Yetkili sendikanın bazı üst yöneticilerinin hangi lokasyondaki arazilerin pirim yapacağını tahmin ettikleri gibi 7. Toplu Sözleşme masasında enflasyonun artış oranını tahmin edemediler. Yetkili sendikanın bu öngörüsüzlüğü, memurların geçim sıkıntısı yaşamalarınaneden olmuştur. Şimdilerde memurun tepkisinden dolayı Ali Yalçın, refah payı talebiyle hatasını gidermeye çalışsa da memurun, Ali Yalçın’dan umudu kalmamıştır.
Giderek yalnızlaşan Ali Yalçın, ne zaman zor durumda kalsa, her zaman yaptığını tekrar yaptı. Hemen bir program düzenler ve devlet büyüklerimizi programa davet eder, boy boy fotoğraf verir. Yine bu minvalde Akif İnan ödül töreni programı icra edildi. Programa katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum, Ali Yalçın’ın rantsal uygulamalarını taltif etmek için değil korunan marka statüsündeki Memur-Sen’in tüzel kişiliğine olan saygısından ve nezaketinden dolayı katılmıştır. Kıymetli Bakanımızın teşriflerini Ali Yalçın başka mecralara çekmeye ve farklı anlam yüklemeye çalışmasın. Memur nazarında beceriksizliği tescillenen Ali Yalçın’ın bu çıkışı da üyede karşılık bulmamıştır.
Hadi, toplu sözleşme masasında memuru hayat pahalılığında ezdirmeyecek bir zam oranı ortaya koymanız sizin kapasitenizi aşar diyelim. KPSS puan sıralamasına göre kontenjanda olup da mülakat komisyonlarının iller arası farklı puan vermeleri nedeniyle kontenjan dışında kalan 1.100 öğretmen adayı için bari bir şeyler yapın. O yok, bu yok. Sahi siz, ne işe yararsınız! Emekçiler: “Reis bizi enflasyona ezdirmez.” diyor. Kontenjan dışı kalan genç öğretmen adayları Sayın Cumhurbaşkanımızın Samsun programında mağduriyetlerini bizzat Zat-ı Devletlerine ilettikten sonra: “Çözerse Reis çözer.” diyor. Pekâlâ, her şeyi Reis çözecek de sizler ne güne o pahalı koltuklarınızda oturmaya devam ediyorsunuz! Herkes de biliyor o koltukları niçin bırakmayışınızı. Yoksa sendikayı rant ve zenginleşme aparatına kim dönüştürecek?
Herkesin vicdanını derinden yaralayan sendikacıların Kuşadası villaları ile ilgili tüm üyelerimizin en tabii öğrenme hakları olan sorularımızı konfederasyonun genel başkanı sıfatıyla Ali Yalçın’a yönelttik. Her ne hikmetse salonların etkili hatibinden ses çıkmadı. Sendikanın eleştirilen bazı uygulamalarını savunma görevinin sanal bir karaktere kalması ne hazindir. Şehitlerimize ağır hakaret eden alçak kalemşorun yazısını iki ayrı haber ajansı yayımladı. Haber ajanslarından bir tanesi yazıyı sosyal medya platformlarında yayımlamazken diğer haber ajansı,Facebook ve X platformlarında yayımladı. Haber ajansının X paylaşımını 2 kişi beğenmişken, Facebook paylaşımını hiçbir kimse beğenmemiştir.
İstatistikî veriler yoruma mahal bırakmayacak reel verilerdir. Haber ajansının sosyal medya hesaplarındaki bu istatistikî verilerle üyeler, tepe yöneticilerine şu üç mesajı veriyor: Birincisi, Sendikanın bazı uygulamalarına yapılan eleştirilerin sanal bir karakter üzerindencevaplandırılması en basit tabiriyle üyelerce kınanmıştır. İkincisi, Her konuda konuşan Ali Yalçın’ın sadece ve sadece Kuşadası villaları konusunda suskunluğuna üyeler bir türlü anlam verememişlerdir. Üçüncüsü,Canlarını bir an bile düşünmeden feda ederek bu cennet vatanı bizlere emanet eden aziz şehitlerimize yapılan ağır hakareti üyeler alçaklık olarak nitelemişlerdir.
Memur-Sen ailesinin çok değerli bir milyon üyesi, asaletine ve teşkilatının vakarına yakışanı yaparak bu aşağılık yazıyı yırtıp atmıştır. Öyle ki Memur-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulunu oluşturan 10 kişi Eğitim-Bir-Sen Genel Yönetim Kurulunu oluşturan 7 kişi olmak üzere toplam 17 kişi tarafından bile bu aşağılık yazının beğenilmemesi sözlemimizin ne kadar doğru olduğunuortaya koymuştur. Ne diyorduk: Bu teşkilatta bir elin parmağını geçmeyen rantiyecilerin dışındakilerin tümü değerli ve kıymetlidir. Bu kişiler de akıllarını bir an evvel başlarına alıp bu kutlu dava hareketini daha fazla itibarsızlaştırmadan istifalarını vermeleri artık elzem olmuştur.
Yıldırım Demirci
