İsrail'in 350 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan merkezi kan bankasının yıkılması ve insanların da yaşanan açlık nedeniyle kan bağışında bulunamaması yaralı ve hastaların kan bulunamadığı için ölmesine neden oluyor.

Birleşmiş Milletlerin (BM) temmuz ayında yayımladığı "2024 Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme" raporuna göre, Gazze Şeridi nüfusunun tamamı, yüksek düzeyde şiddetli gıda güvensizliğiyle mücadele ediyor. Bu durum özellikle kuzeyde kendini daha çok hissettiriyor. İnsanlar yetersiz beslendikleri için kan bağışında bulunamıyor.

Şifa Hastanesine bağlı kan bankasının İsrail'in saldırılarında yıkılması da kan bulma konusunda sıkıntıların yaşanmasına neden oluyor. İsrail'in saldırılarında yaralananlar ya da kronik hastalıkları olanlar bu nedenle ölümle karşı karşıya geliyor.

Yaşanan kan sıkıntısını bir nebze olsun gidermek için Gazze kentindeki Sahaba Hastanesinde bir kan laboratuvarı kuruldu. Burada, yaralı ve hastalar için kan toplanıyor ancak kuzeydeki Filistinliler "aç" oldukları için kan verme konusunda sıkıntı yaşıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bişkek Kırgız-Türk Dostluk Devlet Hastanesi'nin açılışını yaptı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bişkek Kırgız-Türk Dostluk Devlet Hastanesi'nin açılışını yaptı

- İhtiyaç büyük, toplanan kan yetersiz

Kan laboratuvarı uzmanlarından Rami Ebu Sidu, Şifa hastanesi ve ona bağlı kan bankasının saldırılarda kullanılamaz hale gelmesinden sonra yaralıları kurtarmak ve kana ihtiyacı olanlara kan sağlamak için Sahaba Hastanesinde bir kan laboratuvarı kurduklarını söyledi.

Ebu Sidu, "Günlük olarak 20-30 ünite kan bağışı alıyoruz. Bu miktar Gazze'nin kuzeyindeki hastanelere (Endonezya, Kemal Advan, Ehli Baptist) getirilen yaralı sayısıyla kıyaslandığında çok az bir miktar. Bu laboratuvardaki kan bankası, Şifa Hastanesindekinin yüzde 10'unu karşılamıyor. Şifa Hastanesi kuzeydeki 5-6 hastaneye kan, trombosit ve plazma tedarikinde bulunuyordu." dedi.

İhtiyaç olduğu için kısıtlı ekipmanlar ve imkanlarla da olsa bu laboratuvarı kurduklarını aktaran Ebu Sidu, kan alma koltuğu, kan saklama dolapları gibi tıbbi ekipmanlarda büyük eksiklik çektiklerini dile getirdi.

Laboratuvar uzmanı, "Bağışçılar bize geldiklerinde, iyi beslenemedikleri ve Gazze'nin kuzeyinde yaşanan açlık nedeniyle çok bitkin bir halde geliyorlar. Bağışçıların çoğunun kan verdikten sonra başları dönüyor." diyerek kuzeydeki Filistinlilerin yaşadığı gıda güvensizliğinin kan bağışı sürecine etkisini ortaya koydu.

Lösemi ve böbrek hastalarının neredeyse her hafta kana ihtiyaç duyduğunu belirten Ebu Sidu, "Yapılan kan bağışları ihtiyacı karşılamıyor. Şuan laboratuvarda 100 ünite kan var ama olması gereken 500-600 ünite." diye konuştu.

- İnsanlar kan bulamadığı için ölüyor

Gazze kentinin doğusundaki Et-Tuffah Mahallesi'nden kan vermek için gelen Ebu Selman Meşravi, yeterli beslenemedikleri için kan veremediklerini, kendisinin ise kan değerleri iyi olduğu için kan bağışında bulunduğunu ifade etti.

Meşravi, "Konserve yiyeceklerle besleniyoruz ve bunların faydası yok. Hepsi koruyucularla dolu. Et, sebze, balık yok. Mevcut gıdalar besleyici değil sadece açlığı giderici." dedi.

Vatani bir görev olduğu için kan bağışında bulunduğunu belirten Meşravi, "Kardeşlerimiz kan eksikliğinden dolayı ölüyor. Yaralılar kan bulunamadığı için ölüyor. Arap ülkelerinden bize kan bağışı yapmalarını istiyoruz. El-Ehli Baptist ve Kemal Advan hastanelerinde kana ihtiyacı olan insanlar gördüm. Kan bulunamadığı için ertesi gün öldüler, yüzde 20'si kan bulunamadığı için öldü. Kan vermekten değil verdikten sonra kansız kalmaktan korkuyoruz." ifadesini kullandı.

Bir başka bağışçı Muhenned Hırez de "El-Ehli Baptist'te en az 3 kişinin kan bulunamadığı için öldüğünü gördüm. Bu durum bizi kan bağışlamaya sevk etti. Gazze'nin kuzeyinde insanlar yeterli beslenemediği için kansızlık sorunu yaşıyorlar ve kan bağışı yapamıyorlar." şeklinde konuştu.

Kaynak: aa