Milli Eğitim Bakanlığı’nın atama ve yer değiştirme yönetmeliği ile 2024/57 sayılı genelgeye dayanarak yürütülecek olan norm fazlası öğretmen atamalarında, Eğitim Gücü Sendikası olarak resen atama uygulamasına karşı olduğumuzu bir kez daha yürekten vurgulamak isteriz. Bizler, her öğrencimizin hayatına dokunan, onları bilgiyle ve sevgiyle büyüten, ülkemizin yarınlarını inşa eden eğitimcileriz. Eğitim çalışanlarının özlük haklarını koruma ve iş güvencesini sağlama sorumluluğumuzun bir gereği olarak, norm fazlası öğretmenlerin atanma sürecinde
rızaya dayalı bir yöntem benimsenmesinin, eğitim adına bir gereklilik ve insan olmanın bir sorumluluğu olduğuna inanıyoruz.

Yeni uzman öğretmenlik ve başöğretmenlikte sınav yerine 4 kriter Yeni uzman öğretmenlik ve başöğretmenlikte sınav yerine 4 kriter

Özellikle 6 Şubat depreminin ağır etkilerinin yaşandığı ve "asrın felaketi" olarak nitelendirilen bu süreçten en fazla etkilenen dört deprem ilinde, il merkezinde yıkılan evler ve öğrenci nüfusundaki azalma göz önünde bulundurularak, norm fazlası öğretmen atama sürecinde resen atama yönteminin uygulanmaması gerektiğini savunuyoruz. Yıkılan yalnızca binalar değil, öğretmenlerimizin umutları, kurdukları hayatlar ve gelecek hayalleri de olmuştur. Deprem bölgesinde görev yapan öğretmenlerimiz, ailelerinden ve öğrencilerinden ayrılmadan, onların yanında kalarak, yeniden inşa sürecinde ellerini taşın altına koymaya devam edebilmelidir. Zorla ve inatla sürdürülecek bir atama süreci, onların yaralarına bir yenisini eklemekten başka bir sonuç getirmeyecektir.

Depremin ardından yaşanan büyük fiziksel yıkımın yanı sıra, eğitim çalışanlarının ruhunda derin bir psikolojik yıkım meydana gelmiştir. Öğretmenlerimiz hâlâ bu travmanın izlerini taşımakta, sevdiklerinin ve öğrencilerinin yaralarını sarmak için mücadele etmektedir. Bu süreçte resen atama, yalnızca fiziksel bir yer değişikliği değil, ruhlara yapılan bir sarsıntı anlamına gelecektir. Bu tür uygulamalar, öğretmenlerimizin mesleki motivasyonunu, eğitim-öğretim sürecinin verimliliğini ve çocuklarımıza sunulan eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkileyecektir.

Bu olumsuz etkiler yalnızca deprem bölgesiyle sınırlı kalmamakta, ülke genelinde tüm öğretmenlerimizin çalışma huzurunu ve motivasyonunu tehdit etmektedir. Bilinmelidir ki, çocuklarımızın hayatına dokunan ellerin, onların geleceğine yön veren yüreklerin zorla bir yerden başka bir yere gönderilmesi yalnızca öğretmenlerimizi değil, ülkemizin yarınlarını da derinden yaralayacaktır. Eğitim Gücü Sendikası olarak yalnızca deprem bölgesinde değil, Türkiye genelinde tüm resen atama uygulamalarına karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Her öğretmenin, her çocuğun ve her sınıfın gönülden bir bağ ile örüldüğü, eğitim sistemimizin sürdürülebilirliği ve kalitesi adına öğretmenlerimizin kendi istek ve tercihleri doğrultusunda bir yer değiştirme süreci ile karşı karşıya kalması, eğitim adına elzemdir.

Eğitim Gücü Sendikası olarak, bakanlığın bu yanlıştan dönmesi adına her türlü yasal ve demokratik hakkımızı kullanacağımızı, her türlü eylem ve girişimde bulunacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz. Eğitimci olmanın sorumluluğu ve insan olmanın gereği olarak, her çocuğumuza daha güzel yarınlar sunmak için eğitim çalışanlarımızın haklarını savunmaya devam edeceğiz.

Yusuf YILMAZOĞLU 

Eğitim Gücü Sen Malatya İl Başkanı