Dünyada gerek gönüllü, gerek mecbur kalarak başka ülkeye göç edenler, bunu kendi nitelik ve isteklerinden ziyade ulaşmak istedikleri yerin şartlarına bağlı olarak yapıyor. Bu ülkelerin kaynak tercihi ise insani durumdan çok ihtiyaç ve çıkar odaklı.

AA'nın "Sömürgeciliğin Yeni Biçimi: Göç" konusunu ele aldığı 4 bölümlük dosya haberin üçüncü bölümü, geçmişte sömürülenlerin torunlarının gelişmiş ülkelerde tercih edilme sebepleri incelenerek ve hikayenin asıl kahramanlarıyla görüşülerek hazırlandı.

Kendi ülkesindeki kariyerine rağmen göç etmeye karar veren Kolombiyalı Ivan Lopez, o dönem ABD’de iletişim teknolojileri alanında insan kaynağı ve bilgi eksikliğinin olduğunu söyledi. Bu nedenle tercih edildiğini anlatan Lopez, "ABD’den işe alacakları kişiyi belli bir düzeye gelmesi için baştan eğitmeleri gerekecekti." dedi.

Dünya genelinde pek çok gelişmiş ülke, ihtiyaç duyduğu meslek grubundan göç alma konusuna öncelik vererek Lopez örneğinde olduğu gibi para, emek ve zaman maliyetlerini azaltıyor.

- Göçmen sayısı, 50 yılda 3 kattan fazla arttı

BM Uluslararası Göç Örgütünün 2022 Dünya Göç Raporu'na (IOM) göre, uluslararası göçmen sayısı son 50 yılda 3 kattan fazla artış gösterdi.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütüne (OECD) göre de öncü rakamlar, 2023’te de bu artışın sürdüğüne işaret ediyor.

Önceden ham madde, doğal kaynaklara erişim ve ticaret yolları için yapılan sömürgeleştirme, 20. ve 21. yüzyılda daha çok insan kaynağı odaklı oldu. Bu bağlamda sömürgecilik, bir dönem ötekine uygarlık götürme olarak tanımlanırken bugün de bu tanımdan hareketle "götürdüğü uygarlığı" bilabedel insan kaynağı olarak geri almaya dönüştü.

IOM raporuna göre göçmenler, en çok Avrupa (87 milyon) ve Asya (86 milyon) kıtalarında yaşıyor. Bu iki bölge, dünya genelindeki göçmenlerin yüzde 61'ine ev sahipliği yapıyor.

Orta Çağ’dan itibaren uygarlıkları talan eden, kültürleri yıkan ve soykırıma varan katliamlar yapan kolonyal güçler, yüzyıllarca dünyanın en mümbit yerlerini sömürdü. Bunun için hem insan kaynağı hem de para harcayan bu ülkeler, birçoklarına göre artık para harcamadan, maliyetsiz bir şekilde sömürüyor.

Bir dönemin ışıltılı medeniyetlerin üstüne kara bulutlarıyla çöken sömürgeciler, bu medeniyetlerin az gelişmiş olmalarından sorumlu olsalar da halihazırda tersine bir sömürge çarkı kurmuş durumda.

- İhtiyaca bağlı göç politikaları yumuşatılıyor

Bu tersine sömürge çarkı, 21. yüzyılda gelişmiş ülkelere giderek daha iyi bir yaşam kurma odaklı hale geldi.

Lopez’in anlattıklarına göre Kolombiya’dan ABD’ye göç edenler için iki seçenek var. İlki, turist vizesi alarak birkaç ay ABD’de kalmak ve sonrasında 6 aylık sürenin bitmesiyle yasa dışı kalmaya devam etmek. İnsanların bu süreçte ABD’de kalmalarını yasal hale getirmek için yöntemler aradığını belirten Lopez, bazılarının da kendisi gibi önden iş başvurularıyla gitmeye çalıştığını söyledi.

Bu sürecin sektörel bakımdan farklı süreçlere tabi olduğunu dile getiren Lopez, kendi şirketinden örnek verirken “Ben, 10 bin çalışanın bulunduğu bir şirketteyim. Benim gibi Kolombiya’da eğitim almış, ABD’ye taşınmış 20’den az kişi vardır.” dedi.

Lopez, ülkelerin ihtiyaca bağlı göç politikalarını yumuşatıp teşvik ettiklerini belirtti. ABD’de her eyaletin ihtiyacının farklı olduğuna işaret eden Lopez, tarım alanında ihtiyaç duyulduğunda o alanda katkı sunabilecek Latin Amerika ülkelerinden göçmenlerin tercih edildiğini anlattı.

İltica ve Göç Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır’a göre göçmenlerin varmak istediği ülke, göçmenin kendisine katkı, zarar ya da yük olup olmaması gibi kıstasları esas alıyor.

Bu bağlamda ülkelerin göçmen alımında yetenek, eğitim ve ihtiyacın ön planda olduğu görülüyor.

Diğer taraftan Norveç’te yaşayan Halepli Hüseyin Kako da 2015’te yasa dışı yollardan gittiği Norveç'e vize için başvurmuş olması halinde bunun kabul edilmeyeceğini ancak Norveç topraklarına girdiği ve ülkesinde savaş olduğu için iltica talebinin onaylandığını söyledi. Kako, bir botta 40 kişiyle daha iyi bir yaşam için bu tehlikeli yolculuğu yaptı.

- Kalifiyeysen değerlisin

Avustralya'ya göç eden Sri Lankalı Ajani Wadiod, bu ülkenin Eğitim Bakanlığında danışmanlık yapıyor. Wadiod, Avustralya'ya göç eden çoğu kişinin vasıflı göçmen olduğuna dikkati çekiyor.

Vizelerin Avustralya’nın ihtiyacı doğrultusunda kotalara bağlı olduğuna işaret eden Wadiod, "'Biz, şu kadar mühendis, bu kadar doktor, bu kadar öğretmen, bu kadar hemşire istiyoruz.' dedikten sonra ülkenin göçmen kotasını buna göre yapıyorlar." dedi.

Eğitimli, kalifiye birey olmanın yanı sıra göç etmek isteyenlerin dil sınavına girerek yeterli puanı almaları gerekiyor.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Zafer Sağıroğlu, doktor, mühendis, pilotluk gibi mesleklerin eğitim süresinin uzun ve maliyetli olduğunu belirterek, bu meslek grubundakilerin ya eğitim alarak ya da doğrudan göç ile gelerek istihdam edilebileceğini söyledi.

Wadiod, Avustralya’nın kıstaslarına göre kimi alıp almayacağını kontrol edebileceğini ancak kalifiye olduğunda değerli gördüğünü vurguladı.

- Çifte standart var

Sri Lankalı Wadiod gibi şanslı olmayıp tercih edilmeyerek botlarla gelen ve hayatta kalırlarsa gözetleme merkezlerinde yıllarını geçirenler de var. Wadiod, bu şekilde gelen tanıdığı bir ailenin olduğunu belirterek, ailenin yaklaşık 5 yıl çocuklarıyla gözaltı merkezinde kaldığını söyledi.

Ailenin Avustralya’daki tercihli göç kabulü ve çifte standardın örneklerinden biri olduğuna işaret eden Wadiod, şunları dile getirdi:

“Bu, o aile için cehennem gibi olmalıydı çünkü dosyan kabul edilene kadar uzun süre kamp gibi bir yerde yaşıyorsun. Aslında çifte standart var. Bugün kalifiye biri olarak gelirsen seni farklı şekilde davet ederler, 'Hoş geldin' derler ancak sığınmacı olarak gelirsek ya da çok uzun süre kalırsan durum farklı işler. Tanıdığım aile, bir noktada bunun çok büyük bir hata olduğunu düşünmüş olmalı. Bunun kendilerine yaptıkları en kötü şey olduğunu düşünmüş olmalılar çünkü kendi ülkelerinde, gözaltı merkezinde yaşadıkları uzun süreye nazaran daha iyi şartlarda yaşayabilirlerdi. Özgürlükleri yoktu. İnsanoğlu için en önemli şey özgürlük. Bu tür göçlerde durum çok farklı, çifte standart var."

- Bazılarının mutluluğu bazılarının cehennemi

Wadiod, bu ailenin 5 yıl gözaltı merkezinde kaldıktan sonra Avustralya vatandaşlığı aldığını ancak yine de ülkelerine geri döndüklerini söyledi.

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerinde 5 terörist yakalandı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerinde 5 terörist yakalandı

Bu zor süreçte çok büyük fedakarlık yaptıklarını belirten Wadiod, şöyle konuştu:

“Botta geldiler ve bir sürü zorlukla karşı karşıya kaldılar. Sularının kalmadığını ve neredeyse öleceklerini anlattılar. Geldiklerinde de gözaltı merkezine alındılar. Buraya gelenleri Avustralyalıya dönüşene kadar ayrıştırmaya çalışıyorlar ama anneleri tecrübelerini anlatırken bunun onlar için cehennem gibi olduğunu söyledi.”

Wadiod, bunun bir nevi sömürgecilik olduğuna dikkati çekerek, “O bakış açısından baktığınızda bu, bir tür sömürgecilik çünkü iyi olanları seçiyorlar. Kötü ve iyi elmaları ayırıyorlar, 'Bunları kullanabiliriz.' diyorlar. Öyle bir şekilde yapıyorlar ki bunu göremiyorsun.” dedi.

- Puanın iyiyse göçmen olma şansın var

Bu sistemde “yeterli puana sahip bulunanlar” tercih edilen göçmen olma şansını yakalıyor. Bu sisteme öğrenci olarak başvurduğu için dahil olmayan ancak Avustralya’da eyaletlere göre göçmen yasasını anlatan Pakistanlı Fawad Khan, başvuranların puanlama sistemine tabi tutulduğunu belirtiyor.

Khan, Adelaide eyaletinin diğer eyaletlere kıyasla göçmenlere beş puan fazladan teklif ettiğini belirterek, "Mesela diyelim ki bir puanı karşılamanız gerekiyor. Buna 50 diyelim yani 100 üzerinden 50 iseniz Avustralya'ya göç etme hakkına sahip olacaksınız." dedi.

Güney Avustralya'nın bu puanlama sistemini uygularken eyaletin kendi ihtiyacına binaen 5 puan ikramiye verdiğini kaydeden Khan, bu sayede eksik varsa puanın yükselmesi sağlanarak göç imkanının bulunduğunu söyledi.

Khan, Avustralya’nın daha az nüfusa sahip güney eyaletlerine yapılan başvuruların daha kolay kabul edilebildiğine dikkati çekti.​​​​​​​

Kaynak: aa