Zorlu sevdam, asil düşümsün sen çocuk! Memleketim de sensin, memleketimin geleceği de sensin. Her şey senin için, memleketim için.
Yüreğimdeki memleket sevdası, ülkemin geleceğine vefa borcum, eğitimin vatanım için ne kadar önemli olduğu bilinciyle yazıyorum. Başıma geleceklerden korkmuyorum, ifade edeceklerimin başımıza getireceği olumsuzluklardan korktuğum kadar.
Bir okul dile geldi, bana da okulumuza tercüman olmak düştü.
Ülkemin bir ilinde bir okulum ben. Sabah ortaokul öğrencileri gelir, öğleden sonra ilkokul öğrencileri gelir. Bir bina da olsam iki okul sayılırım.
Böyle kıyıda, köşedeki okullardan biriyim. Ama sevimli öğrencilerim, fedakar öğretmenlerim var.
Öğretmenlerim beni iyileştirmek için, öğrencileri daha iyi bir okulda eğitim görsün diye var gücüyle çalışıyorlardı.
Bir gün bir müdür geldi. Bir öğretmenim benim için bir ilk olan bir şey yaptı ve bir hayırsever buldu. Para getirdi, müdüre verdi. Defterim vardı oraya yazması gerekirdi ama yazmadı nedense.
Para geldiğinde sevinmiştim. Öğretmenim demişti ki; “Okulda tadilat yapalım, çocuklar temiz, sağlıklı bir okulda eğitim görsün.”
Ama olmadı bir türlü. Okul müdürü benim için bir şey yapmadı. Öğretmenlerim kurul toplantısında sorduğunda da “Geç de olsa dolar aldım ben o paraya.” Dedi.
İki yılı geçmesine rağmen o bağışla benim için bir şey yapılmadı. Şimdi de yeni bir okula gidecek. Paralar duruyorsa onları da götürecek. Ama o para benim hakkımdı.
Öğretmenlerimin onca çabasına rağmen ben böylece kaldım. Artık öğretmenlerimin de hevesi kırıldı benim için bir şey yapmak istemiyorlar.
Bir müdür aydınlanmak üzereyken beni karartıp gitti. Benim başıma gelen başka okulların başına gelmesin.
Elçiye zeval olmazmış. Okulumuz dedi ben yazdım.
Üst makama iletilmesine rağmen, bu idareci hala mı idare edilecek?
Ben çözemedim ama çözecek merciler muhakkak vardır.
Bu daha bir tanesi…
Türk Milleti adına gereğini bilgilerinize arz ederim.
Gülay ÇETKİN
Eğitim Gücü Sen Denizli İl Başkan Yardımcısı