Çocukların duygu ve düşüncelerini geliştirmek için çocuk kitaplarının çocuğun yaşına ve gelişimine uygun dil ve resimlerle yapılmış olması gerekir. Resimleri açık, anlaşılır, canlı ve konuya uygun olmalıdır. Çocuklar adına üretilen nitelikli yayınlar çocuk- edebiyat-sanat etkileşiminin kapısını aralayan etkili bir uyaran olmalıdır. Ayrıca kitaplardaki resim-metin ilişkisi öğrencilerin algılama ve yorumlama becerilerini geliştirecek biçimde tasarlanmalıdır.
Çocuk edebiyatında yaş grupları üç gruptan oluşmaktadır.
Okul Öncesi Dönemi (0-6 yaş)
-İlkokul Dönemi (7-9 yaş)
-Serüven Dönemi (10-13 yaş)
-Gençlik Edebiyatı Dönemi (14 yaş ve üzeri)
Çocuklara doğdukları andan itibaren hatta anne karnındayken bile kitap okunabilir, ninniler, şarkılar söylenebilir. Bebekler anne karnındayken konuşmalardan etkilenirler. Okunanı anlamazlar elbette ama okuma ritminin getirdiği ahengi algılayabilirler. Çocuk, doğar doğmaz sesleri bir yetişkin kadar duyar. Çocuğun anadilini öğrenmesi için dinleyebilmesi gerekir. Dinlemeyi öğrenmesini sağlamak için ona, daha konuşmaya başlamadan da önce öykü anlatılabilir. Ama okunan öykü, yaşına uygun olmalıdır.
3 yaşına kadar çocuğa düzenli olarak kitap okunduğu zaman, çocuk, kitapların oyuncaklardan farklı olduğunu, kitapların bir şeyler anlattığını, kitapların resimleri olduğunu, ayrıca bu resimlerle gerçek nesneler arasında bir bağ bulunduğunu öğrenir. Öykü anlatma, öykü okuma faaliyetinin keyif verici olması, çocuğun kitapları sevmesini ve öğrenmeye olumlu yaklaşmasını sağlar. Okuma alışkanlığını başlatır ve geliştirir. Kitap okumak bu yaştaki çocuğun gelişimine doğrudan katkı yapar.
Okul öncesi dönemde çocuklar kitap okuma faaliyetinden, kitapların önü arkası olduğunu ve öykülerin başı ve sonu olduğunu, sayfadaki işaretlerin yazı olduğunu, okumanın soldan sağa doğru olduğunu, resimlerin öyküyü anlattığını, öykülerin uydurulmuş olduğunu ama bazılarının gerçek şeyleri anlattığını, öykülerin bazılarının acıklı, bazılarının komik, bazılarının heyecanlı olduğunu, öğrenirler.
Çocuk, kitapların yardımıyla zaman içinde hayal kavramını anlamaya başlar. Hatta kendisinin de öykü uydurabileceğini öğrenir. Öyküler genellikle bir problemle başlar. Çocuk öyküyü dinlerken kendi kafasında çözümler arar. Olayın gelişmesine aktif olarak katılır.
Okul öncesi yaşlarda kitap, çocuğa anne baba ya da öğretmen tarafından okunduğu için bir paylaşma söz konusudur. Bu da, yetişkinle çocuk arasında paylaşılan keyifli bir etkinlik ortamı yaratır. Böyle olunca da çocuk sözcüklerin güzelliğine, ahengine kendini kaptırır ve okunan metindeki fikirleri yakalama fırsatı bulur. Böylece okunandan gerçekten zevk alır.