Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre 96 bin, sendikaların verilerine göre ise çok daha fazla öğretmen ihtiyacı var. Bu devasa açığa karşın tüm kadrolara atama yapılsa bile, yapılacak olan maksimum öğretmen ataması yine de atama bekleyen öğretmenlerin derdine derman olamayacak, 500 bine yaklaşan öğretmenlerin yüzde 80'inin atama beklemeye devam etmesinin önüne geçemeyecek.rnArtık her yıl yapılan ve geleneksel hale gelen Ağustos ataması beklentisi hayal kırıklığı ile sonuçlanan öğretmen adayları, Ekim ataması ile bir nebze olsun rahatlarken, beklentilerin çok altında olan sayılar ile Kasım atamasına ümit bağladılar. 24 Kasım'da müjde bekleyen öğretmenler, Hükumetten ve MEB'den ses çıkmayınca yine ümidi geleneklere havale ederek Şubat ayında her yıl yapılan atamalara bel bağladılar.rnAncak 500 bin atama bekleyen öğretmen çok mutsuz. Aylardır atama olacak mı, olmayacak mı, 30 bin mi, 60 bin mi soruları ve rakamları arasında mekik dokumaktan bunalan ve artık psikolojileri iyiden iyiye yıpranan öğretmenler bir taraftan da hükumet üzerinde baskı kurarak öğretmen alımları konusunda hükumeti zorlamaya çalışıyor. Sosyal medyada gruplar kurarak sürekli etkinlikler düzenleyen öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığı'nın başlardaki atama yapılmaması ile ilgili açıklamaları ve katı tutumunda yumuşamalara neden oldu. Zaman zaman hükumet ve muhalefet kanadından öğretmen atamalarının yapılabileceği konusunda açıklamalar gelmeye başladı. Bu açıklamalar sosyal medya üzerinden yapılan baskıların bir neticesi olarak kabul edilebilir. Gerçek şu ki tüm bu etkinlikler hükumet üzerinde tam ve etkili bir sonuç çıkartamamıştır. Atama bekleyen öğretmenler çok zeki hamleler yapmış ancak ülkenin yoğun gündeminin önüne geçmeyi başaramamış olacak ki, Bakan Yılmaz'dan bu güne kadar ''atama yapacağız, ya da şu kadar alım yapacağız'' şeklinde bir açıklamahı henüz alamadılar. rn96 bin açık ve 500 bine yakın atama bekleyen öğretmen gerçeği ortada iken ülkemizin bu genç yetenekleri, genç beyinleri ve geleceğimizin mimarı olacak öğretmenlerimize birkaç önerim olacak;rnÖncelikle şunu iyice kavramalısınız. TBMM'de ve MEB'de sizi gerçekten anlayabilecek, neler hissettiğinizi tahmin edebilecek, nasıl süreçlerden geçtiğinizi tahayyül edebilecek yetkili kişi sayısı çok az. Şöyle bir düşünün. En fazla öğretmen atamaları ile ilgilenen ve meclis gündemine getiren milletvekillerini gözönüne getirin. Milli Eğitim Bakanından en üst düzey bürokratlara kadar bir bakın. Öğretmen kökenli olanların sayısının bir elin parmaklarını geçemeyeceğini göreceksiniz. Tabii ki bu yetkililer de imkanlar dahilinde en fazla atama yapmak isteyeceklerdir ama atanamayan öğretmenin halinden ancak öğretmenin anlayacağı da bir gerçektir. Tüm gayretlere rağmen bu güne kadar net bir açıklama yapılmadığına göre demek ki bu bir aciliyet olarak algılanmamaktadır. Atama bekleyen öğretmenlere üç önerim olacak. 1- Sosyal medyayı etkin kullanıyorsunuz. Buna devam edin. Sürekli haber sitelerinde gündem olmaya çalışın. Ne kadar gündemde olursanız hükumet ve toplum üzerinden o kadar etkili olup öğretmen atamalarının zaruri olduğuna ikna edersiniz. Şunu unutmayın. haber siteleri en fazla tık alan konularda haber yaparlar. Bu haberleri ön plana çıkartırlar. 2- Sadece sosyal medya kullanmak yeterli olmayacatır. Mutlaka siyasilerle, sivil toplum örgütleri ile, özellikle sendikalar ile iletişime geçin. Sendikaları ikna edin. Hükumete etki yapmaları için taleplerinizi artırın. rnBuraya kadar ki önerilerimin büyük kısmını şu an yapıyorsunuz. Bu aşamada eksik bırakılan bir husus var. Bu da halkın, vatandaşların, seçmenin ikna edilmesi. Halkımızın büyük bir kısmının sosyal medya, internet kullanmadığı göz önüne alınırsa, bu kitleye ulaşmanın iki yolu kalıyor. Televizyonlarda haber -ki bu da çok izlenmeyebilir- ve direkt olarak halka durumu anlatmak. Bu nasıl olacak? 500 bin kişi düşünelim. Çok büyük bir güç. Atama bekleyen bu kadar öğretmen kendi çevresinden başlayarak öğretmen atamalarını siyasiler nezdinde gündeme getirip, öğretmen atamalarının önemini hükumete halk aracılığı ile aktarırsa eminim ki hükumet de bu taleplere kayıtsız kalamayacak ve atamaları yapacaktır. Mesela Ayşe öğretmen, Ahmet öğretmen zaman zaman babası, amcası, dayısı, halası , komşusu ile siyasi partilere gidip atamaları ve taleplerini gündeme getirebilir.rnBiz 60 bin atama bekliyoruz. Gönlümüzden geçen rakam bu. Ancak hükumetin alacağı kararı atama bekleyen öğretmenlerin çabaları ve ikna kabiliyetleri belirleyecek. 3- 60 bin atama ve hatta bakanlığın açıkladığı öğretmen ihtiyacının tamamı olan 96 bin atama yapılsa bile 400 bin öğretmen atama beklemeye devam edecek. Bu durum toplumsal bir yara ve acı bir gerçektir. Üstelik bu rakamlar her yıl artarak devam edecektir. rnÖnerim ise atama bekleyen öğretmenlerin kendilerini başka alanlarda da geliştirmeleridir. Atanamamak ancak bu durumda kabus olmaktan çıkartılabilir. Çünkü; Eğitim Fakültelerinde öğretmen olmak üzerine eğitim veriliyor. Bu nedenle öğretmenler diğer fakülte mezunlarına göre dezavantajlı olarak hayata başlıyor. Öğretmenin elinden öğretmenlikten başka bir iş gelmiyor. Bu durumda da ataması yapılmayan öğretmenler büyük sıkıntılar yaşıyor. İş bulmakta zorlanıyor. İş bulsalar bile çok düşük rakamlarla çalışmak zorunda kalıyor.rnBu sebepler hem öğretmen atamalarını zorunlu hale getiriyor hem de öğretmenleri ikinci bir meslek edinmeye zorluyor. rnÖnerim tüm öğretmenlerin asli mesleklerinin yanında yeni meslekler de edinmesi ve öğretmen atamalarına bağımlı kalmamalarıdır. rnŞubat'ta en az 60 bin atama yapılması dileği ile.....