İSTANBUL (AA) - SEMRA ORKAN - İlkokuldan beri arkadaş olan Yasemin Kırkağaçlıoğlu ve Elif Çatıkkaş, çocuklarına sağlıklı gıda bulmak için çıktıkları yolda, şehirde sürdürülebilirlik ve ekoloji konularında uygulamalı eğitim ve danışmanlık vermeye başladı.
Bilgisayar mühendisi Çatıkkaş ile işletmeci Kırkağaçlıoğlu, bir süre eğitim gördükleri alanlarda kariyerler yaptı. Anne olunca çocukları için sağlıklı gıda arayışına giren iki arkadaş, permakültür (sürdürülebilir tarım), sürdürülebilir yaşam, toprak sağlığı konusunda çeşitli eğitimler aldı.
Şehirde ekolojik yaşam ve gıda yetiştiriciliği üzerine danışmanlık şirketi kuran Çatıkkaş ve Kırkağaçlıoğlu, Sabancı Vakfı 15. Sezon Fark Yaratanları arasında da yer almayı başardı.
Ofis ortamından doğal yaşama evrilen hayat hikayelerini AA muhabirine anlatan Yasemin Kırkağaçlıoğlu, 2 çocuk annesi olduktan sonra sağlıklı gıda arayışının başladığını, bu nedenle kent bahçeciliği ve kompost üzerine eğitimler aldığını söyledi.
2017'de şirket kurup işin içine girdiklerinde iklim konusunda kritik eşiğe ulaşıldığını fark ettiklerini belirten Kırkağaçlıoğlu, "Önce birdik, iki olduk, derken eğitime gelenlerle birlikte çok güzel bir topluluk oluşturduk. Daha sürdürebilir yaşamın mümkün olduğuna inanan çok fazla kişi var. Bunlar nerden başlayacaklarını bilmiyor." dedi.
Tarım konusunda eğitim almak isteyenlerin sayısının giderek arttığına dikkati çeken Kırkağaçlıoğlu, "Bir grup 'Ben şehirdeyim ama bir şeyler yapmak istiyorum' diyerek, bir grup da 'Artık tamam, İstanbul'dan kırsala gitmek ve tarım konusunda eğitim almak istiyorum' diyerek eğitim alıyor." ifadelerini kullandı.
- İstanbul'dan köye göçmek isteyenler de eğitim alıyor
Şehirden doğaya dönmek isteyenlerin sürdürülebilirlik ve ekolojik dengeyi yeniden keşfetme arzusunda olduklarını dile getiren Kırkağaçlıoğlu, kırsala göç etmeden önce katılımcılara teorik bilgileri sağlam bir temele oturtmalarına yardımcı olduklarını, ardından şehirde uygulanabilecek pratiklerle bu bilgileri hayata geçirmelerini sağladıklarını aktardı.
Kurumsal firmalara da eğitimler verdiklerinin altını çizen Kırkağaçlıoğlu, "Bu firmalarda insanlar stresli bir ortamda. Onlara bir nebze nefes aldırmak istiyoruz. Mesela bir şirketin içinde gıda bahçesi kurduk. Şirket çalışanları sabah bahçeden rokasını, domatesini, salatalığını toplayıp masasına gidip, kahvaltı yapıyor. Özetle, sağlıklı gıdayı şirket bahçelerinde bile yetiştirmek mümkün." diye konuştu.
Kırkağaçlıoğlu, balkon gibi küçük alanlarda bile roka, maydanoz, dereotu, taze soğan gibi yetiştirilebilecek gıdalar olduğunu belirtti.
İstanbul'un bazı yerlerinde kent bahçeciliği uygulamaları yaptıklarını aktaran Kırkağaçlıoğlu, çocuklarla birlikte bu bahçeleri tasarladıklarını ve 7'den 70'e her yaş grubuna eğitim verdiklerini kaydetti.
Özellikle büyük şehirlere gıdanın dışarıdan geldiğini hatırlatan Kırkağaçlıoğlu, şunları söyledi:
"Pandemi döneminde, 'ben kendime ne kadar yetebilirim?' sorusunu kendimize yönelttik. Bu yüzden kent bahçeciliği hem gıda güvenliği hem de sağlıklı gıdaya erişim anlamında hepimizin edinmesi gereken bir beceri. Ayrıca, toprakla uğraşmak çok keyifli. Eğitime gelen katılımcılarımız, toprakla hemhal olduğu zaman çok daha rahatlamış, kendilerini daha iyi hissederek ayrılıyor. Bir çoğumuzda şehirden kırsala kaçış isteği var ama bu pek de kolay bir şey değil. Kırsala gittiklerinde oldukça zorlananlar hatta geri dönenler de oluyor."
- "Herkesin kendi gıdasını yetiştirmesine katkı sunuyoruz"
Elif Oğuz Çatıkkaş ise bilgisayar mühendisi olarak yaklaşık 10 yıl kariyerine devam ettikten sonra, tohumları şehirle buluşturmak ve ekolojik uygulamaların yaygınlaşmasını sağlamak için eğitim vermeye başladığını söyledi.
Verdikleri hizmeti 4 ana çerçevede anlatan Çatıkkaş, "Öncelikli olarak atölye eğitimi veriyoruz. Bu eğitimlerde, konuya meraklı, 'Ben ne yapabilirim?' diyen, derinleşmek isteyen herkese, kendi gıdasını nasıl yetiştirebileceğini, nasıl saksıda bostan kurabileceğini, organik atıklardan kompost nasıl yapılacağını anlatıyoruz. Bunları destekleyici ekolojik ürünlerimiz de var. Aynı zamanda şehirlerde küçük alanlarda bireylere, kurumlara ve okullara ekolojik tarım, yağmur hasadı ve kompost sistemlerinin olduğu bütüncül bahçeler tasarlıyoruz. Dezavantajlı bölgelerdeki çalışmalarımızı ise Yaşam için Toprak Derneği ile yürütüyoruz. Gecekondu mahallelerinde, devlet okullarında ve deprem bölgesinde yürüttüğümüz projelerimiz var." şeklinde konuştu.
Katılımcıların İstanbul çeperinde yer alan Gebze'deki uygulama alanlarında bu fırsatı bulduklarını belirten Çatıkkaş, şöyle konuştu:
"Ekolojik tarımla ilgilenmek isteyen ve saksıda bostan eğitimini alan bir katılımcımız, ilk üründen sonra 'Baba oldum' diyerek, bizi aradı. Eğitimler sayesinde insanlar nereden başlayacağıyla ilgili bir fikre sahip oluyor. Ne kadar derinleşeceğiyle ilgili yol haritasını ellerine veriyoruz. Eğitimlerden sonra da onları yalnız bırakmıyoruz, bir topluluk oluşturuyoruz. Bu topluluğu ayakta tutarak, herkesin dahil olup bu süreci devam ettirmesine, kendi gıdasını yetiştirmesine katkı sunuyoruz."