İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede 79 yaşında hayatını kaybeden yazar ve akademisyen Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan, son yolculuğuna uğurlanıyor.
Prof. Dr. Gürdoğan için Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi'nde öğle vakti cenaze töreni düzenlendi.
Törene katılan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Gürdoğan'ın eşi Afra Gürdoğan, kızları Beyza Gürdoğan, Selva Gürdoğan Thomsen, Serra Kargılı ile damadı Murat Kargılı'ya taziyelerini iletti.
Cenaze törenine, AK Parti MKYK Üyesi Mahir Ünal, AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, Türkiye Yazma Eserler Kurumu (TYEK) Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, İslam İşbirliği Teşkilatına (İİT) bağlı İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, eski Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ile edebiyat dünyasından Müstakim Haksal, Şeref Akbaba, Mahmut Bıyıklı, Kemal Kaptaner, Recep Koçak, Mustafa Şatıroğlu ve Osman Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.
Kılınan cenaze namazının ardından Gürdoğan'ın tabutuna, yakınlarıyla birlikte TBMM Başkanı Kurtulmuş ile Mevlüt Uysal da omuz verdi. Cenaze aracına konulan Gürdoğan'ın naaşı, toprağa verilmek üzere Eskişehir'e götürüldü.
Gürdoğan'ın cenazesi bugün Eskişehir'de Yunus Emre Köyü Mezarlığına defnedilecek.
- "Hep güzellikleri ortaya çıkarmaya çalıştı"
Törene katılanlardan Mehmet Akif İnan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hıdır Yıldırım, medeniyete hizmet etmiş birini kaybetmenin üzüntüsü içerisinde olduklarını belirterek, "Nazif hocamız güzel yaşadı ve öldü. Hep güzellikleri ortaya çıkarmaya çalıştı. Güzellikleri çıkarma kapasitesi, potansiyeli olan insanları bir araya getirmeye, buluşturmaya, onların birlikte bir şeyler yapmasına katkı sunmaya gayret etti. Bu manada çok büyük çabalarına şahit olduk. Bugün bir hocamız, 'İkimiz, Nazif hocanın emanetiyiz.' dedi. Çünkü bizi Nazif hoca tanıştırdı." diye konuştu.
Nazif Gürdoğan'ın yaşlılığına rağmen günceli ve teknolojik gelişmeleri çok yakından takip ettiğini kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Nerede medeniyete dair bir katkı sunulacaksa, kendisine ihtiyaç duyulmuşsa orada bulunmaya, gençlerin önünü açmaya, ufuk göstermeye, çağı okumaya ve anlamaya gayret etti. Günümüzün teknolojik imkanlarından yararlanmaya ve bu teknolojik imkanlar doğrultusunda medeniyetimize hizmet etmenin yollarını aramaya uğraştı. Eğitimin geleceğine ilişkin düşünceler oluşturdu ve bu çerçevede fikirler ortaya koydu."
Gürdoğan'ı Osmanlı dervişi gibi algıladığını ifade eden Yıldırım, "Adeta bir Osmanlı dervişi gibi son derece nazik, kibar, hatır sayan, insanların hukukunu dikkate alan, insanlara saygı ve sevgi gösteren, kucaklayan, hiç kimseyi ötelemeyen, itmeyen, uzaklaştırmayan ve daima kapsayıcı olmaya gayret eden bir kişi olarak bizde iz bıraktı. Bundan sonra da eserleriyle gelecek nesillere yön vermeye devam edecektir." şeklinde konuştu.
- "Bu vakitten sonra en çok eserleriyle konuşacak"
Şair Recep Garip, Gürdoğan ile 40 yıldan uzun süredir tanıştıklarını söyledi.
Birlikte pek çok yolculuk da yaptıklarını dile getiren Garip, "Nazif Gürdoğan'ın özellikle bizdeki en kalıcı olan tarafı görünmeyen üniversiteden, görünen bir üniversiteye doğru yolculuk yapmamıza vesile olmasıdır." dedi.
Gürdoğan ile 1976'dan bu yana edebiyat dünyasından süre gelen dostlukları bulunduğuna işaret eden Garip, şunları kaydetti:
"Çevresindeki insanların bu toplumun manevi değerleriyle buluşmasına, toplumun kültürel yozlaşmasından daha ziyade, Batılılaşmadan ziyade kendi köklerimiz üzerinde durabilmeyi bize öğreten, öğütleyen bir insandı. Nasihatlerinden bir tanesi şuydu; 'Kıymetli kardeşler, kendi defterlerinize vazgeçilmez dostlar edinin ve dostlarınızı kaydınızda bulundurun. Bir yolculuğa çıktığınızda hangi şehre, hangi kasabaya, hangi köye uğrarsanız en az üç gün sizi misafir edebilecek dostlarınız olsun.' derdi."
Gürdoğan'ın, "En kalıcı, güçlü ve zengin olan insanın gönülden dostu olanlar olduğu" şeklindeki ifadesini aktaran Garip, “Böylesi bir kadim düşünceyi, kadim hayatı, kadim anlayışı mümince bir duruşu bizlere aşılayan gönül dostu bir insandı. Üstat Necip Fazıl'dan, Sezai Karakoç'tan, Nuri Pakdil'den bu vakte doğru yedi güzel adamın her birisiyle ilgili bize aşı yapmış olan mümin duruşlu bir kalemdi, bir hatipti, bir bilge adamdı." değerlendirmesini yaptı.
Recep Garip, akademisyenliğin ötesinde bir söz eri olan Gürdoğan'ın her zaman yüreklerde yerinin olacağına işaret ederek, "Bu vakitten sonra en çok eserleriyle konuşacak. Eserleri bundan sonra çok daha fazla takip edilecek olan, belki dünyada çağdaş dünyayı en çok gezen, gezdiği yerlerden notlar edinen ve bu notları hayatıyla bir taraftan anlatan, bir tarafıyla eserleriyle topluma hizmet eden bir büyüğümüzdü. Kendisini rahmetle yad ediyorum." diye konuştu.