Politika

Milli Savunma Bakanlığının 2025 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda

MHP Konya Milletvekili Konur Alp Koçak, İstanbul'daki deprem riskine ve şehrin sınırlara yakınlığına işaret ederek, "Savunma sektörünün Anadolu'nun iç kesimlerine doğru kaydırılması hususu daha fazla önem kazanmaktadır." dedi.

Abone Ol

MHP Konya Milletvekili Konur Alp Koçak, İstanbul'daki deprem riskine ve şehrin sınırlara yakınlığına işaret ederek, "Savunma sektörünün Anadolu'nun iç kesimlerine doğru kaydırılması hususu daha fazla önem kazanmaktadır." dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Milli Savunma Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekilleri görüşlerini dile getiriyor.

CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı'nın, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e yönelik "Bakanım, açıklama yapacaktınız bekliyoruz. Teğmenlerimizle ilgili bir şey açıklamadınız" sözleri üzerine tartışma yaşandı. Milli Savunma Bakanı Güler, Sarı’ya "Sizin soru sorma hakkınız yok mu, sorun sorunuzu?" karşılığını verdi.

Bunun üzerine CHP'li Sarı, "Ordunun dereceye girmiş kadın teğmenlerine sahip çıkmak boynunuzun borcu. O teğmenler bu ordunun teğmenleri, hepimizin teğmeni ve hepimiz Mustafa Kemal'in askeriyiz." ifadelerini kullandı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş, tartışmanın sürmesi üzerine görüşmelere ara verdi. Verilen ara sırasında tartışma devam ederken AK Parti'li milletvekilleri, Sarı'ya yönelik, "Askerlik disiplindir. Şov yapmaya gelmiş buraya" tepkisini dile getirdi.

Aradan sonra Milli Savunma Bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelere devam edildi.

- "Teğmenlerin Yüksek Disiplin Kuruluna sevki" tartışması

CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, MSÜ Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde bazı teğmenlerin ve bazı personelin Yüksek Disiplin Kuruluna (YDK) sevk edilmesine ilişkin sürecin kendilerini çok üzdüğünü ve bu durumu yanlış bulduklarını söyleyerek, "Lütfen, bu disiplin soruşturmasına derhal son verelim. Bu teğmenlerimizi, bu çocuklarımızı kucaklayalım. Bunlar, bu memleketin evlatları, bunlar o kutsal askerlik mesleğini seçmiş ve hayatlarının bundan sonraki döneminde bunu icra edecek olan insanlar. Niye, ne yapıyoruz, kimleri cezalandırıyoruz bir disiplin soruşturmasıyla?" diye konuştu.

CHP'li Sarı'nın tavrına tepki gösteren AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, YDK'ye sevk edilme sürecine yönelik ise "Bir disiplinsizlik vardır, onun gereğini de ordu yapacaktır, bunun başka bir tarafa çekilmesi yanlıştır." değerlendirmesinde bulundu.

İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, "Biz kimin neden rahatsız olduğunu biliyoruz, sizin de neden rahatsız olduğunuzu biliyoruz. Bu Mustafa Kemal ile sizin ne sorununuz var, anlayamadık arkadaş. Bir kısım insanların Mustafa Kemal'le, bu ülkenin kurucusuyla olan sorununu anlayamadık." ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, soruşturma sonucunda teğmenlerin cezaya çarptırılmasını istemediklerini belirterek, "Ama hiçbir şey olmamış gibi, demokrasi geçmişimizi bilmeden de bu şeylere verilen tepkilere tepkisiz kalmanın çok demokratik bir teamül olduğunu düşünmüyorum." dedi.

- "Askeri liseler tekrar açılsın"

CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Yüksek Askeri Şura'nın yapısının değiştirildiğini ifade ederek, "Öncesinde 2 sivil ve 15 askerden oluşan Şura, yapılan değişiklikle 8 sivil ve 4 askerden oluşur hale geldi. Milli Eğitim Bakanı bile Şura üyesi. YAŞ emeklilik kararları TSK personeli üzerinde bir sopa gibi kullanılmaktadır." görüşlerini dile getirdi.

Askeri hastanelerin kapatılmasını eleştiren Ceylan, "Askeri sağlık personeli muharebede sağlık hizmeti yapmak üzere yetiştirilir ve bu yönüyle Sağlık Bakanlığı personelinden farklıdır. Asker hastanelerinin kapatılması askeri hekimliğin ve harp cerrahisi uzmanlarının yok olmasına, bu alanlara yönelik eğitim veren askeri sağlık eğitim sisteminin bilgi birikim ve tecrübesinin ortadan kalkmasına neden olmuştur. Askeri hastaneler derhal yeniden açılmalıdır." değerlendirmelerinde bulundu.

Askeri liselerin de tekrar açılmasını isteyen Ceylan, YDK'ye sevk edilen teğmenlerin sonuna kadar yanlarında olacaklarını söyledi.

Ceylan, yükselen kira bedelleri ve konut fiyatlarının TSK personelinin barınma sorununun büyümesine neden olduğuna işaret ederek, "Kısa vadede bu sorunun çözümü için personele, görev yaptığı şehrin özellikleri gözetilerek uygun miktarda kira yardımı yapılmalıdır." diye konuştu.

DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, küresel istikrarsızlığı körükleyen çoklu çatışmalarla karşı karşıya kalındığını anlatarak, "Birçok ülkede yeni yönetimler oluşuyor, seçimler var. Yeni yönetimlerle birlikte tabii ki yeni arayışlar ve yeni politikalar gündeme geliyor ve gelecek de. Bunların her birinin Türkiye'ye yönelik çok ciddi yansımalarının olduğu bir dönemden geçiyoruz. Orta Doğu'da hızlanan bir savaş ritmi var ve yerküreyi adeta yerinden sallıyor." dedi.

Gazze'de bir soykırım yaşandığını vurgulayan Oluç, "Lübnan'da devam eden saldırılarda ölümler artıyor. Çekirdek güç İsrail gibi görünüyor bu savaşta ama ABD ve Avrupa desteği arkasında. Orta Doğu'da da böyle bir durum var. İsrail'in temel motivasyonlarından birinin de Hint-Avrupa enerji koridoru yolunu açmak olduğunu biliyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye-Suriye ilişkilerine değinen Oluç, "Rahmetli Demirel'in bir sözünü hatırlıyorum; 'Barışmasını bilmeyen kavga etmemeli.' Türkiye barışmasını bilmeyen bir pozisyonundan çıkmalıdır artık. Her acı yeni bir acıyı çağırıyor ve Orta Doğu halkları gerçekten bu acıyı hep birlikte yaşıyoruz. Dolayısıyla bu dönemin artık değişmesi gerekiyor. Böyle kritik bir eşikteyken, bütün dünya çalkalanırken Türkiye'nin burada bir barışçı hamlesine ihtiyaç olduğunu bir kez daha vurguluyorum." şeklinde konuştu.

- "KAAN'a daha fazla yatırım yapılmalı"

İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, Milli Savunma Bakanlığının bütçesinin yetersiz olduğunu söyledi.

Bugün savaş alanında kullanımı uygun olan Leopard 2 A4'lerden Türkiye'de sadece 340 tane olduğunu kaydeden Poyraz, "Mevcudu değerlendirme saiki ile eski model tankların modernizasyonu, gelişen savaş ve savunma teknolojisi hızının çok gerisinde kalmaktadır. Sınır ötesi operasyonunda kayıplar yaşamamız ve şehit vermemiz olasılığını arttırmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin çok büyük "göç dalgalarından" birine muhatap olduğunu söyleyen Poyraz, "Dünyada en fazla sığınmacı Türkiye'de, üstüne kaçak göçmenleri de eklediğimizde ülkenin gelecekteki demografik yapısının bozulacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Sınırlarımız kevgire dönmüş durumda, elini kolunu sallayan ülkemize girebiliyor." ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin, teğmenlerin YDK'ye sevkine ilişkin sürecin bazı kesimler tarafından kötü niyetle kullanıldığını belirterek, "Şimdi, biz, yeni yeni soruşturmanın 30 Ağustos'ta başladığını duyuyoruz. Bence bu konuda geç kalınmış bir açıklamadır. Eğer bu, vaktinde açıklansaydı Sayın Cumhurbaşkanı'nın demecine bağlanmaz ve ordunun kendi içerisindeki bir problem gibi görülebilirdi. Şimdi, gelinen noktada sayı itibarıyla ihraç istemiyle disiplin kuruluna verilen teğmenlerimizin sonu ve bu disiplin kurulu sürecinin sonucu çok önemlidir. Toplum ikiye bölünmüştür. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin morali açısından bu soruşturmanın sonucu son derece önemli ve kıymetlidir." diye konuştu.

Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mustafa Nedim Yamalı, KAAN'ın yapımına resmen başlandığını, eğer planlandığı gibi giderse Türk Hava Kuvvetlerindeki yerini almasının 2040'ları bulacağını belirtti. Bu sürenin çok uzun olduğuna işaret eden Yamalı, "Tabii, bunun daha erkene alınması için gerekenlerin yapılması ve bütçe anlamında da gereken desteğin verilmesi gerekiyor. Biz beşinci nesil uçağımızı yapmaya gayret ederken Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya altıncı nesil uçaklar için çalışmalara başlamış durumda. Bu açıdan milli muharip uçak KAAN'a daha fazla yatırım yapıp bir an önce bunun faaliyete geçmesini sağlamamız gerektiği gözüküyor." dedi.

- "Kaynağında yok etme stratejisinin kararlılıkla ve etkin sürdürülmesi kaçınılmaz"

MHP Konya Milletvekili Konur Alp Koçak, Türkiye'nin ateş çemberinin ortasında kaldığı ve "3. dünya savaşı"nın her geçen gün daha fazla konuşulduğunu anlatarak, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin güçlü, etkin ve caydırıcı olması Türkiye için bir tercih meselesi değil, bir mecburiyettir. İnsanlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden tüm terör unsurlarını kaynağında yok etme stratejisinin kararlılıkla ve etkin şekilde sürdürülmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Proje aşamasında olan önemli teknoloji hamlelerine daha fazla insan kaynağı ve finansman sağlanması suretiyle milli güvenlik için acil bir ihtiyaç olan katmanlı hava savunma sistemi, beşinci nesil savaş uçağı, orta ve uzun menzilli balistik füzeler gibi yüksek teknolojili katma değeri yüksek milli projelerin bir an önce tamamlanarak envantere girmesi gerektiğini de söyleyen Koçak, "Üretim kapasitesi, ciro ve ihracat rakamlarına bakıldığında İstanbul ve Ankara'nın yüzde 80 civarında bir pay aldığı görülmektedir. Bu durum, kritik savunma sanayisi tesislerinin dar bir alana sıkıştığına işaret etmektedir. Özellikle İstanbul'un deprem gibi afetlere maruz kalma ihtimali ve sınırlarımıza yakın bir konumda bulunması dikkate alındığında savunma sektörünün Anadolu'nun iç kesimlerine doğru kaydırılması hususu daha fazla önem kazanmaktadır. Savunma sanayisi tesislerinin farklı şehirlere taşınması, sektörün güvenliği ve sürdürülebilirliği için faydalı olabilecektir." görüşlerini dile getirdi.

- "Beka mücadelesini kararlılıkla sürdürecek"

AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Bakan Güler'e hitaben, Milli Savunma Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin her kuruşunun hayırlı ve bereketli olması temennisinde bulunarak, "İnşallah paranız hiç bitmez." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin yakın çevresinin terörle, radikalleşmeyle, yasa dışı göçle, insani krizlerle ve çevre sorunları gibi çok ciddi sınamalarla çevrili olduğunun altını çizen Kırkpınar, "Türkiye, etrafındaki ateş çemberinin içinde bölgesel barış ve istikrarı tesis için amansız bir şekilde bütün kurumlarıyla mücadele veriyor. Önümüzde çok hassas bir dönem var, böylesine hassas bir süreçte biz de Türkiye olarak tüm gelişmeleri yakından takip etmeye, proaktif davranarak savunma ve güvenlikle ilgili her türlü tedbiri almaya, bu yeni dönem şartlarına kendimizi hazırlamaya büyük bir gayret gösteriyoruz." diye konuştu.

Savunma ve güvenlikle ilgili hususların herkesin bekası açısından vazgeçilmez olduğunu ve günlük tartışmaların dışında tutulması gerektiğini söyleyen Kırkpınar, savunma sanayinde yerlileşmeye dikkati çekti. Güvenliğin olmadığı bir yerde özgürlüklerden, demokrasiden ve insan haklarından söz etmenin mümkün olmadığına işaret eden Kırkpınar, şunları kaydetti:

"Şartlar ne olursa olsun, kim ne söylerse söylesin Türkiye beka mücadelesini kararlılıkla sürdürecek, milli bütünlüğünü ve güvenliği de bu kapsamda sağlayacaktır. Çok şükür bu irade, kararlılık ve güç devletimizde ve milletimizde vardır. Soğuk Savaş sonrasında değişen güvenlik yaklaşımlarıyla birlikte Türkiye'nin güvenliğine yönelik tehdit ve riskler de farklılık göstermektedir. Ülkemiz küresel çatışma ve istikrarsızlıkların yoğun olarak yaşandığı bir noktadadır ve bölgesel alanda artan güvenlik riskleri ve tehditleriyle de karşı karşıyadır. Sınırlarımızdaki terör tehdidinin yanı sıra çatışma ve istikrarsızlık kaynaklı düzensiz göç riski, Doğu Akdeniz'de egemenlik haklarımızın ihlal girişimleri, çatışma potansiyeli taşıyan diğer bölgesel gelişmeler Türkiye'nin milli savunması, güvenliği için teyakkuz halinde olmasını özellikle gerekli kılmaktadır. Türkiye, dünyadaki çatışmaların, siyasi krizlerin, çekişmelerin ve gerilimlerin en yoğun yaşandığı coğrafyanın tam da merkezinde yer alıyor. Böylesine kritik bir jeopolitikte ancak her alanda güçlü olabilirsek ayakta kalırız."

{ "vars": { "account": "G-KW05LWMTBL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }