TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Sağlık Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde görüşlerini dile getiriyor.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, hekimlikte usta çırak ilişkisi olduğunu ancak son zamanlarda bu zincirin koptuğunu belirtti.
"Yenidoğan çetesi" davasını anımsatan Temurci, "Eğer ortada bir çete varsa, nerede olursa olsun bunun karşısında durmayı bilmeliyiz. Sadece çocuklarda, yenidoğanda değil, yetişkinlerde, ihalelerde ve yoğun bakımlarda bir check-up ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Yaşanan bu olay bir uyarı görevi görsün." dedi.
Temurci, hastanelerde çok açık bir denetim probleminin olduğunu bu sorunun ortadan kalkması için uluslararası standartlara uygun bir denetimin mutlaka yapılması gerektiğini ifade etti.
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, toplumda en saygın mesleklerden biri olan doktorluk mesleğinin geldiği durumun kendisini üzdüğünü belirtti.
Taş, doktorlara verilen eğitimin yetersiz olduğunu, çok sayıda tıp fakültesinin açıldığını, maaşların az olduğunu, önünde düğme iliklenen doktorların artık çalıştıkları hastanelerde dayak yediğini kaydetti.
Devasa şehir hastanelerinin açılmasını doğru bulmadığını belirten Taş, sağlık konusunun siyaset üstü ve uzun vadeli atılacak adımlarla ele alınması gerektiğini dile getirdi.
- "Dünyaya örnek olabilecek bir sağlık hizmeti verdik"
AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, AK Parti iktidara gelmeden önce hastanelerde koğuşların 10'ar kişilik olduğunu, hastanelere erişimle ilgili sıkıntılar yaşandığını, sağlık sisteminin adeta kutuplara ayrıldığını kaydetti.
AK Parti hükümetleri öncesi yaşanan sıkıntıları anlatan Kırkpınar, "O dönemde sağlık karnesi sahibi olmak bile Türkiye şartlarında çok büyük bir ayrıcalıktı ve bugün baktığımızda sağlık sistemimize, yüzde 100'e yakınımız bu sistem içerisinde hizmet alıyor. Yine, o dönem alınamayan ilaçları, ilaç kuyruklarında kaybettiğimiz hastalarımızı, rehin kalan hastaları hiçbirimiz unutamayız. Senet imzalatılan hastalarımız o dönem hastanelerde kalıyorlardı." ifadelerini kullandı.
Kırkpınar, salgında hem sağlık çalışanlarının hem sağlık altyapısının büyük bir başarıya imza attığını ve sağlık sektörünün tarih yazdığını belirtti.
Salgın döneminde Türkiye'deki hastaneye erişim ve tedavi noktasında sıkıntı yaşanmadığına dikkati çeken Kırkpınar, şöyle konuştu:
"Türkiye olarak her alanda olduğu gibi sağlıkta da büyük değişim ve dönüşüm süreci yaşadık. Kovid-19 pandemisinde ve Kahramanmaraş merkezli depremlerde de görüldüğü gibi hem insan gücü hem de altyapı olarak dünyaya örnek olabilecek bir sağlık hizmeti verdik. Şehirlerimizin tamamı binalarıyla, donanımlarıyla, teçhizatlarıyla, ambulanslarıyla en modern sağlık hizmetlerine bizim dönemimizde kavuşmuş oldu.
Yaklaşık 310 bini doktor olmak üzere 1,5 milyona yakın sağlık çalışanıyla bu alandaki insan kaynağımızı da güçlendirmiş olduk. Ülke genelinde insan kaynağımızın bu noktalara gelmiş olması, yine 2,5 milyon kişiye evde sağlık hizmeti vererek bu süreçte hizmeti insanımızın da ayağına götürdük. Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla, sağlık hizmetleri için 2025 yılında 1 trilyon 106 milyar lira kaynak ayrılmış durumda. Sağlık hizmetlerinde insan gücü sayımız 2002 yılında 257 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 379 bin iken, 2024 yılı Ekim ayı rakamlarına baktığımızda 872 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 1 milyon 448 bin rakamına çıkmıştır."
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay ise Sağlık Bakanlığının yurt dışında bazı hastanelere yardımlar yaptığını belirtti.
Akay, "Türkiye'de illerde, merkez ilçelerde devlet hastanesi olmayan yerler var. Sağlık yatırımlarını yurt dışına, Afrika'ya değil Anadolu'ya yapıp bu noksanlıkları gidermek lazım." dedi.
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, "yenidoğan çetesini" anımsatarak, ruh sağlığı yasasının çıkarılmasının bir zaruret haline geldiğini söyledi.
Meclise ruh sağlığı ile ilgili bir yasa teklifi sunduklarını hatırlatan Aksu, "Başta kadına ve çocuğa şiddet ve istismar olmak üzere toplumsal sağlıksız gelişmelerin önüne geçmek şiddet eyleminin önüne geçmek insan ve toplum sağlığı ahlakı ve huzuru için söz konusu teklifimizin bir an önce yasalaşmasını gerekli görüyoruz." dedi.
Yenidoğan çetesi davasına değinen Aksu, yaşanan sistematik ve organize kötülüğün herkesi dehşete düşürdüğünü vurguladı.
Aksu, "Meselenin arkası tüm boyutlarıyla araştırılmalıdır. İnsan aklının almayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyenler sadece sağlık çalışanlarının değil insanlığın da yüz karalarıdır. Yapılanları masum göstermek asla mümkün değildir. Bu caniliği yapanlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır." ifadelerini kullandı.
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen, "yenidoğan çetesi" davasına işaret ederek bu olayın herkesin yüreğini yaktığını belirtti, olayların sorumlularının ortaya çıkarılmasını istedi.
Esen, AK Parti hükümetleri döneminde sağlıkta dönüşüm ve iyileştirmeler olduğunu ancak "ticarileşen tıp mantığı" nedeniyle bu olayların kaçınılmaz olduğunu, bu olayın tıp alanına olan güveni derinden sarstığını kaydetti.
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, AK Parti iktidara geldikten sonra sağlık sektöründe özelleştirilme sürecine girildiğini belirtti. Özel hastanelerin desteklendiğini, teşvik edildiğini, hastaların özel hastanelere yönlendirildiğini savunan Arı, "Türkiye özel hastane alanı haline getirildi. Bu süreçte de yeni yeni konular ortaya çıkıyor. Bunlardan son dönemde güncel olan konu yenidoğan çetesi. Öyle tahmin ediyorum ki ilgililer eğer takibe alırlarsa bu ülkede başka çeteler de muhtemelen vardır. Bu konularda yanlışlık, suç, görevi kötüye kullanma, ihmal olabilir. Ama önemli olan buradaki denetimle ilgili yetkililerin bu konuların üzerine nasıl gittiğidir? Yeterli denetim var mı? Yoksa görmezden mi geliniyor?" değerlendirmesinde bulundu.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, özel hastanelerin hızla büyüdüğünü, denetimlerin yapılmadığını, sağlık alanının adeta özel sektörün insafına terk edildiğini savundu.
Bozdağ, "Özel sektör desteklendi, artık halkın kolayca ulaşabildiği şehir merkezindeki hastaneleri göremez olduk. Şehir hastaneleri şehirlerin dışında inşa edildi ve mümkün olduğunca tüm sistem özel sektöre ve şehir hastanelerine doğru çalışmaya başladı." dedi.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak, sağlık sisteminde sorunlar yaşandığını, merkezi randevu sisteminin çözüm olamadığını savunarak, vatandaşların saatlerce telefon başında beklediğini belirtti.
Hekim sayısının az olduğunu dile getiren Akburak, doktor ve sağlık çalışanlarının bu durum nedeniyle hırpalandığını ve şiddete maruz kaldığını, bu tür sorunların çözümü için sağlık altyapısının güçlendirilmesi ve eğitim kalitesinden ödün verilmeden tıp öğrencisi kontenjanlarının arttırılması gerektiğini kaydetti.
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, "yenidoğan çetesi" davasını anımsatarak, "Biz bu olayın geçiştirilemeyecek kadar büyük ve önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle toplantının soru-cevap bölümüne katılmayacağız. Sağlık Bakanı'nı istifaya davet ediyoruz." dedi.
Komisyonda, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, milletvekillerinin sorularını yanıtlıyor.