Sendikanın en çok üye profili öğretmenlerden oluşmaktadır. Yılda bir defa kutlanan öğretmenler gününde öğretmenler, sendikalarının yanlarında olmasını isterler. Öğretmenler, Ali Yalçın’ın sofralarına bağdaş kurarak en azından yılda bir defa da olsa birlikte bir akşam yemeğinde buluşmak isterler. Ne zaman öğretmen Ali Yalçın’ın umurunda oldu ki bu yılki öğretmenler gününde de olsun.
Ali Yalçın’ın tek bir gündemi var. Ne geçim sıkıntısı çeken memurlar, ne çarşı-pazardaki hayat pahalılığı, ne artan kiralar, ne kontenjan dışında kalan öğretmen adayları ve ne de öğretmenlerin özlük ve ekonomik hakları. Ali Yalçın’ın asıl gündemi sallanmakta olan koltuğunu korumak ve teşkilat içerisinde kaybolan itibarını yeniden tesis etmektir. Bunun için her zaman yaptığı şeyi tekrar etti. Beş yıldızlı lüks otellerde sade üyenin davet edilmediği sadece teşkilat yöneticileri ve lider kadronun katılımlarıyla Teşkilat buluşmaları adı altında yapılan toplantılarda kamuoyuna;“Ben yıkılmadım, buradayım ve dimdik ayaktayım.” mesajını vermeye çalıştı. Adama sormazlar mı: Teşkilat buluşmaları bula bula öğretmenler gününe mi denk getirilir?
Ali Yalçın, rantçı ve vesayetçi yönünü hep kulağa hoş gelen ve gönülleri etkileyen mottolarla kamufle etmeye çalıştı. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Artık bu mottolar teşkilatta bıkkınlık oluşturdu. Öğretmenler gününde yapılan teşkilat toplantılarında “Çekirdeği çeliklemeşiarı” mottusunu kullanan Ali Yalçın, sen yola çıktıklarını yolda bulduklarına değiştirdin. Teşkilatta Akif İnan’ın yol ve dava arkadaşlarından kim kaldı ki, sen hâlâ çekirdek kadrodan bahsedebiliyorsun? Çekirdek kadro senin yanlışlarını yüzüne söyledikleri için bu kadroyu ötekileştirdin, dışladın, itibarsızlaştırdın, yalnızlaştırdın ve kapının önüne koydun. Ama çekirdek kadro sana inatla diyor ki; “Burası bizim evimiz ve yuvamız. Her şey aslına rücu eder.”
Sivil toplum örgütlerinde üyelerle yönetimi bir arada tutan en güçlü bağ dava şuurudur. Dava şuuru ortadan kalktığında menfaatler ön plana çıkar. Menfaatlerin çatışması sonucu insanlar haklarını aramak için soluğu mahkemelerde alırlar. Ali Yalçın ile Ahmet Gök arasındaki ilişki de bu şekildedir. Eğitim-Bir-Sen 7. Olağan Genel Kurul seçimlerinde ikinci listede yer alacağına kesin gözüyle bakılan Ahmet Gök, Ali Yalçın koltuğunu riske atmamak için en çok delegeye sahip Gaziantep başkanına Memur-Sen’de koltuk vaat etmesinden sonra Ahmet Gök saf değiştirdi. O günden sonra Gaziantep, sendikal menfaatin çatışmasının merkez üssü konumuna geldi.
Genel Merkezin, 29.08.2024 tarihinde yapılan Eğitim-Bir-Sen Gaziantep 1 No’lu Şube olağanüstü genel kurulseçimlerinin iptali ve Ahmet Gök’ün yerine kayyum atanması için mahkemeye gittiği; Ahmet Gök’ün ise Genel Merkezin bazı ilçe temsilciliklerine yaptığı atamaların iptali ve yerlerine kayyum atanması için mahkemeye gittiği kulislerde konuşulmaktadır. Bu tür çıkışlar Ali Yalçın’ın koltuğunu korumak için yaptığı son çırpınışları olarak yorumlanmaktadır.
Eğitim-Bir-Sen Genel Denetleme Kurulu Üyesi ve Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gök, Eğitim-Bir-Sen Gaziantep 1 No’lu Şubesine 29.08.2024 tarihinde tek listeyle yapılan olağanüstü genel kurul seçimlerinde şube başkanı olarak üç koltuğun birden sahibi oldu. Her hafta Memur-Sen’in toplantılarına Ahmet Gök’ün şahsi yol, harcırah, yeme-içme, uçak bileti, araç yakıtı ve benzeri harcamalar israf değil de nedir? Bu kişiyi, üyelerden üstün kılan farklı ne özellikleri var ki üç koltuğun aynı andasahibi olabiliyor? Bu masraflar bu asil üyelere reva mı?
Her ne hikmetse bu olağanüstü kongreden altı gün sonra Eğitim-Bir-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulunun 05.09.2024 ve 496 sayılı kararıyla, Eğitim-Bir-Sen Gaziantep 2 No’lu Şubesi kuruldu. Cemil Çavdar, Ali Yalçın’a teşekkür ederek şube başkanlığına aday olduğunu 22.11.2024 tarihinde yapmış olduğu sosyal medya hesabından duyurmuştur.
Bu soylu dava hareketinin çatısı altında çıkar ve menfaatlerine göre hareket eden ne Ali Yalçın’ın ve ne de Ahmet Gök’ün yeri yoktur. Sendikamız şu anda fetret devrini yaşamaktadır. Sendikamız en kısa zamanda çıkarcı ve rantiyecilerin elinden kurtulacaktır. Akif İnan’ın yuvasında; hesabi olanların değil hasbi olanların yeri vardır.
Yıldırım Demirci