi:

"Bu tablo göz önünde bulundurulduğunda mevcut karbon emisyonundaki gidişatı iki önemli şey etkileyecek. Bunlardan ilki Çin’in toplam enerji talebindeki artışın yavaşlaması. Çin’in artık eskiyle karşılaştırıldığında o kadar enerji ihtiyacı yok. Bunun sebebiyse ekonomi yatırımlarında geçirmekte olduğu dönüşüm. Çin artık karbona bağımlı bir ekonomiden yüksek teknoloji üreten bir ekonomiye geçiyor. Yani artık devasa karbon salımına yol açan beton üretimi gibi endüstri dallarından uzaklaşıyor. İkincisi de başta güneş enerjisi olmak üzere Çin’in yeşil enerji dönüşümü yatırımları."

Yüzyılın sonunda küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutmanın imkansız olduğu yorumunu yapan Piyu, "Öte yandan birçok bilim insanı, ülkelerin BM'ye Ulusal Katkı Beyanlarını sunmaya devam edip verdikleri sözleri yerine getirmeleri halinde, bu yüzyılın sonuna kadar sıcaklıkların 2 derecenin altında tutulabileceğine inanıyor." dedi.

Birçok ülkenin belirledikleri hedeflere sadık kalmadığından bahseden Piyu, durumun bu şekilde devam etmesi halinde sıcaklıkları 2 derecede tutmanın dahi imkansız olacağını, 3 derecelik artışın görülebileceğini dile getirdi.

- COP29 beklentisi

Her yıl düzenlenen ve COP zirveleri olarak bilinen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı toplantılarının önemine değinen Piyu, bu zirvelerin dünyanın çeşitli yerlerinden gelen karar vericilerin, iklim krizine dair son gelişmeleri öğrendikleri önemli platformlar olduğunu söyledi.

Zirvelere dünyanın önde gelen isimlerinin katılmasıyla küresel medyada iklim krizinin geniş yer bulduğunu belirten Piyu, "Daha da önemlisi ülkeler bir araya gelip karbon emisyonlarındaki değişimler üzerine, yeşil enerji yatırımları üzerine müzakere ediyorlar ve ileriye dönük kararlar almaya çalışıyorlar. Bunlar oldukça önemli adımlar." diye konuştu.

COP zirvelerinin son yıllarda fosil yakıt üretimiyle bilinen ülkelerde düzenlendiğini hatırlatan Piyu, bunun bir fırsat olabileceğini, bu sayede uluslararası medyanın bu ülkelerin enerji çalışmalarına odaklanabileceğini ifade etti.

Piyu, 11-24 Kasım tarihlerinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenecek olan COP29’dan beklentisiyle ilgili, "COP29'un yenilenebilir enerjiye küresel geçişi hızlandırmaya odaklanmasını ve ülkelerin NDC'leri için koyduğu hedeflerini artırmasını, izleme ve hesap verebilirlik mekanizmalarını zorlamasını umuyorum. Dünyanın iklim değişikliğinin şiddetli etkilerini önlemek için cesur ve acil eylemlere ihtiyacı var. COP29 bu eylemleri hayata geçirmek için kritik bir an olabilir." sözlerini sarf etti.

Kaynak: aa