Eğitim Gücü Sen Samsun İl Sekreteri Yasemin ŞENGÖR, son günlerde gündeme gelen sınıflarda kamera uygulaması ile ilgili basın açıklaması yaptı. Sınıfların mahrem alanlar olduğuna dikkat çeken ŞENGÖR, sınıf, atölye gibi ortamlarda kamera bulundurulmasının yasal ve etik açıdan kabul edilebilir olmadığını belirterek şunları kaydetti:  

Destekleme ve Yetiştirme Kursları DYK’larda kapsam genişliyor Destekleme ve Yetiştirme Kursları DYK’larda kapsam genişliyor

“Eğitim çalışanlarımızdan tarafımıza sınıf ya da atölye gibi mahremiyeti olan özel alanlara kamera takıldığıyla ilgili bildirimler gelmektedir. Bilindiği gibi; geçtiğimiz günlerde velilerin özel eğitim sınıflarına kamera takılması yönünde talepleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından reddedilmiştir. Bunun yanında sınıflarda kamera uygulaması özgül bir konu olmakla birlikte tanımadığımız bir gündem maddesi de değildir. Bu uygulama geçtiğimiz yıllarda davalara da konu olmuştur. Bu emsal davalarda ‘doğrudan kişileri gözetleme maksadı’ içeren ve okul ya da kurum kültürü içinde ortak alanların güvenliğini sağlama amacının dışına taşan uygulamaların yasal bir dayanağı olmadığı sonucuna çıkılmaktadır. Ayrıca yakın geçmişte, 80-90 kuşağı ebeveynlerinin de tanık olduğu gibi; kreş ya da gündüz bakım evlerinde velilerin kameralarla çocuğunu interaktif biçimde izleyebilmesine dönük uygulamalar da MEB tarafından kaldırılmıştır. 

Ülkemiz yasal dayanakları kapsamında eğitim-öğretim faaliyetleri verilen kurumlarda giriş-çıkış, koridorlar ve bahçe gibi ortak kullanım alanlarında kamera uygulaması vardır. Bu uygulamada amaç bireylerin güvenliğini sağlamaktır. Bu uygulamalar, güvenlik amacı ile yapılmakta ve her hangi bir olayın açığa çıkarılması ya da herhangi bir durumda kanıtın oluşabilmesi gibi yan faydalar da sağlamaktadır. Güvenlik amaçlı kamera uygulaması, okullarda tüm paydaşların yararınadır ve herhangi bir tepkiye veya itiraza yol açmamaktadır. Bilakis herkes tarafından etik bağlamda da kabul edilebilirdir. Ancak sınıf veya atölyelerde kamera denildiğinde ’özel hayatın gizliliği’ ilkesinin ihlali söz konusu olmaktadır. Bunun yanında dersliklerde kamera uygulamasının amacı konusunda da etik ve yasal, bağlayıcı bir açıklama yapabilmek mümkün değildir. Bu nedenle de konu direkt biçimde özel hayatın gizliliği çemberinde ele alınacaktır.

Özel hayatın ve kişisel gizliliğin korunması, bireyin psikolojik sağlığından toplum sağlığına dek geniş bir yelpazede ele alınabilecek, ciddi bir konudur. Evrensel bir insan hakkıdır ve esasında bireye saygı yatmaktadır. Anayasamızda ve çok çeşitli ulusal ya da evrensel bağlayıcı yasal metinlerde vurgulanmaktadır. Özel hayatın gizliliğinin, kişi mahremiyetinin ihlali fiilleri de cezaya tabiidir.

 Öğretmen için ders işlediği sınıf, atölye ya da çok amaçlı salon, okul yönetimleri için kişisel olarak kullandığı odaları, okullarda psikolojk danışmanların kullandığı Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisleri, profesyonel ilişkilerin yürütüldüğü, mahremiyeti olan alanlardır. Buraların gizli ya da açıktan kamera gibi sistemlerle gözetlenmesinin ne yasal ne de etik düzlemde kabul edilebilir yanı yoktur. Eğitim çalışanı için ancak saygı bekleyebileceği ders işleme ortamında kamera ile izlenildiğini bilmesi, psikolojik stres kaynağı olacaktır. Denetlenmesi valiliğin yetkisinde olan ve ülkemiz yasal dayanaklarında ceza gerektiren bir fiil olarak ele alınabilecek, eğitim çalışanları için adeta bir itibar suikasti olarak da görülebilecek böyle bir gizlilik ihlaline öncelikle idareciler karşı çıkmalıdır. Böylesi bir uygulama, veliler için de takıntılı biçimde gözetleme davranışlarında bulunma gibi akıl ve davranış sağlığını tehdit edici boyutlara vararak uzun vadede aile birliği için sarsıcı dahi olabilir. 

Eğitim gündemimizde özellikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’ nun gözden geçirilmesi başta gelmek üzere çözüm bekleyen tartışmalı konular ve sorun alanlarımız mevcutken;  yasal ve etik dışı bir uygulamayı daha tartışmalı biçimde sorun olarak kaydetmek ve konuşmak dolayısıyla da daha fazla yıpranmak ve yıpratılmak istemiyoruz.   Son günlerde ortaya çıkan ‘sınıflarda kamera uygulaması’ konusunda Milli Eğitim Bakanlığının, konu infial yaratmadan açıklama yaparak son noktayı koyması ve bu uygulamaya geçen idareciler varsa tespit edilerek gereken uyarıların yapılması yararımıza olacaktır.”