İSTANBUL (AA) - GÖKÇE KARAKÖSE - Silivri'de yaşayan 62 yaşındaki Bedri Karataban'ın biçerdöverde kopan parmağı, 1,5 saat süren başarılı operasyonla dikildi.

Çiftçi bir aileden gelen ve tarım araçlarıyla ilgili sistem geliştirmekle uğraşan iki çocuk babası Bedri Karataban, bir komşusunun biçerdöverinde yaşadığı sorunu çözmek istedi.

Karataban'ın eli, makinenin kayışının gerginliğini kontrol ettiği sırada biçerdöverin çalıştırılmasıyla kasnak ile kayışın arasında kaldı.

Sol elinin yüzük parmağı kopan, iki parmağında da yaralanma olan Karataban, Silivri'deki bir hastaneye giderken, çevredekiler de kopan parmağı buzlu poşet içerisinde hastaneye götürdü.

Burada ilk müdahalesi yapılan Karataban, daha sonra Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ne sevk edildi.

Hastanenin El Cerrahisi Kliniği'nden Doç. Dr. Egemen Ayhan ve ekibinin 1,5 saatte gerçekleştirdiği başarılı operasyonla kopan parmak yerine dikildi.

Anlık bir dikkatsizlikle parmağı kopan Karataban, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Arkadaşının biçerdöverde olduğunu görmediğini söyleyen Karataban, "Parmağımın yüzümün yanından geçtiğini gördüm. Yanımdakilerin de bağırmasıyla makine stop etti fakat diğer parmaklarım kasnakla kayış arasında kaldı. Güçlü motor olduğu için de çeviremedik. Hemen cebimden çıkardığım bıçağı yanımdakilere verdim, kayışı kestiler. O şekilde diğer parmaklarımı kopmadan kurtarabildim. Hemen beni hastaneye götürmelerini söyledim. Hastaneye geldik, orada gerekli ilk müdahaleyi yaptılar. Damar yolu açıldı, tetanoz aşısı yapıldı. Ondan sonra 112'ye ulaşıldı. Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde de ameliyata girdim." diye konuştu.

- "Telaşa kapılsaydım belki de elimi kaybedebilirdim"

Her zaman soğukkanlı olduğunu, daha önce de kendi hatasından başına böyle bir olay geldiğini kaydeden Karataban, "Duyu eşiğim biraz yüksek olduğu için o konuda rahatım. Çevredekilere parmağı bulup gelmelerini söyledim. Onlar da bilinçlilermiş ki hemen buldular ve temizleyip, buzla getirdiler. Silivri'de hemen buzdolabına konuldu, buraya gelene kadar muhafaza edildi. Burada yer açılınca hemen ameliyata aldılar. 5 saatlik bir ameliyat düşünüyorlardı ama 1,5 saatte doktor bey bu işi halletti. Şu an ümit var, inşallah parmak tutacak. Ben şu an çok mutluyum." ifadelerini kullandı.

İş makinelerinde kazaların sık yaşandığını vurgulayan Karataban, yeni tip makinelerin hareketi alarmla belli ettiğini ancak eski tiplerde bu özelliğin bulunmadığını söyledi.

Operatörlerin dalmaması gerektiğinin altını çizen Karataban, "Mutlaka makineyi harekete veriyorum ya da kontağa basıyorum diye haber vermeleri gerek. Bana seslenmiş olsalardı o işi yapmayacaktım. Başına böyle olay gelenler de kesinlikle telaşa kapılmayacaklar. Ben orada telaşa kapılsaydım belki de elimi kaybederdim." diye konuştu.

Karataban'ın eşi Meltem Karataban da merak edip eşini arayınca olayı öğrendiğini ifade ederek, operasyonun başarılı geçmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.

- "Herhangi bir sorunumuz yok"

Operasyonu gerçekleştiren Çam ve Sakura Şehir Hastanesi El Cerrahisi Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Egemen Ayhan da parmağın mikro cerrahi işlemlerle dikildiğini söyledi.

Yapılan işlemlerin özellikli, zaman alan ve titiz çalışma gerektiren işlemler olduğunu belirten Ayhan, "Ameliyat oldukça başarılı geçti. Beklediğimizden de çabuk yapabildik, cerrahi müdahalesi hızlı oldu. Ameliyattan sonra dolaşımı iyi, herhangi bir sorunumuz yok. Genelde bu gibi ameliyatlarda 'her şey bitti' demek için erken çünkü o parçayı yaşatan çok ince bir damar. Bu damar bazen tıkanabilir, çeşitli sorunlar olabilir, bu yüzden hastayı yakından takip ediyoruz. Ameliyat sonrası 5 gün civarında bir takip süremiz olacak. Şu an için oldukça iyi diyebiliriz." diye konuştu.

Ayhan, uzuv kopmalarının minör ve majör olarak iki şekilde olduğunu, minör ampütasyonları el bileği seviyesinden aşağı, majör ampütasyonları ise el bileği yukarısı olarak nitelendirdiklerini anlattı.

- "Zaman önemli"

Operasyonlarda zamanın önemine dikkati çeken Ayhan, şu bilgileri verdi:

"Majör ampütasyonlarda yani kol ya da bacakta zaman gerçekten çok daha kritik. Orada kas kitlesi de işin içine girdiği için hastanın en kısa zamanda ameliyathaneye girmesi gerekiyor. 2 saati aşmayacak şekilde kanlandırmayı yapmaya çalışmak lazım. Minör ampütasyonlar için bu durum o kadar da gerekli değil. Yine mümkün olan en kısa zamanda yapılmalı ama 2 saat gibi çok kritik bir süre yok. Birçok çalışmada 6 saate, 24 saate kadar uzayıp başarılı replantasyon yani yerine koymalar, minör ampütasyonlar için söz konusu olabilir. Tabii ki mümkün olan en kısa zamanda yapılmalı."

Ayhan, kopmuş uzvun hastaneye getirilmesiyle ilgili de şu uyarılarda bulundu:

"Kopmuş parça genelde çamurların içinde, her türlü toz toprağın içinde olabiliyor. Oradan bir şekilde alındıktan sonra kaba temizliğinin 112 personeli ya da vatandaş tarafından yapılması gerekiyor. En azından suyla yıkamak gerekiyor. Toz ya da çamur dokuya yapışabiliyor, bu yüzden ilk temizlik önemli. Kalıcı yapışmanın olmaması gerekiyor. Akabinde temiz bir gazlı bezle ya da sargı beziyle, bazen kumaş parçasıyla da sarılabilir. Bunlar yok diye vazgeçmemek lazım. Mümkün olan en temiz elbise parçasına da sarılıp, poşet içine alınıp, buzlu bir torbanın içine konulup getirilmesi ve yetkin kurumlara ulaştırılması lazım."