Sanal bir karakter olan A. Tanıl Karakuş üzerinden yazılan ve bazı haber ajanslarında yayımlanan “Paraf Yıldırım Zor Durumda” başlıklı yazıda, aziz şehitlerimizin kanlarına saçmalık diyecek kadar alçaklaşılmıştır. Şehitlerimize dil uzatanları lanetle kınıyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun yılanı deliğinden çıkaran Devletimizin ilgili kurumları bu aşağılık sanal karakteringerçek kimliğini tespit ederek en kısa zamanda adalete teslim edecektir.
Emperyal güçler: “Alın size burası vatan toprağınızdır.” demedi. Tabi ki bu vatan, aziz şehitlerimizin kanlarıyla alındı. Bu durumu Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşımızda: “Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.” dizesiyle anlatıyor. Haberi yayımlayan ajansların sosyal medya hesaplarında bu alçak yazıyı, bir kişi bile beğenmeyerek tüm kamuoyu hem şehitlerimize yapılan hakareti hem de sendikacıların Kuşadası villalarına olan tepkisini ortaya koymuştur.
Sendikanın bir numarası salonların hatibi, iki numarası ise pazartesilerin yazarı. Bir milyon üye adına kurucu irade,sendikanın bazı uygulamaları hakkında genel başkana sorular yöneltiyor. Bu sorular karşısında sendikanın bir numarası, üyeleri bilgilendirmesi gerekmez miydi? Medeni olan da bu değil miydi? Değerlerini kadim medeniyetimizin kodlarından alan koskoca bir sendikayı savunmak kala kala şehitlerimize hakaret eden alçak sanal bir karaktere mi kaldı? Zirveden yeni ufuklara diyen Ali Yalçın, sendikal çürümüşlüğün zirvesini yaşatıyor bizlere. Sendikamız ve üyelerimiz bu çürümüşlüğü asla hak etmiyor.
Bu çürümüşlüğün bir sonucu olarak sendikada söylem ve eylem bütünselliği kaybolmuştur. Sendikanın iki numarasının 21.08.2023 tarihinde yayımlanan “Başını Yine Kuma Gömmüşsün” başlıklı yazısındaki: “'Bana cevap vermiş aklınca, ancak yine ismini yazmaya yüreği yetmemiş. Beni takip edenler bilir, insanların isimlerini, resimlerini kullanarak, habercilik adına haysiyet cellatlığı yapanlardan yıllardır sadece bir şey istiyorum, adınızla yazın da kalibrenizi ölçelim.'' sözleriyle, sendikadaki söylem ve eylem çelişkisi bu sözlerden daha güzel açıklanamazdı.
Memur-Sen yetkilileri Türkiye’nin gündemine 24.09.2023 tarihinde gelen Kuşadası Villaları için, “yok böyle bir şey” diyerek inkâr etmişken şimdi ise sanal karakter üzerinden kamuoyuna alkışlanacak bir çalışma olarak sunuluyor. Bu iş bir emek örgütünün alkışlanacak bir çalışması ise Ali Yalçın, Sayın Cumhurbaşkanımızla yapacağı bir görüşmede şu Kuşadası villalarını övüne övüne örnek bir çalışma olarak anlatmalıdır. Anlatmalı ki güzel örnekler paylaşıldıkça daha da anlam kazansın ve diğer sendikalar da bu projeden esinlenerek onlar da kendi üyelerinin karşısına daha yeni projelerle çıkabilsinler.
Fakir fukarayı, garip gurabayı gözeten tüm dünya mazlumlarının umudu olan dünya lideriCumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bilse ki sendikacılar dar gelirli vatandaşlarımızın bir ev sahibi olma hayallerini kurduğu TOKİ arazisine lüks villa yapıyor, derhal Ali Yalçın’ın azlini ister ve sendikaya dakayyum atanması gündeme gelir.
Bir milyon üye, sendikacıların Kuşadası villalarına tepkisini sessiz güç olarak gösteriyor. Üyeler diyor ki, bu proje niçin üyelere duyurulmadı? Bu lüks villaların mülk sahipleri hangi kriterlere göre belirlendi ve bu kişiler kimlerdir? Bizler kiralarda otururken niçin sosyal konut yapılmadı da lüks konsept konutlar yapılıyor? Her şey şeffaf ise omuzlarına basarak yükseldiğin sendika üyelerini bugüne kadar niçin bu konuda bilgilendirmedin?
Sendikacıların TOKİ arazisindeki Kuşadası villalarına üyelerin yanı sıra Kuşadalılar tepkili, Kuşadası’nın 20 km kuzeyinde bulunan Selçuk ilçesindeki baraka evde beş yavrusunu kaybeden anne tepkili, kirada oturan memurlar tepkili, TOKİ’den bir ev sahibi olma hayalini kuran milyonlarca dar gelirli vatandaşlarımız tepkili ve arazinin sahibi olan 86 milyon tepkili.
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde Memur-Sen ile ilintili dört tane kooperatifin de (Paraf, Paraf 2, Paraf İzmir ve Paraf Ankara) “Üyelerinin konut ihtiyacını karşılamak” amacı ile kurulduğu açıklanıyor. Yazıda bahsedildiği gibikooperatifin faaliyet alanı kârlı yatırım ve ticaret yapmakolmamasına rağmen sanal karakter vasıtasıyla ağızlarındaki baklayı çıkarıyorlar. Herhalde kârlı yatırımdan kasıt, sendikanın örgütsel gücünü kullanarak, kooperatifçilik masumiyeti altında hazine arazilerine çöreklenerek zenginleşmek kast ediliyor. Bir memurun 9 yılda hayatın olağan akışı içerisinde ne kadar mal-mülk sahibi olabileceği bellidir. Ali Yalçın, sendika genel başkanı olmadan önceki ve şimdiki mal varlığını birinci ve ikinci derecedeki yakınlarının üzerindekilerle birlikte açıklamalıdır.
Ayrıca bu yazıda devlet büyüklerimizin, kurumlarımızın ve dar gelirli vatandaşlarımızın hafife alınmasını da şiddetle kınıyoruz. TOKİ ve Hazine arazileri tüyü bitmemiş yetimin ve 86 milyon vatandaşın hakkıdır. Bu araziler amacı dışında ve kamu yararına aykırı kullanılamaz. Devletin kurumu bu araziyi sendikayla ilintili kooperatife sattıysa, “Alın siz kendinize lüks villa yapın.” diye vermedi. Kirada oturan memurlara sosyal konut yapın diye verdi. Yazıda da itiraf edildiği üzere kooperatif marifetiyle sosyal konut taahhüdüyle alınan Kuşadası’nda bulunan TOKİ arazisine bir avuç sendikacı, bu araziyi ticari ve kârlı bir yatırım olarak görerek kendilerine villa yaptırmaya başlamışlardır. Bu rantiyeci güruh, devletimizin iyi niyetini suiistimal etmiştir. Haliyle bunun da bir karşılığı olmalıdır.
Kendilerini devlet yerine koyarcasına, “İzin vermişler, sabretmişler?” sözlerini sanal karaktere söyletiyorlar. Anayasamızın tanıdığı ifade özgürlüğünü ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptırdığı reformlarla oluşturduğu özgürlük iklimini kısıtlamayı hangi yetkiyle yapmaya çalışıyorsunuz. Üyeler, sendikal konularda düşüncelerini açıklamak için sizden icazet mi alması gerekiyor? Anayasal hakkı olan üye, düşüncesini açıklayabiliyor olmasını kendinizin bir lütfu mu olarak görüyorsunuz? Eski Türkiye’yi çağrıştıran bu zihniyetin Türkiye Yüzyılında yerininolmadığını hatırlatalım.
Türkiye’de memur sendikaları var iken Akif İnan’ın niçin yeni bir sendika kurduğunu, dava sendikacılığını rant sendikacılığına dönüştürenler anlayamazlar. Anlayamadıkları için de: “Şöyle bak diğer sendikalara, senin gibi bir tane örnek var mı?” sözleriyle kendilerince aba altından sopa gösterenlere soruyoruz: Üyesi kirada otururken kendilerine lüks villa yapan sizin gibi başka bir sendika var mı? Üyelerinin konut ihtiyacını karşılamak için kurulmuş olan 54.996 tane kooperatif içerisinde TOKİ’den aldığı araziye sosyal konut değil de lüks villa yapan paraf kooperatifinden başka bir kooperatif daha var mı?
Yıldırım Demirci