İSTANBUL (AA) - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, Türkiye'nin kalıcı bir büyüme ve kalkınma performansı sergileyebilmesinin Türk sanayisinin üretim gücü ve kapasitesiyle doğrudan ilgili olduğunu belirterek, "Bu nedenle az olsun, benim olsun mantığından kurtularak, çok büyük olsun hepimizin olsun demeli, üretim gücümüzü birleştirmeliyiz." dedi.
MÜSİAD tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen MÜSİAD Sanayi ve Teknoloji Zirvesi (MUST), MÜSİAD Genel Merkezi'nde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, ilerleyen dönemlerde de MUST gibi ülkenin ve insanların geleceğine katkı sağlayan çalışmaları tüm insanlığa fayda sunacak şekliyle yapmaya devam edeceklerini söyledi.
Asmalı, Türkiye'nin yetişmiş insan gücüyle, sanayisiyle, stratejik konumuyla çok çeşitli ve esnek üretim kapasitesiyle bölgesindeki en güçlü ülkelerden biri olduğuna dikkati çekti.
Ancak sıklıkla belirttiği gibi Türkiye'nin güçlü potansiyele sahip oluşunun yeteri kadar farkında olunmadığını ve değerlendirilmediğini anlatan Asmalı, "Ülkemiz gerçek potansiyelini henüz harekete geçirmiş konumda değildir. Şuna inanıyoruz ki bizler, güçlü potansiyelimizi harekete geçirirsek teknolojimiz de gelişecek, bizler de güçlü olunca sanayimiz daha da güç kazanacaktır. Çünkü hepimizin bildiği gibi güçlü olmak aynı zamanda iktisadi anlamda da söz sahibi olmaktan geçiyor. Güçlü olmak, siyasette ve diplomaside tüm dünya sahnesinde söz söylemekse eğer, bunun çözümü iktisadi güce sahip olmak ve tam bağımsızlıktan geçiyor. Bunun yolu da yerli üretimi güçlendirmek ve yerli ürünleri her sektörde hakim kılmaktan geçiyor." diye konuştu.
- "Türkiye'nin kalıcı bir büyüme sergileyebilmesi Türk sanayisinin üretim gücü ve kapasitesiyle doğrudan ilgili"
MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, yerli üretimin güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, bu sayede Türkiye'nin çok daha güçleneceğini ve hem bölgesinde hem de dünyada küresel bir aktör olarak daha fazla söz sahibi olacağını dile getirdi.
Bu yüzden MUST ile sanayi, üretim ve yatırım stratejileri için "hamle yap" dediklerini kaydeden Asmalı, şöyle devam etti:
"Tam da bu noktada savunma sanayimizin göz bebeği kurumlardan biri olan TUSAŞ'a yapılan hain terör saldırısını da bir kez daha şiddetle kınıyor, tüm halkımıza geçmiş olsun diyoruz. Terör saldırısında hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Biz inanıyoruz ki bu hain saldırı savunma sanayinde emek veren, ter döken binlerce mühendis ve teknisyenimizin çalışma azmini çok daha kamçılayacaktır.
TUSAŞ'taki mühendislerimizin de dediği gibi 'hainlere inat daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz.' Sanayi üretiminde büyümenin sürdürülebilir olması, kendisini sürekli olarak geliştiren ekonomilerin ortak özelliğidir. Bu minvalde Türkiye'nin kalıcı bir büyüme ve kalkınma performansı sergileyebilmesi Türk sanayisinin üretim gücü ve kapasitesiyle doğrudan ilgilidir. Bu nedenle az olsun, benim olsun mantığımdan kurtularak çok büyük olsun hepimizin olsun demeli, üretim gücümüzü birleştirmeliyiz."
Asmalı, son yıllarda yaşanan birçok tecrübenin yanı sıra savunma sanayi kuruluşuna yapılan hain saldırının da imalat sanayinde yerli üretimin öneminin son derece kritik olduğunu gösterdiğini belirtti.
- "OVP'de ortaya konan hedeflerin gerçekleşebilmesi bizler için de son derece önemli"
Mahmut Asmalı, esnek ve geniş imalat kapasitesine sahip ekonomilerin yaşanabilecek şokları çok daha hafif atlattığını ifade ederek, bunun bilinen bir gerçek olduğunu söyledi.
Türkiye ekonomisinin özellikle son 20 yılda yaptığı hamlelerle sanayi sektöründe ciddi atılımlar yaptığını, küresel ve bölgesel üretim üssü olma hedefine emin adımlarla ilerlediğini aktaran Asmalı, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu hedef doğrultusunda imalat sanayinin, Gayri Safi Yurt İçi Hasılasının içindeki payının yüzde 10'u aşarak imalat sanayi üretimi açısından dünyanın 10 ülkesi arasında yer alma stratejisi, bu noktada vizyonumuzu belirleyen önemli bir kriterdir. Bu bağlamda bizlere yol gösterici özelliğe sahip olan Orta Vadeli Program'da (OVP) ortaya konan hedeflerin gerçekleşebilmesi bizler için de son derece önemlidir.
Bilhassa yapısal sorunlardan kurtularak sanayi sektörünün rekabet gücünü arttırmamız yüksek katma değerli teknoloji için ciddi bir dönüşüm yaşamamız ve nitelikli iş gücü sorununu süratle çözmemiz gerekmektedir. Zira ülkemizin sürdürülebilir kalkınması ve küresel ekonomiye doğru entegrasyonu, teknolojik temelli, yenilikçi bir ekonomi altyapısı ve küresel rekabet gücünün kazanılmasını zorunlu kılmaktadır. Ülkemizin bu anlamda potansiyelini güçlendirmesi ve teknolojiyle büyüyen sanayi düşüncesi hepimizin ortak idealidir."
- "Küresel rekabette Türkiye'nin konumunu güçlendirecek yenilikçi fikirleri masaya yatıracağız"
MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanayi Üretimi ve Politikaları Komisyonu Başkanı Abdullah Eriş de sanayi sektörünün ancak ve ancak teknolojiyle, dijitalleşmeyle ve farklı disiplinlerin bir araya gelmesiyle daha çok gelişeceğine ve üretim süreçlerini bu yolda daha fazla etkileyeceğine inandıklarını aktardı.
Nihai amaçlarının Türkiye'nin sanayisini, ekonomisini ve refah seviyesini üst düzeylere çıkarmak olduğunu dile getiren Eriş, şöyle devam etti:
"Zirvemizde yalnızca teknoloji ve sanayi sektörlerinin nasıl daha verimli bir araya getirebileceğini konuşmayacağız, burada ele alacağımız meseleler ülkemiz açısından daha hayati konuları da kapsayacaktır. Bu yüzden biz MUST 2024'ün yalnızca bir zerre olmayacağına, aynı zamanda Türkiye'nin ekonomik ve milli kalkınmasına dair ortak bir vizyon belirleme platformu olacağına da yürekten inanıyoruz. Zaten tüm çabamız da bu yöndedir. Etkinliğimizle beraber küresel rekabette Türkiye'nin konumunu da güçlendirecek yenilikçi fikirleri ve stratejileri masaya yatıracağız. 'Türkiye Yüzyılı'na emin adımlarla ilerlerken sizlerin destekleriyle bu yolda daha güçlü adımlar atmak istiyoruz."