Türkiye'nin dört bir yanından, hastanelerden okullara, kamu kurumlarından belediyelere kadar geniş bir yelpazede görev yapan yaklaşık 200 bin yardımcı hizmetler sınıfı çalışanı, uzun yıllardır süren mağduriyetlerine bir son vermek için harekete geçti. 1965 yılından bu yana güncellenmeyen ve çağın gereklerine cevap vermeyen bir mevzuatın esiri olan bu çalışanlar, 15 Ekim'de Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde toplanarak seslerini duyuracaklar.

Kimler Mağdur?

Yardımcı hizmetler sınıfında yer alan teknisyen yardımcıları, aşçılar, kaloriferciler, terziler, hizmetliler ve daha birçok meslek grubundaki çalışanlar, günümüzün değişen koşullarında eski ve yetersiz bir mevzuatla çalıştırılmanın getirdiği sıkıntıları yaşamaktadır. Bu durum, hem çalışanların motivasyonunu düşürmekte hem de kamu hizmetlerinin kalitesini olumsuz etkilemektedir.

Neler İstiyorlar?

Yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının temel talepleri şu şekilde sıralanabilir:

TDT Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Üst Düzey Yetkililer 6. Toplantısı Özbekistan'da yapıldı TDT Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Üst Düzey Yetkililer 6. Toplantısı Özbekistan'da yapıldı
  • Mevzuatın Güncellenmesi: 1965 yılından kalma olan ve günümüz koşullarına uymayan mevzuatın bir an önce güncellenerek, çalışanların haklarının güvence altına alınması.
  • Görev Tanımlarının Netleştirilmesi: Her bir çalışanın görev tanımlarının açıkça belirlenmesi ve keyfi görevlendirmelerin önlenerek, iş yükünün eşit dağıtılması.
  • Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi: Çalışanların fiziksel ve psikolojik sağlığını tehdit eden çalışma koşullarının iyileştirilmesi, iş güvenliğinin sağlanması ve sağlıklı bir çalışma ortamının oluşturulması.
  • Eşitlik ve Adaletin Sağlanması: Tüm çalışanların eşit koşullarda çalışabilmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve hakların eşit bir şekilde dağıtılması.

Neden Bu Kadar Önemli?

Yardımcı hizmetler sınıfı, kamu hizmetlerinin kesintisiz ve etkin bir şekilde yürütülmesinde hayati bir role sahiptir. Bu sınıfın çalışanlarının yaşadığı mağduriyetler, hem kamu hizmetlerinin kalitesini düşürmekte hem de çalışanların motivasyonunu olumsuz etkileyerek verimliliği azaltmaktadır. Bu nedenle, bu çalışanların taleplerinin dikkate alınması ve sorunlarının çözülmesi, hem çalışanların hem de kamu hizmetlerinin yararına olacaktır.

200 bin kamu çalışanını ilgilendiren bu sorun, artık görmezden gelinemeyecek kadar büyümüştür. 15 Ekim'deki eylemle birlikte, yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları, seslerini daha güçlü bir şekilde duyurmayı ve haklı taleplerinin karşılık bulmasını beklemektedir. Bu durum, hem kamu çalışanlarının haklarının korunması hem de kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılması açısından büyük önem taşımaktadır.