Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
ENAG'a göre, Aralık ayında enflasyon yüzde 2,34, yıllık enflasyon ise yüzde 83,40 olarak gerçekleşti.
TÜİK ise Aralık enflasyonunu yüzde 1,03 olarak açıklarken, yıllık enflasyonu yüzde 44,38 olarak tespit etti. Bu TÜİK'e söz söylemenin artık bir anlamı kalmamıştır.
ENAG ile TÜİK arasında, 2024 itibarıyla yıllık yüzde 39,02'lik büyük bir fark oluştu. ENAG ile TÜİK arasındaki bu farkı son 5 yıla ve piyasalardaki artışlara göre değerlendirdiğimizde alım gücü bir çok mal ve hizmette yüzde 500-600 azalmış durumda. İktidar oluşan bu alım gücü düşüşünü bir nebze de olsa gidermek adına, bugüne kadar kalıcı bir adım atmadı.
Emekliler yönünden ise, hala ödenmeyen ve bugün aylık 16 bin TL yi bulan seyyanen zam ise İktidarın borç hanesinde bulunuyor.
2025 yılında memur ve emeklisine yüzde 6+5=11 zam yapılacak ancak bu zam, İktidarın OVP'de (orta vadeli program) hedeflenen yüzde 17,5'luk enflasyon hedefinin de, TCMB'nin enflasyon hedefi olarak revize ettiği yüzde 21'in de gerisinde kalacak.
Bu durum Mehmet Şimşek tarafından ifade edilen, hedeflenen enflasyon kadar zam politikasına da uygun değil. Sürekli aldatan durumuna düşmek bu iktidara zevk veriyor adeta. Kaldı ki Hür-Sen olarak hedeflenen zam politikasının adil olmayacağını biliyoruz. Çünkü yıllardır benzeri yaklaşımlar sergilenmiş ancak enflasyon hedefleri bir kaç istisna dışında hiç tutmamıştır.
Hür-Sen olarak REFAH PAYININ önemini her fırsatta ifade ettik, konuyu ülke genelinde eylemlerle de dile getirdik. Şu ana kadar İktidar tarafından olumlu bir cevap gelmedi maalesef.
Bu arada oturduğu yerden, refah payı ödenmeli diye cılız sesler çıkaran, aman ben usulen söyleyeyim ama ağa babalarım duymasın endişesi yaşayan sarı sendikaları da unutmayalım.
Refah payı ödenmez ise memur ve emeklisi 2025 Ocak ayı itibarıyla yüzde 6 zam, yüzde 5,54 enflasyon farkı olmak üzere sadece yüzde 11,54'lük bir artış alacaklar. Bu durumda yüzde 12’yi bile bulmayan bir artış ile karşı karşıya kalınmıştır.
Hür Sen olarak, alım gücü göz göre göre düşerken seyreden İktidarı da sarı sendikaları da unutmayacağız elbette. Onlarla birlikte kaybeden yüzbinlerce kamu çalışanı da elbet bu gerçeği görecektir. Unutmayalım ki: "Sarı sendikacılık hem bugünümüzün sebebi hem de istikbalimizin katilleridir."