Türkiye Büyük Millet Meclisi TBMM genel Kurulu olağanüstü toplandı. Muğla'daki Akbelen köyünde maden aramaları nedeni ile ormanların kesilmesi nedeni ile CHP tarafından yapılan çağrı sonrası toplanan TBMM Genel Kurul toplantısı sona erdi. MHP Lideri Devlet Bahçeli ise gazetecilerin sorularını yanıtladı ve toplantı olması durumunda yine toplantıya katılacaklarına vurgu yaptı. İşte TBMM Genel Kurul toplantısının ve Bahçeli'nin açıklamasının detayları:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Muğla'ya bağlı Milas ilçesinde Akbelen'deki maden sahasını görüşmek üzere olağanüstü toplandı.
TBMM'de Genel Kurul Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Başkanvekili Adan yapılan elektronik yoklamada, toplantı yeter sayısının bulunduğunu açıkladı.
TBMM Genel Kurul'da genel görüşme önergesinin okunmasının ardından söz alan Saadet Partisi (SP) Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, Meclis'te oturma düzeninin 6 partiye göre ayarlanmasının ardından görüşmelere geçilmesini talep etti.
MUHALEFETİN GENEL GÖRÜŞME ÖNERİSİ REDDEDİLDİ
TBMM Başkanvekili Celal Adan da toplantının olağanüstü bir toplantı olduğunu hatırlatarak, genel görüşme önergesinin görüşülmeden başka bir konunun görüşülemeyeceğini anımsattı. Adan, konunun Meclis Başkanının da bilgisi dahilinde olduğunu, çözüm için çalışmaların yürütüldüğünü söyledi.
Genel Kurul'da milletvekilleri için yoklama yapıldı. Adalet ve Kalkınma Partili ve Milliyetçi Hareket Partili milletvekilleri yoklama sırasında Genel Kurul'a geldi ve toplantı yeter sayısı bulunması sonrası görüşmelere geçildi.
TBMM Genel Kurul'da yapılan müzakerelerin ardından muhalefetin verdiği genel görüşme önergesi yapılan oylama ile reddedildi.
TBMM YENİDEN TATİL OLDU
Türkiye Büyük Millet Meclisi TBMM'nin çalışmalarına devam etmesi için verilen önergelerin de reddedilmesi ile Meclis Genel Kurulu, bir kez daha 1 Ekim'e kadar çalışmalarına ara verdi.
Birleşimde, Cumhuriyet Halk Partisi CHP'nin, Muğla'nın Milas ilçesi Akbelen mevkisinde maden sahasındaki çalışmalar nedeni ile ormanların kesildiği iddiaları ile ilgili genel görüşme önergesi ele alınacak.
Yapılan müzakerelerin sonunda, genel görüşme açılıp açılmamasına, işaretle oylama yoluyla karar verilecek. 151'den az olmamak şartıyla oylamaya katılanların salt çoğunluğunun sağlanması halinde, genel görüşme açılacak.
Genel görüşmenin yapılacağı gün, özel gündem olarak Danışma Kurulunca tespit edilecek. İki günden az, 7 günden fazla olmamak kaydıyla genel görüşme için gün belirlenecek.
MHP LİDERİ BAHÇELİ: HER TOPLANTIDA BURADAYIZ
Milliyetçi Hareket Partisi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin gündeminin çok yoğun olduğunu belirterek,
"Muhalefet unsurları her zaman olağanüstü toplantıya çağırabilecek bir gündem bulabilirler. Biz 1 Ekim'e kadar her toplantıda buradayız." dedi.
Devlet Bahçeli, Meclis kulisinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
TBMM Genel Kurulunun iki hafta önce de olağanüstü toplandığının hatırlatılması üzerine Bahçeli,
"Türkiye'nin gündemi çok yoğun. Muhalefet unsurları her zaman olağanüstü toplantıya çağırabilecek bir gündem bulabilirler. Biz 1 Ekim'e kadar her toplantıda buradayız." diye konuştu.
Devlet Bahçeli, "Daha toplanacağız herhalde" ifadesine ise "Evet, inşallah." karşılığını verdi.
TBMM GENEL KURUL TOPLANTISINDAN NOTLAR
TBMM (AA) - CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, "Akbelen sadece Muğla'nın değil hepimizin sorunu. Maden sahaları rehabilite edilmiyor. Vicdanlarınıza seslenmek istiyorum, önce yıkımı durduralım, sonra araştırma komisyonu kuralım." dedi.
Muğla'nın Milas İlçesi'nde Akbelen Ormanı'ndaki maden faaliyetleriyle ilgili genel görüşme için olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu'nda partisi adına konuşan CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, kürsüde cep telefonundan hızar sesi dinletti. TBMM Başkanvekili Celal Adan, Dinçer'i sadece konuşma yapması konusunda uyardı.
Hızarın gürültüsüne kapatılan kulakların iyi açılmasını isteyen Dinçer, "Halkın sesine, ağacın çığlığına, Akbelen'e kulak verin. O ağaçların ve o köylünün vebali hepinizin boynunda." sözlerini sarf etti.
Dinçer, milliyetçiliğin hamasetle olmadığını, vatanına, toprağına, ormanına, ağacına, kurduna, kuşuna, suyuna sahip çıkmakla olduğunu ifade ederek,
"Vatanın en değerli varlığı olan ormanlarımızın katledilmesine izin vermek vatana ihanet değil de nedir? 'Milliyetçiyiz.' diyorsunuz, bu sesi duyacaksınız ve vatanınıza sahip çıkacaksınız." diye konuştu.
Akbelen Ormanı'ndaki ağaçların kesilmesinin engellenmesine yönelik başvuruların yargı tarafından reddedildiğini söyleyen Dinçer,
"Ağaçlar kesildi. 'Dur' demezsek devasa bir maden çukuru açılacak. Halen şansımız var. Akbelen sadece Muğla'nın değil hepimizin sorunu. Maden sahaları rehabilite edilmiyor. Vicdanlarınıza seslenmek istiyorum, önce yıkımı durduralım, sonra araştırma komisyonu kuralım." dedi.
- "Politik çıkarlar için değil, gelecek nesiller için hep birlikte çalışalım"
CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, termik santrallerin bacalarından çıkan partiküllerde radyoaktivite saptandığını ileri sürerek, Akbelen'den yayılacak partiküllerin her yere salınacağını savundu.
CHP'li Derici, iktidar ve muhalefet milletvekillerinin, Akbelen Ormanı konusunda gelecek nesillere birlikte hesap vermesini isteyerek,
"Büyük Türkiye Cumhuriyeti'ni, muhalefeti ve iktidarıyla Akbelen Ormanı talanından vazgeçerek başlatalım. Politik çıkarlar için değil, gelecek nesiller için hep birlikte çalışalım." dedi.
- "Hayati bir önemde değil"
Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları Oruç, vatandaşın, Meclis'ten ağaç kesiminin ve orman yangınlarının durdurulmasını istediğini belirtti.
Cumhur İttifakı milletvekillerinden, yapılacak oylamada partilerinin resmi tutumunun dışında bir tutum ortaya koymalarını beklediklerini dile getiren Oruç,
"Bizim bu linyit kömürüne çok mu ihtiyacımız var? Hayati bir önemde değil. İki buçuk sene devam edecek bu çalışma ile Türkiye'nin enerji ihtiyacının sadece yüzde 1,5'i karşılanıyor. Türkiye'nin şu an öyle bir çalışmaya ihtiyacı yok." görüşünü savundu.
Hukuksuzluklara karşı el ele vererek ortak mücadele yürütme dışında bir seçeneklerinin olmadığını ifade eden Oruç,
"Aksi takdirde ormanımızı da koruyamayız, suyumuza, toprağımıza da yeterince sahip çıkamayız. Toplumsal mücadele alanlarını büyütelim, demokrasi mücadelesini daha fazla güçlendirelim." diye konuştu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Muğla başta olmak üzere Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisinin termik santraller, maden ocakları ve maden sahalarında yürütülen faaliyetlerin mevzuata aykırı şekilde yapılması olduğunu söyledi.
Kaya, TBMM Genel Kurulunda, CHP listelerinden seçilen milletvekillerinin verdiği
"Muğla'nın Milas ilçesi İkizköy Mevkiindeki Akbelen Ormanında yaşanan olaylar hakkında genel görüşme yapılması"
önerisi üzerinde partisi adına yaptığı konuşmada, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan, Genel Kurul Salonu'ndaki oturma düzeninin, Saadet Partisi Grubu'nun da yer alacağı şekilde oluşturulmasını talep ettiklerini söyledi.
Bu sorunun çözüme kavuşturulmadığını belirten Kaya, "Bugün Danışma Kurulu toplantısında yine bu konuyu gündeme getirdik. Bir kısım siyasi partilerimizin temsilcileri 'Biz düzenimizi bozamayız.' dediler. Bu zaten düzensiz bir düzen. Bu düzeni bozmak zorundayız. Hak, adalet bu düzene itiraz etmemizi gerektiriyor. 'Biz buranın sahibiyiz.' algılarından vazgeçeceksiniz çünkü bu Meclis'te kendi hukukunu savunamayan milletvekilleri, asla ve asla bu milletin hukukunu savunamaz." diye konuştu
- "Bir avuç insanı zenginleştirmek için"
Türkiye'de Cumhuriyetin ilanından AK Parti'nin iktidara geldiği 2003 yılına kadar 1168 maden ruhsatı verildiğini kaydeden Kaya, 2003-2019 yılları arasında ise yaklaşık 150 bin maden ruhsatı verildiğini ifade etti.
İktidarın 2004'ten itibaren maden faaliyetlerini yabancı şirketlere verdiğini, ülke kaynaklarını sadece bir avuç insanı zenginleştirmek için kullandığını iddia eden Kaya,
"İktidar, bilinçli bir şekilde bu firmalarla insanları karşı karşıya getirmeye çalışmakta ve her zamanki gibi sütten çıkmış ak kaşık gibi bu olaydan sıyrılmaya çalışmaktadır. Muğla'mız başta olmak üzere ülkemizin en önemli sorunlarından birisi termik santraller, maden ocakları ve maden sahalarında yürütülen faaliyetlerin mevzuata aykırı şekilde yapılmasıdır" sözlerini sarf etti.
Madencilikle uğraşan şirketlerin faaliyette bulunduğu alanların, tekrar doğaya kazandırılmak üzere ağaçlandırılmadığını ileri süren Kaya, kanun boşluklarından yararlanılarak ormanlar ve yaşam alanlarının kaderine terk edildiğini savundu.
- "2043'e kadar yaklaşık 300 milyon ton karbondioksit salacak"
İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, Akbelen sahasındaki çalışmaların 4 yıldır devam eden bir süreç olduğunu dile getirerek, "Bölgede daha önce yine çam ağaçları kesilmiş, zeytin yasası yönetmelik değişikliğiyle delinmiş ve zeytin ağaçları kesilmişti." dedi.
İYİ Parti'nin yer üstü kaynakları da yeraltındaki kaynakları da ülkenin zenginliği olarak gören ve bunları korumak gerektiğine inanan bir bakış açısına sahip olduğunu vurgulayan Ergun,
"Bizim arayışımız ve itirazımız; kaynaklarımızın birbirine zarar vermeden değerlendirilmesi ve gelecek nesillere korunarak aktarılmasıdır." diye konuştu.
Akbelen'de ekolojik dengenin bozulması göz ardı edilerek binlerce ağacın kesildiğini öne süren Ergun,
"Vahşi maden çıkarma yöntemlerinden ve fosil kaynaklara dayalı enerji üretiminden vazgeçilerek çevreye zarar vermeyen daha modern yöntemlerle ham madde elde etmek mümkün iken bugün Akbelen'de yaşananlar tercihlerden kaynaklanan kronik bir sorunun devamıdır. Bu sorun, korunması gereken alanlar başta olmak üzere doğayı ve doğal kaynaklarımızı feda etmek uğruna belirli kesimlerin menfaat elde etmesi noktasında tükenmeyen ısrarın yansımasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Akbelen Ormanı'ndaki ağaçların kesilmesine neden olan Yeniköy Termik Santrali'nin 1986'da, Kemerköy Termik Santrali'nin ise 1994'te devreye alındığını anlatan Ergun, bir araştırmaya göre 1992-2017 yılları arasında Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy termik santrallerinin yaklaşık 360 milyon ton karbondioksiti atmosfere saldığının hesaplandığını söyledi.
Ergun, bu santrallerin 2043 yılına kadar çalıştırıldığı takdirde yaklaşık 300 milyon ton karbondioksiti atmosfere salacaklarının tahmin edildiğini belirtti.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, "Sandıktan umudunu yitiren ve kendi iç kavgalarını örtbas etmek isteyenler; sokakları karıştırarak, toplumsal konuları kaşıyarak kaos oluşturmaya, Akbelen'den bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bunların asıl amacının ağaç olmadığı açık ve nettir." dedi.
Akçay, TBMM Genel Kurulunda, CHP listelerinden seçilen milletvekillerinin verdiği "Muğla'nın Milas ilçesi İkizköy Mevkiindeki Akbelen Ormanında yaşanan olaylar hakkında genel görüşme yapılması" önerisi üzerinde partisi adına yaptığı konuşmada, enerjinin bütün insanların ihtiyacı olduğu kadar, ülkelerin ekonomik kalkınması ve sosyal refahı için çok önemli bir faktör olduğunu belirtti.
Türkiye'nin enerjide büyük ölçüde dışa bağımlı olduğunu bildiren Akçay, Türkiye'de 2022 yılında elektrik üretiminin yüzde 34,6'sının kömürden, yüzde 22,2'sinin doğal gazdan elde edildiğini anımsattı. Akçay, enerjide dışa bağımlılığın önlenmesinde yerli kömürün payının büyük olduğunu vurguladı.
Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede enerji arz güvenliği sorununun gündeme geldiğini anımsatan Akçay, kömür ve madencilik faaliyetlerinin yeniden hız kazandığını, kömür kaynaklı elektrik üretiminin arttığını söyledi.
-"Cari açığın azaltılmasına her yıl ortalama 1 milyar dolar katkı sağlamakta"
3 bin 100 kişinin istihdam edildiği Yeniköy Kemerköy Santrallerinde yerli kömür kullanıldığının bilgisini veren Akçay, bu santrallerin Türkiye'nin elektrik ihtiyacının ortalama yüzde 2,5'ini sağladığının, 2 milyondan fazla hanenin elektrik ihtiyacını karşıladığının altını çizdi.
Akçay, "Santrallerde elektrik üretimi yerli linyitten yapıldığı için cari açığın azaltılmasına her yıl ortalama 1 milyar dolar katkı sağlamaktadır. Yeniköy Kemerköy Santralleri enerji arz güvenliğimiz için stratejik bir öneme sahiptir. Ancak bu santraller ne kadar stratejik olursa olsun kanunlara uygun hareket edilmesi, insan sağlığı, doğa ve çevreye zarar vermemesi gerekmektedir. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde termik santrallerin insan sağlığına, doğaya ve çevreye bazı zararları olmaktadır. Termik santralleri bu açılardan değerlendirmek gerekir." diye konuştu.
Üretimin sona erdiği maden sahalarının rehabilite edilerek yeniden ekosisteme kazandırılmasının yasal bir zorunluluk olduğunu anımsatan Akçay, Yeniköy Kemerköy Termik Santralleri tarafından üretimin sonlandırıldığı 920 dönüm maden sahasına, rehabilitasyon kapsamında 415 binin üzerinde ağaç dikildiğini söyledi. Akbelen'de maden üretimi sonrası için rehabilitasyon projesi hazırlandığını bildiren Akçay, bu kapsamda on binlerce ağacın toprakla buluşacağı bilgisini verdi.
Yeniköy Kemerköy Termik Santrallerinin 2014 yılında özelleştirildiğini, firmanın 2014 yılından bu yana yeni maden sahası açmadığını, devlet tarafından açılan maden sahalarını işlettiğini vurgulayan Akçay, şöyle konuştu:
"Akbelen’de 780 dönümlük alana maden ruhsatı verilmiştir. Akbelen, orman niteliği bulunmayan endüstriyel plantasyon alanıdır. Akbelen'deki bu alan Orman Genel Müdürlüğü tarafından yüzde 93'ü endüstriyel odun üretimi fonksiyonlu, yüzde 7'si odun dışı ürün olarak planlanmış ve kesime tabi ekonomik fonksiyonlu plantasyon yani ağaçlandırma alanı olarak tanımlanmıştır."
-"Asıl amaçlarının ağaç olmadığı açık ve net"
Genel görüşme önergesinin gerekçesinde Yeniköy Kemerköy Termik Santrallerini işleten firmanın orman kesim izninin 2021'de dolmasına rağmen Akbelen'de ağaç kesimi yapıldığının iddia edildiğini belirten Akçay,
"Firmanın maden arama ruhsatı 2041 yılına, orman izni ise 2033 yılına kadar devam etmektedir. Akbelen'deki protestoyu organize eden grubun avukatları bile bu bilgilere sahip olduklarını itiraf etmektedir." ifadelerini kullandı.
Önergenin gerekçesinde ağaç kesimini protesto eden vatandaşlara orantısız güç kullanıldığının ve bunun infiale neden olduğunun iddia edildiğini kaydeden Akçay,
"Sadece saha çalışmalarını engellemeye çalışan ve önleyici tedbirleri engellemek için kolluk kuvvetlerine saldıran bir grup provokatör gözaltına alınmıştır. Sandıktan umudunu yitiren ve kendi iç kavgalarını örtbas etmek isteyenler sokakları karıştırarak, toplumsal konuları kaşıyarak kaos oluşturmaya, Akbelen'den bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bunların asıl amacının ağaç olmadığı açık ve nettir." ifadelerini kullandı.
MHP'nin çevre politikasının esasının herkesin temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının sağlanmasına dayandığını vurgulayan Akçay, bu doğrultuda çevre sorunlarını kalkınma ve çevre ikilemi yerine, akılcı bir koruma ve akılcı kullanma olarak öngördüklerini söyledi.
Türkiye'de yapılan "sözde çevreci eylemlerin" genellikle stratejik madenleri, nükleer enerji santrallerini, jeotermal ve termik enerji santrallerini hedef aldığını vurgulayan Akçay,
"Enerji, milli güvenlik ile yakından ilgilidir. Bu nedenle ülkemizin yeraltı kaynakları ekonomiye kazandırılmalıdır. Ancak bu madenler çıkarılırken çevreye zarar verilmemeli, verilen zarar giderilmeli, doğayı koruyacak önlemler alınmalı, maden sahaları ve çalışmalar denetlenmelidir. ÇED raporları denetlenmeli, ekolojik tahribatlar engellenmeli ve maden çıkarıldıktan sonra maden sahasının rehabilitasyonu dikkatle takip edilmelidir. Madenin çıkartılması en uygun yönteme göre planlanmalı ve her aşamada çevre hassasiyeti dikkate alınmalıdır. " şeklinde konuştu.
Akçay, konuşmasının sonunda genel görüşme önergesinin gerekçesinde yer alan iddiaların yerinde ve doğru olmadığının anlaşıldığını bu yüzden genel görüşme açılmasına gerek bulunmadığını değerlendirdiklerini söyledi.