Geçenlerde bir ilçeden geçerken mazide kalmış bir görevlendirme masalı anlattılar. İl merkezinde 70-80 km uzaklıkta bir ilçeden branş öğretmenini İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde bir birime görevlendirmişler. Ama ders boş. Tabi eşi de başka bir koltukta. Böylece il merkezinde ikamet etme şansları da oluyor. Gönüllerinden geçeni vermiş Allah, bize bir şey demek düşmez. Hala da devam eden bir kayırma sistemi ile yaşıyorlar, onları da anlatacağız.
Sonra başka bir okulda yine benzer durum. Öğretmenler yine bir komisyon, birim vb bir yerde görevlendirmişler. Home ofis çalışıyorlar. Hatta şunu diyeyim mevzuata aykırı bir şekilde, kanunen yasak. Ama oluyor.
Sonra birisi yine. Teşbihte hata olmaz ya hani, “fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış.” İlginç olma konusunda hatırı sayılır bir örnektir ki; kendileri nasıl olduysa “pat” diye il milli eğitim müdürlüğünde görevlendirilmiş. Ama gelin görün ki önceki kurumunda, yanında çalışan personelin de il milli eğitimde görevlendirilmesi için uğraşıyor. Torpilin de torpili, tavşanın suyunun da suyu işte.
Sahaya bakarsanız onlarca örnek var. Hakkıyla gidenleri tenzih ediyoruz tabi. Ayrıca bu görevlendirmeler de mutlaka bir şekilde kanuna uydurulmuştur. Ama şu an öyle bir durum da ki kanunlardan dışarı taştı. Eee kanunun da alabileceği bir sayı var değil mi?
İlerleyen zamanda bu kişileri tek tek de ele alacağız. Hepsi, oraya gelene kadar ve geldikten sonra yaptıklarıyla başlı başına bir yazıyı hak ediyor. Hele bazılarının birkaç yazı hakkıdır ve ben de hakkıyla bu haklarını teslim edeceğim.
Milli Eğitim, milletin eğitimi için çalışır. Kişilere iş bulmaz, kişilerin konforu için çalışmaz. Boş kalan sınıflar, ders hakkı elinden alınan öğrenciler, zarar gören eğitim takibimizde olacaktır. Kanuna aykırı yapılanlar için hukuki yollara da başvurmaktan çekinmeyeceğiz.
Gülay ÇETKİN
Eğitim Gücü Sendikası Denizli İl Temsilcisi