Bağcılar'da kullandığı uyuşturucunun etkisiyle evinde ölen kadının cesedini poşete sarıp, yatak odasında 10 gün sakladıkları öne sürülen sanıkların yargılanmasına başlandı.

Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuk sanık Ensar Avuç, tutuksuz sanıklar Osman Daş ve Remziye Baytur ile müşteki Merve Üstündağ katıldı.

Duruşmada tarafların avukatları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da hazır bulundu.

Sanık Ensar Avuç, savunmasında, maktul Songül Kurt ile sanık Remziye Baytur aracılığıyla tanıştığını belirterek, Kurt'un uyuşturucu madde kullandığını ve aralarında husumet bulunmadığını söyledi.

Uyuşturucu maddeyi kendisinin temin ettiğini söyleyen Avuç, olay günü saat 22.00'de yattığını, aradan 5-10 dakika geçtikten sonra gürültü duyduğunu ve maktulü, kafasını komodinin yanına dayamış halde gördüğünü anlattı.

Elini tutarak kaldırmaya çalıştığı maktulün, "Bana 10 dakika ver." dediğini öne süren Avuç, "Daha önce de bu şekilde krize giriyordu. O akşam aynı odada kalmadık. Sabah kendisine bakmadan evden çıktım. Ertesi gün işlettiğim çay ocağına gelmeyince merak ettim. Maktul her akşam eve giderken benden anahtar alırdı. O gün gelmedi. Ben de arkadaşına gitti diye düşündüm. Ertesi gün yine gelmeyince merak ettim. Akşam evi su bastığını gördüm. Songül yatak odasında düştüğü yerde kalmıştı. Korktum. Çay ocağına gittim ve orada yattım. Osman ve Remziye'yi evi temizlemeleri için çağırdım. Ancak yatak odasına girmemelerini söyledim. Ben cesedi 24 saat sonra gördüm. O zaman öldüğünü anladım. Kasten öldürmedim. Osman ve Remziye eve gelmeden ceset su almasın diye poşete koydum. Koli bandıyla sardım." dedi.

Sanık Osman Daş ise Remziye Baytur ile birlikte iki kez evi temizlemeye gittiklerini ancak cesedin evde olduğunu bilmediklerini savundu.

Baytur'un ikinci gün evde tek kaldığı esnada cesedi fark edip kendisine söylediğini ifade eden Daş, poşeti tuttuğunda maktulün ayak parmaklarının eline geldiğini ve ceset olduğunu anladığını belirtti.

Daş, korktukları için evden çıktıklarını, ne yapacaklarını bilemediklerini ve maktulün arkadaşı Nurhan Gül'e haber verdiklerini söyledi.

Sanık Remziye Baytur da sanık Ensar Avuç'un bir kadına zarar vereceğine inanmadığını, cesedi saklamaya çalışmadıklarını ancak suçsuz olduklarını ifade etti.

Kamu Personelinde Kapsamlı Denetim Başlıyor! Tüm Memurlar Müfettişlerin Merceğinde Kamu Personelinde Kapsamlı Denetim Başlıyor! Tüm Memurlar Müfettişlerin Merceğinde

Maktulün kızı Merve Üstündağ, sanıkların birbirlerinden haberdar olduğunu söyleyip, cezalandırılmasını talep etti.

Mahkeme heyeti, maktulün ölüm nedenine ilişkin Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

- İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, 10 Mart'ta 1513. Sokak'ta bir evde poşete sarılı halde kadın cesedi bulunmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, olay günü ihbar üzerine adrese giden kolluk kuvvetlerinin ciddi bir kokuyla karşılaştıkları ancak evde kimsenin olmadığı belirtiliyor.

İkamete girildiğinde yatak odasında poşete sarılı cesedin bulunduğu aktarılan iddianamede, Songül Kurt'a ait olduğu belirlenen cesedin üzerinde kıyafet ve tekstil ürünlerinin yığılı olduğu, evde uyuşturucu kullanıldığına dair emarelere rastlandığı bilgisi veriliyor.

Olay yeri inceleme tutanağına yer verilen iddianamede, düzgün şekilde poşetlere sarılan cesedin çürümeye başladığı ve zeminde kan lekelerinin bulunduğu anlatılıyor.

İddianamede tutuklu sanık Ensar Avuç'un "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar, "uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti" suçundan ise 10 yıldan az olmamak üzere hapisle cezalandırılması isteniyor.

Diğer sanıklar Remziye Baytur ve Osman Daş hakkında ise "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 6 aydan 5'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Kaynak: aa