Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Türkiye Yüzyılı'nda Türk diasporasının kültürel bir aktör olarak işlev görebilmesi, fikirde ve işte birliktelik yoluyla olacaktır. Birliktelik ise ortaya konulacak ortak akıl ve irade ile sağlanabilir." dedi.
Yılmaz, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi ev sahipliğinde, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı işbirliğiyle düzenlenen Türkiye Yüzyılı'nda I. Uluslararası Türk Diasporası Sempozyumu'na video konferans aracılığıyla katıldı.
Yılmaz, konuşmasında, Almanya'dan Fransa'ya, Amerika'dan Avusturya'ya kadar 7 milyondan fazla Türk vatandaşının, bulundukları ülkelerde kök salarak Türkiye'yi temsil ettiklerini, diasporadaki Türk vatandaşlarının bulundukları topraklara kattıkları değerlerle, anavatanlarına olan özlemlerini dayanışmalarıyla birleştirdiklerini söyledi.
"Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın yanı sıra diasporamız, kökleri Orta Asya'ya dayanan, ortak tarih, dil, kültür ve medeniyet birikimiyle Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olarak hareket eder." diye konuşan Yılmaz, yurt dışındaki Türklerin kültürel kimliklerini korumalarının, anavatan ile bağlarını sürdürmelerinin ve bulundukları ülkelerde haklarını savunarak sosyoekonomik hayata katılmalarının Türkiye'nin diaspora politikasının temel hedefleri arasında yer aldığını ifade etti.
- "Ortak hedeflere ulaşmayı sağlayacak en güçlü araç olacaktır"
Yılmaz, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının, bu hedefler doğrultusunda yurt dışındaki Türklerin dil eğitimi, anavatan bilinci ve yaşadıkları ülkelerde güçlendirilmesi gibi alanlarda çeşitli destekler sunduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Ayrımcılık ile İslam düşmanlığına karşı STK'ların mücadele gücünü yükseltmek için de önemli gayretler verilmektedir. İslam düşmanlığı ve Türkofobi gibi akımlar, diasporada yaşayan vatandaşlarımız üzerinde şüphesiz ki olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Özellikle Batı ülkelerinde, Müslüman topluluklara yönelik önyargılar ve saldırılar maalesef sıklaşmıştır. Medya ve siyasi söylemler, bu korkuları ve nefret dolu yaklaşımları körükleyebilmektedir. Tüm dünyada nefret suçlarına karşı yasal çerçevenin güçlendirilmesi ve bu tür suçları işleyenlere yönelik caydırıcı yaptırımlar uygulanması elzemdir. Ayrıca, ulusal ve uluslararası arenada bu tür ayrımcı yaklaşımlara karşı politikalar geliştirilmeli ve ortak hareket edilmelidir."
Sempozyum sonunda yayınlanacak "İslamofobi ve Türkofobi ile Mücadele Bildirgesi"nin bu kapsamda büyük bir önem taşıdığına işaret eden Yılmaz, diasporadaki Türk ve Müslüman topluluklar arasında daha güçlü bağların kurulacağına ve uluslararası platformlarda lobicilik faaliyetlerinin artırılarak bu sorunlara karşı daha güçlü bir duruş sergileneceğine inandığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Türkiye Yüzyılı'nda Türk diasporasının kültürel bir aktör olarak işlev görebilmesi, fikirde ve işte birliktelik yoluyla olacaktır. Birliktelik ise ortaya konulacak ortak akıl ve irade ile sağlanabilir. Türkiye Yüzyılı'nda, bu birliktelik hem ekonomik hem de diplomatik arenada Türk dünyasının küresel etkinliğini artırarak, ortak hedeflere ulaşmayı sağlayacak en güçlü araç olacaktır." ifadelerini kullandı.