İSTANBUL (AA) - Enstitü Sosyal, "12. Yılında 12 Yıllık Zorunlu Eğitim Değerlendirme Çalıştayı" düzenledi.

Üsküdar'daki Enstitü Sosyal'de gerçekleştirilen çalıştayda konuşan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turgay Öntaş, 2012'de uygulamaya başlanan 4+4+4 eğitim sisteminin bu yıl 12'nci yılı olduğunu hatırlattı.

Öntaş, bu sisteme geçerken ilkokula başlama yaşında bir güncelleme gerçekleştiğini anımsatarak, yaşın erkene çekilmesinin çocukların akademik başarısına etkileri üzerine bazı araştırmalar yapıldığını anlattı.

Bu araştırmalarda, okula erken yaşta başlayan çocukların akademik başarılarında belirli bir düşme olduğuna dair bulguların ortaya çıktığına dikkati çeken Öntaş, "Tabii bunlar iyileştirilebilir. 4+4+4'ün 12'nci yılında değerlendirilmesi gereken temel kısım bu. Şimdi bu konuyla ilgili uzun soluklu araştırmalar gerekiyor. Kişisel gözlemlerle, anekdotvari çıkarımlarla bu politikalar değerlendirilemez. Değerlendirilirse eksik kalır. 4+4+4'ün hedefi neydi? Temelde o dönem Türkiye'de insanların eğitimde kalma sürecini daha ileriye çıkarmaktı. Mesela bu hedefe ulaşıldı." diye konuştu.

Bakan Fidan ve Suriye'nin yeni lideri Şera, Kasyun Dağı'nda Şam manzarası izledi Bakan Fidan ve Suriye'nin yeni lideri Şera, Kasyun Dağı'nda Şam manzarası izledi

- "İyi bir rehberlik ve yönlendirme gerekiyor"

Kandilli Kız Lisesi Müdürü Mine Kılıç da 4+4+4 sisteminde lisede dördüncü sınıfa gelen öğrencilerin tamamen üniversite sınavına kodlandığını belirterek, "Öğrenci eğer akademik olarak yürüyebilecekse 12 yıl eğitim onun için gerekli ve zorunlu olsun. Ancak mesleki anlamda bir yetenekle yürüyecekse hayatında 12. sınıfı başka türlü değerlendirmemiz lazım. Ben eğitimin süresine değil, şekline karşıyım. Dünyanın birçok ülkesinde de böyle. Fakat şeklini gerçekten yeniden düşünmemiz lazım." dedi.

Bu anlamda iyi bir rehberlik ve yönlendirme gerektiğine vurgu yapan Kılıç, "Kim akademik, kim mesleki olarak, kim sanat, kim zanaat anlamında devam edecek? Benim en temel kaygım, kaybettiğimiz bir nesil olmasın. Bazı öğrencilerin gerçekten üretmeye bir yeteneği var. Biz o çocuğu 'Akademik olarak devam etmelisin.' diye zorluyoruz. 'Bu ülkede senin iyi bir üniversiteden diploma alman lazım.' diyoruz. Çocuğun elindeki müzik veya spor yeteneğini alıyoruz. Belki desteklesek dünya çapında bir başarıya imza atacak." ifadesini kullandı.

Eğitim Danışmanı Ali Gökhan Er ise yıllarca markalarda üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra sivil toplum kuruluşlarıyla beraber gönüllü olarak eğitim konusunda çalışmalar yürüttüğünü söyledi.

Çocukları yetiştirecek eğitimcilerin sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak eğitim düzeyinde olmaları gerektiğini belirten Er, "Batı Avrupa ülkelerinde meslek liselerinden mezun olanların mesleğine yerleşme oranı yüzde 80-90 düzeyinde iken ülkemizde bu oran yüzde 14 ile 16 arasında. Bunun önlenebilmesi ve 4+4+4'ün de verimli olabilmesi için iş dünyasının tamamen eğitimle iç içe olması gerekiyor." diye konuştu.

Er, devletin 5-10 yıllık politikalarına, kimin neye ihtiyacı varsa ona göre okulların açılıp, iş dünyasının ihtiyaçlarını karşılayacak öğrenciler yetiştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Ali Gökhan Er, aksi takdirde daha uzun yıllar meslek liselerindeki öğrencilerin mezun olduktan sonra kendi işlerinde çalışma imkanı bulamayacağını vurguladı.

Kaynak: aa