Eğitim Gücü Sendikası (Eğitim Gücü-Sen), üyelerinin hak ve menfaatlerini koruma mücadelesinde önemli bir hukuki zafer elde etti. Sendikanın icap (çağrı üzerine) nöbeti eylem kararına uyduğu gerekçesiyle hakkında "görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla dava açılan rehber öğretmen/psikolojik danışman üyesi, Solhan Asliye Ceza Mahkemesi'nde beraat etti. Bu karar, sendikal faaliyetlerin yasal çerçevedeki önemini bir kez daha ortaya koydu ve benzer davalar için emsal teşkil edebileceği yorumlarına neden oldu.
Olay, Bingöl'ün Solhan ilçesinde görevli bir rehber öğretmen/psikolojik danışmanın, sendikası Eğitim Gücü-Sen'in icap nöbeti eylem kararına uymasıyla başladı. Hafta sonları ve tatil günlerinde mesai saatleri dışında icap görevi yapmak üzere görevlendirilen Aygül Argun'un, sendika kararını gerekçe göstererek 5 Ekim 2024 tarihli çocuk teslimi görevine katılmaması üzerine Solhan Savcılığı tarafından hakkında "görevi ihmal suretiyle kötüye kullanma"suçlamasıyla soruşturma açıldı. Soruşturma sonucunda kendisine adli ceza verilmesi talebiyle kamu davası açıldı.
Solhan Asliye Ceza Mahkemesi'nde 2025/77 Esas sayılı dosya üzerinden yürütülen yargılama sürecinde, başlangıçta basit yargılama usulüyle sanık psikolojik danışman hakkında 1 ay 26 gün hapis cezası kararı verilmişti. Ancak psikolojik danışmanın müdafii Av. İ. G.'nün itirazı üzerine dosya yeniden ele alındı ve yargılama süreci devam etti.
Sanık psikolojik danışman, mahkemedeki savunmasında, icap listesinin kendisine WhatsApp üzerinden gönderildiğini ve sendika eylem kararı gerekçesiyle okul idaresine itiraz dilekçesi verdiğini belirtti. İtirazına cevap gelmeden önce çocuk teslimi görevi için arandığını ancak sendika kararını gerekçe göstererek göreve katılmadığını ifade etti. Psikolojik danışman, göreve gitmediği için herhangi bir ücret de almadığını ve kendisinden sonraki bir uzmanın görevi yerine getirdiğini beyan ederek, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini ve beraatini talep etti.
Mahkeme, tüm delilleri ve dosya kapsamını detaylıca değerlendirdi. Solhan Asliye Ceza Mahkemesi, 30 Haziran 2025 tarihli ve 2025/176 Karar numaralı gerekçeli kararında, sanık psikolojik danışman hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 257/2. maddesinde düzenlenen "İhmal Suretiyle Görevi Kötüye Kullanma" suçundan kamu davası açılmış olsa da, suçun yasal unsurlarının olayda oluşmadığına hükmetti.
Mahkeme kararında, sanığın sendika kararını gerekçe göstererek göreve gitmemesi nedeniyle başka bir uzmanın görevlendirildiği, sanığa herhangi bir ödeme yapılmadığı ve ödemenin görevlendirilen uzmana yapıldığı hususlarının dikkate alındığı belirtildi. Bu durumda TCK 257/2 maddesindeki suçun yasal unsurları olan kişi mağduriyeti, kamu zararı veya kişilere menfaat sağlama unsurlarının meydana geldiğinden söz edilemeyeceği vurgulandı.
Bu gerekçelerle, mahkeme, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 223/2-a maddesi uyarınca, yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığı için sanık psikolojik üzerine atılı görevi kötüye kullanma suçundan BERAATİNE karar verdi. Ayrıca, yargılama giderlerinin kamu üzerine bırakılmasına ve sanığın kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle 30.000,00 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine de hükmedildi.
Eğitim Gücü-Sen, yaptığı açıklamada, üyelerinin hak ve menfaatlerinin korunmasında her zaman mücadele etmeye devam edeceğini belirtti. Bu karar, sendikal eylemlere katılan kamu çalışanlarının hukuki güvencesi açısından önemli bir örnek teşkil ediyor.