ANKARA (AA) - Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye'deki Fransız okullarına ilişkin, "'6 ay içerisinde bir uluslararası sözleşme imzalama noktasına gelmiş olacağız' dediler. Biz bunun takipçisi olacağız, fakat bu sözleşme imzalanıncaya kadar okula yeni öğrenci kaydına da müsaade etmeyeceğiz." dedi.

AAtölye'de Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Tekin, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Fransız okullarıyla ilgili yaşanan yasal statü tartışmalarla ilgili değerlendirmesi sorulan Bakan Tekin, Türkiye'de legal koşullara uyarak kurulmuş ve eğitim öğretim hayatlarını bu şekilde devam ettiren bütün okullara karşı hukukun gerektirdiği uygulamayı yürüttüklerini vurguladı.

Bu okullara çok yardımcı olduklarının altını çizen Tekin, şöyle devam etti:

"Bu okullar kimler? Bu okullar Lozan'daki tanımlamalara göre kurulmuş azınlık okullarımız mesela. Türkiye'deki Ermeni vatandaşlarımızın, Rum vatandaşlarımızın, Musevi vatandaşlarımızın, Süryanileri ekledik, onların okulu var, bu vatandaşlarımızın kurdukları okullara, TEOG sürecinde de, hem bu okulların ders kitabı dahil olmak üzere bütün ihtiyaçlarını giderdik hem bu okullardaki öğrencilerimizin LGS ve TEOG'daki din, kültürü ve ahlak bilgisi dersiyle ilgili sorularını bu okullardan aldık. Kendi dini inançlarına göre sorular sordular. Orada, dünyadaki bütün ülkelere demokratik açıdan örnek olabilecek bir uygulama içerisindeyiz. Bir kere bunun altını çizmemiz lazım."

Konunun ikinci bir boyutunun olduğuna işaret eden Tekin, "Lozan mektupları" olarak bilinen ve ilgili ülkelerle Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilgili makamları arasında yapılan yazışmalara göre kurulmuş yabancı okulların bulunduğunu aktardı.

Bu okulların da Lozan mektuplarına göre kurulduğu için yasal statülerinin olduğunu, sistemin içerisinde yer aldığını vurgulayan Tekin, "Bu okullarla ilgili hem denetim hem de denklikle ilgili süreçlerimizi yürütüyoruz. Orada da bir sorunumuz yok." diye konuştu.

Tekin, 1940'lı yıllardan itibaren bazı ülkelerin Türkiye'de Lozan mektuplarındaki okullar dışında da okullar açtıklarını belirterek, şunları anlattı:

"Hukuki olarak özel öğretim kurumu olarak bizim sistemimize dahil olmadıkları için bu okullara devam eden öğrenciler, zorunlu eğitim dışında kabul ediliyor. Biz görmüyoruz bu çocukları, bizim sistemimizde yok. Biz daha önce bu okullarla, Fransız okulları da bunun içerisinde, bunlarla yürüttüğümüz müzakerelerde, bize okullardaki Türk öğrencilerin isimlerini dahi vermediler. Öyle bir süreci yaşadık."

Süreçte bu okullardan "Eğer siz bizden bu okullara yasal statü kazandırmamızı istiyorsanız, biz de bunun karşılığında özellikle Fransa ve Almanya için geçerli, burada çok sayıda vatandaşımız yaşıyor, ikisinde toplam 5-6 milyonun üzerinde bir nüfusumuz var, buradaki vatandaşlarımızın çocuklarının Türkçe ve Türk kültürü eğitimlerinde bize yardımcı olun." şeklinde talepte bulunduklarını dile getiren Tekin, her yurt dışı seyahatlerinde bu ülkelerden şikayet aldıklarını aktardı.

"Bizim aslında mütekabiliyet gibi bir talebimiz yok burada normal koşullarda. Yani buradaki iki okula karşılık orada iki okul açmak değil." diyen Bakan Tekin, "Oradaki çocuklarımızın bu anlamdaki problemlerini gidermek istiyoruz. Sistemin içerisinde bu derslerin çocuklarımız tarafından rahatlıkla alınabileceği, Türkçe, Türk kültürü derslerinin alınabildiği bir ortam istiyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Fransızlarla yaptığımız görüşme gayet pozitif bir noktaya evrildi"

Bakan Tekin, Milli Eğitim Bakanlığında müsteşarlık görevi sırasında konuyu bu okullarla konuştuklarını ve o dönemde gündeme "iki ülke arasında problemi çözecek uluslararası bir sözleşme"nin geldiğini bildirdi.

Uluslararası sözleşmeyle kurulan bir okulun mevzuata göre yasal bir okul olacağını vurgulayan Tekin, "Dolayısıyla buralara giden öğrencilerimizin denklik dahil bir sorunu kalmamış olacak." dedi.

Tekin, müsteşarlık yaptığı tarihlerde bu okulların "Biz hemen başlıyoruz sürece" dediklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O tarihlerde bu görüşmeler bir noktaya geldi. Bakan olarak tekrar göreve geldiğimde aynı problemi tekrar gündeme getirdiğimizde bize şu söylendi: 'Hemen başlayalım, yarın yapalım.' Bu artık kaldırılabilecek bir şey değil, yani bu iyi niyetli değil. Buradan hareketle biz kendilerine resmi yazı yazdık, geçtiğimiz 2023 yılının sonlarında ve bu okulların legal bir statülerinin olmadığını, bu okullara Türk öğrenci kayıt yapmalarının mümkün olmadığını kendilerine ifade ettik.

Şu an geldiğimiz noktada, bu okullara yeni öğrenci kaydı kabul etmiyoruz. Ne zamana kadar? Uluslararası bir sözleşme yapıp bu okullara hukuki statü kazandırıncaya kadar ki onu kazandırdığımızda, bunun karşılığında yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının çocuklarıyla ilgili, onların eğitim öğretim süreçleriyle ilgili bizim de masaya koyduğumuz, sözleşmeye koymak istediğimiz taleplerimiz var. Bunlar karşılandığında, bu sözleşme imzalandığında bu okullar yasal statüye kavuşmuş olacaklar. Fransızlarla yaptığımız görüşme gayet pozitif bir noktaya evrildi."

Tekin, bu süreçte kendilerine destek olan Dışişleri Bakanlığı yetkililerine ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç'a teşekkür etti.

Bakan Tekin, "Nihayetinde Fransa ile geldiğimiz nokta; '6 ay içerisinde bir uluslararası sözleşme imzalama noktasına gelmiş olacağız' dediler. Tabii biz bunun takipçisi olacağız, fakat bu sözleşme imzalanıncaya kadar okula yeni öğrenci kaydına da müsaade etmeyeceğiz." açıklamasında bulundu.

Türk vatandaşlarının legal okullara devam etmek zorunda olduğunun altını çizen Tekin, "Türkiye Cumhuriyeti devletinin Milli Eğitim Bakanı olarak Türk çocuklarının bizim sistemimizdeki legal okullara devam etmesini istiyorum. Almanya ile de aynı süreç yürüyor. Başka örnekleri de var bunun. Pakistan okulu da vardı, Pakistan ile de sözleşme belli bir noktada yürüyor. Bu arada Suudi Arabistan'da Mekke ve Medine'deki okullarımız kapanmıştı. Suudi yetkililerle yaptığımız görüşmelerin neticesinde oradaki okullarımız da bu yıl itibarıyla eğitim öğretime başlamış olacaklar. Bu da güzel bir gelişme." ifadelerini kullandı.

- "Ailenin eğitim öğretim süreçlerindeki etkisi yüzde 50"

Bakan Tekin, eğitim öğretim süreçlerine hazırlık için 4 genelge yayımlandığını ve genelgelerin ortak 3 ana hedefinin olduğunu aktararak, hedefleri Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin uygulanması, mesleki ve teknik eğitim ile eğitim öğretim süreçlerinde velilerin de yer alması şeklinde sıraladı.

Öğretmenlere kamuoyunda çok yüklenildiğini ifade eden Tekin, şöyle konuştu:

"Çocuğunuzu okula yazdırıyorsunuz, anne baba iş yoğunluğu ve benzeri sebeplerle doğru dürüst çocuğuna anne babalık yapmıyor. Öğretmeninden çocuğuna hem anne olmasını istiyorsunuz hem babalık yapmasını istiyorsunuz hem belki kardeş, abla, ağabey... Şimdi bir öğretmene bu kadar fazla toplumsal rol yükleyip, bu kadar fazla toplumsal rolün gerektirdiği şeyleri öğretmenden beklemek bu anlamda çok doğru değil. Ben öğretmen arkadaşlarımızı bu anlamda bu kadar büyük sorumluluğu büyük bir özveriyle yürüttükleri için takdir ediyorum."

Akademik çalışmaların, eğitim öğretim süreçlerinde öğretmenin ve okulun rolünün yüzde 50 olduğunu gösterdiğini aktaran Tekin, geriye kalan yüzde 50'de ise ailelerin etkisinin bulunduğunu belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda soruları yanıtladı: (1) Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda soruları yanıtladı: (1)

Tekin, bu yıl ailelerin çocukların eğitiminde öğretmenlere destek olmasını istediklerine işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:

"Eğitim öğretim süreçlerine ailenin daha fazla katkı verdiği bir yıl olsun istiyoruz. Çocuklarımızın okuma alışkanlığını kazanmak istiyorsak evde beraber çocuklarımızla okuma saatleri yapalım. Çocuklarımızın dijital bağımlılığıyla mücadele etmesini istiyorsak hep beraber mücadele edelim. Obeziteyle mücadele etmesini istiyorsak çocuklarımızla en azından günde belli oranda fiziki aktiviteyi beraber yapabileceğimiz ortamlarımız olsun istiyoruz. O yüzden de biz bu yıl, okul-öğretmen-aile ilişkisini daha güçlendirecek adımlar atalım istedik."

- "Velilerle birlikte hareket etmiş olacağız"

Bakan Yusuf Tekin, okul ile aile işbirliğini güçlendirmek amacıyla oluşturulan "Velivizyon" platformuna ilişkin de açıklamalarda bulundu.

Platformda velilerle mini diziler, belli akademik çalışmalar ve uygulamaların paylaşılacağını dile getiren Tekin, "Okul yöneticilerimizden istediğimiz şey, eğitim öğretim başladıktan hemen sonra yapılacak ilk veli toplantısında oluşturduğumuz bilimsel verileri de velilerle paylaşarak, 'Buyurun gelin birlikte çocuklarımızın eğitim öğretim sürecinde sorumluluklarımızı yerine getirelim' diye bir davette bulunacağız." şeklinde konuştu.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile beraber bu yıl ilk defa okula başlayan çocuklara ve velilere yönelik ortak bir etkinlik planlaması yaptıklarını hatırlatan Tekin, şunları kaydetti:

"2024-2025 eğitim öğretim yılında üzerinde odaklanacağımız önemli başlıklardan bir tanesi bu ilişkinin sağlıklı kurulması. Eğer sağlıklı kurabilirsek herkes üstüne düşen sorumlulukları yerine getirirse hem öğretmen arkadaşlarımızın sorumlulukları azalacağı için asıl yüklenmesi gereken toplumsal rolü daha sağlıklı yapabilecek zamanları olacak hem de aile, ebeveyn, toplumda kendi üstüne düşen sorumlulukların farkında olarak hareket etmiş olacak. Neticesinde de bu çocuklarımızın akademik başarılarının uluslararası akademik çalışmalarda da verilen yüzde 50'nin üzerinde bir çıtayı yakalamak için velilerle birlikte hareket etmiş olacağız."

(Sürecek)

Kaynak: aa