Biruni Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Alihan Oral, hastalıkların erken teşhisi ve doğru tedavi yöntemleri ile hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirilebildiğini ifade etti.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, halk arasında yeterince bilinmeyen ancak sıkça karşılaşılan hastalıkları ele alarak, erken tanı ve doğru tedavinin önemine dikkati çekti.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Oral, az bilinen ancak sık rastlanan 8 hastalığı anlatarak, bu hastalıkların sıklıkla geç teşhis edilmesinin, tedavi sürecini zorlaştırabileceğini belirtti.

Yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilecek olan bu hastalıklardan biri olan migrenin baş ağrısı türlerinin en şiddetlisi olduğunu aktaran Oral, "Migren, özellikle kadınlarda erkeklere göre daha yaygın görülür. Dünya genelinde yüzde 12, Türkiye'de ise yüzde 15-18 arasında yaygınlığı vardır. Migren atakları, başın bir kısmında yoğun ağrı, ışığa duyarlılık ve mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Kadınlarda özellikle adet dönemiyle ilişkilendirilen migren, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir." ifadelerini kullandı.

Oral, Kronik Yorgunluk Sendromu (CFS) hakkında ise CFS'nin sürekli ve şiddetli yorgunluk, kas ağrıları, baş dönmesi ve uyku bozuklukları ile karakterize olan bir hastalık olduğunu kaydetti.

Sıklıkla göz ardı edildiğinin ve yanlış teşhis edilebildiğinin altını çizen Oral, CFS'nin kişinin günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebileceğini aktardı.

- "Reflü tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir"

Medicana'dan aneminin çocuk sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirme Medicana'dan aneminin çocuk sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirme

Oral, "Reflü ise mide asidinin yemek borusuna kaçması sonucu ortaya çıkar. Mide yanması, asidik tat ve yemek sonrası rahatsızlık hissi gibi belirtilerle kendini gösterir. Türkiye'de görülme oranı yüzde 20 civarındadır. Reflü, tedavi edilmediği takdirde daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir." açıklamasında bulundu.

Fibromiyalji'nin de kas ağrıları, uyku bozuklukları ve halsizlik ile kendini gösteren bir hastalık olduğunu anlatan Oral, dünyada yüzde 2 ila 4 arasında görülürken, Türkiye'de yüzde 2 ila 3 oranında yaygın olduğunu belirtti.

Oral, vitiligonun ise ciltte beyaz lekelerin oluşmasına yol açan bir hastalık olduğunu kaydetti.

Oral, "Genetik faktörler, bağışıklık sistemi sorunları ve çevresel etkiler vitiligoya yol açabilir. Genellikle estetik bir sorun olarak görülse de, tedavi edilmediği takdirde psikolojik etkileri de olabilir." ifadelerini kullandı.

Sjögren Sendromu, otoimmün bir hastalık olup, gözlerde ve ağızda kuruluk ile kendini gösterdiğini aktaran Oral, "Dünya genelinde yüzde 0,1 ila 0,2, Türkiye'de ise yüzde 0,2 sıklığında görülmektedir. Bu hastalık, kadınlarda erkeklere oranla 9 kat daha fazla görülür." açıklamasında bulundu.

Oral, İrritabl Bağırsak Sendromunun (IBS), karın ağrısı, şişkinlik, ishal ve kabızlık gibi belirtilerle kendini gösterdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"IBS, yüzde 10 ila 20 arasında görülmektedir ve Türkiye'de de yüzde 10 ila 15 arasında yaygındır. Sindirim sistemiyle ilgili rahatsızlıklar nedeniyle yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Hipersomnia ise aşırı uyuma isteği ve uyku bozuklukları ile kendini gösteren bir hastalıktır. Dünya genelinde yüzde 2 ila 5, Türkiye'de ise yüzde 1 ila 2 arasında görülür. Hipersomnia, özellikle depresyon ve diğer psikolojik hastalıklarla ilişkili olabilir ve doğru tedavi gerektirir. Bu hastalıkların erken teşhisi ve doğru tedavi yöntemleri ile hastaların yaşam kalitesi önemli ölçüde iyileştirilebilir. Özellikle kadınlar bu hastalıklar konusunda daha fazla risk altındadır. Bu nedenle her hastalıkta olduğu gibi erken tanı çok önemlidir."

Kaynak: aa