Büyükçekmece'de, Sedef Güler'in denizde halıya sarılmış ve ayaklarına ağırlık bağlanmış şekilde ölü bulunmasına ilişkin fezlekede şüpheliler Y.G. ve F.B. hakkında kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet talep edildi.

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan fezlekede, 7 Haziran'da Büyükçekmece Mimar Sinan Mahallesi Gülcemal Sosyal Tesisleri önündeki balıkçı barınağının bulunduğu mevkide yapılan incelemelerde, maktulün cesedinin sarıldığı halının çuval ve perde parçalarıyla çevrildiği, maktulün ellerinin koli bandıyla, ayaklarının ise zincirle ağrılık bağlandığının tespit edildiği belirtildi.

Maktulün kesin ölüm nedenin tespit edilebilmesi için cesedin Adli Tıp Kurumu'na sevk edildiği aktarılan fezlekede yer verilen olay yeri inceleme raporunda, maktulün sarılı olduğu halının üzerinde "Karaca" isimli halı yıkama fabrikasına ait etiket olduğunun tespit edildiği, fabrika görevlileriyle yapılan görüşmelerde Z.E'nin halının sahibi olduğu kaydedildi.

Bu kişinin emlak işiyle uğraştığı, halının bulunduğu daireyi şüpheli F.B'ye kiraladığının kaydedildiği fezlekede, yapılan incelemeler de cesedin bulunduğu halı etrafında bulunan kahverengi perde ve halı üzerindeki un çuvalı parçalarının, kalan kısmıyla kanlı eldivenin, vestiyerde asılı çanta içerisinde maktul Sedef Güler'e ait kimlik bilgilerinin olduğu eşyaların bulunduğu ifade edildi.

Fezlekede, maktulden alınan parmak iziyle yapılan Otomatik Parmak İzi Teşhis Sistemi (APFIS) sorgulamasında cesedin Güler'e ait olduğu, dairenin şüpheliler F.B. ve Y.G. tarafından beraber kullandığının tespit edildiği aktarıldı.

Şüpheli Y.G. ile kızı H.Y.G'nin ikamet ettiği adrese ait kamera kayıtlarının incelendiğine dikkati çekilen fezlekede, Y.G'nin 4 Temmuz'da siteye girdiği, ardından O.Ö'nün Güler'i adrese getirdiği, H.Y.G. ile maktulün tartıştığı, bunun üzerine 5 Temmuz'da Y.G'nin Sedef Güler'le siteden ayrılıp, şüpheli F.B'nin evine gittikleri ve bir süre sonra F.B'nin de eve geldiği vurgulandı.

Şüphelilerin adreste tespit edilemeyen bir nedenden dolayı Güler'i öldürdüklerinin tespit edildiğinin altı çizilen fezlekede, bu kişilerin cesedi yok etmek için plan yaptıkları, bir gün sonra buluşmak üzere evden ayrıldıkları kaydedildi.

Fezlekede, şüphelilerin 6 Haziran'da tekrar buluştukları, cesedi Mimar Sinan Köprüsü'nün bulunduğu yere atmaya karar verdikleri, cesedi koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları belirtildi.

Şüphelilerin, cesedin bulunduğu daireye kameranın görmediği bir açıdan girdiklerinin ifade edildiği fezlekede, maktul Sedef Güler'in cesedini 7 Temmuz günü saat 02.00-03.00 sıralarında çıkardıkları, cesedin ayaklarına zincir ve ağırlık bağladıkları, maktulü halıya sararak Mimar Sinan Köprüsü'nden aşağıya attıkları, daha sonra şüphelilerin olay yerinden ayrıldıkları bildirildi.

Olaydan sonra şüpheli F.B'nin Esenler'deki ikametine gittiği, diğer zanlı Y.G'nin ise yurt dışına gitme planı yaptığının aktarıldığı fezlekede, F.B'nin olay günü Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü Otogar Polis Merkezi Amirliği görevlilerini durdurarak, "Y.G'nin kendisini Gürpınar'da bulunan ikametine çağırdığını, eve gittiğinde hareketsiz yatan bir kadın gördüğünü, kontrol ettiğinde yaşam belirtisi olmadığını, polise haber vermek istediğinde Y.G'nin kendisine silah çektiğini, nalburdan zincir ve ağırlık aldıktan sonra kadını halıya sardıklarını, 7 Temmuz'da Büyükçekmece'de sahil tarafına gidip cesedi köprü üzerinden suya attıklarını ifade ettikleri yer aldı.

Fezlekede, firari olarak aranan şüpheli Y.G'nin zanlılardan Y.H.A'nın aracılığıyla Yunanistan'a gönderildiği ancak daha sonra bir şekilde ülkeye iadesi sağlandığı ve şüpheli Y.G'nin Edirne'de yakalandığı belirtildi.

İstanbul'a getirilen şüpheli Y.G'nin fezlekede yer alan ifadesinde, maktul Sedef Güler'i 4-5 ay öncesinde tanıdığı, 4 Haziran'da maktulün kızıyla yaşadığı ikamete geldiğini, kızının kendilerini evden kovduğunu, evden kovulunca maktulle birlikte diğer adrese geçtiklerini, Güler'in kendisine ellerinin ve ayaklarının kasıldığını, maddeyi içeceğine attığını söylediğini ancak kendisinin içmediğini iddia ederek, sabah olduğunda maktulün kötü durumda olduğunu dile getirdiği aktarıldı.

Şüpheli Y.G'nin, diğer zanlı F.B'yi aradığını, buluştuklarında nalburdan 2 zincir, 2 asma kilit ve bant aldıklarını, aynı gün Güler'i bıraktıkları adrese gittiklerini, cesedi halıya sardıklarını, 7 Haziran'da ise cesedi deniz ile gölün birleştiği mevkiden attıklarını ve yurt dışına kaçmak için Edirne'ye gittiğini söylediği kaydedildi.

Sedef Güler'e ait ceset üzerinde Adli Tıp Kurumunca yapılan otopsi işleminin sonucunda maktulün ölüm nedeninin belirlenemediğinin, bunun belirlenebilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu 1 İhtisas Dairesi'ne gönderildiğinin aktarıldığı fezlekede, gelen raporda maktulün kanında uyuşturucu madde bulunduğu, ölümün uyuşturucu ve uyarıcı madde sonucu meydana gelmiş olabileceği ancak maktulün baş ile boyun bölgesinde ileri derecede çürüme nedeniyle yumuşak dokularında ayrıntılı travmatik analiz edilemediği, ağız, burun kapaması ve boyna basıya bağlı ölüm meydana getirilip getirilmediği hususunda tıbben değerlendirme yapılamadığı aktarıldı.

Şüpheli Y.G'nin Sedef Güler'i kendisinin öldürmediğini iddia ettiğine ancak maktulün rahatsızlığını gidermek için bir irade sarf etmediğine yer verilen fezlekede ölüm nedeninin tespit edilmesinin engellenmesi amacıyla cesedin denize atıldığı ifade edildi.

Fezlekede Y.G. ve F.B'nin maktul Sedef Güler'i öldürdüklerini anlaşıldığı aktarılarak, ikisi hakkında "çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı" kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet talep edildiği aktarıldı.

Ayrıca şüpheli Y.H.A. hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası istendi.

Denizli'de arkadaşının öldüğü kazada yaralanan genç yaşam mücadelesini kaybetti Denizli'de arkadaşının öldüğü kazada yaralanan genç yaşam mücadelesini kaybetti

Suç ağır ceza mahkemesi alanına girdiği için fezlekenin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi bekleniyor.



Kaynak: aa