Geçtiğimiz aylarda yapılan düzenlemeyle Yargıtay ve Danıştay üyeleri için ek gösterge rakamı arttırmış ve maaşlara dolaylı yoldan zam yapılmıştı. Yargıtay ve Danıştay üyelerinin, ek tazminat miktarlarında dikkate alınan gösterge rakamının 15.000'den 40.000'e yükseltilmesini içeren kanun hükmünün iptaline dair karar Resmi Gazetede yayımlandı. İptal gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:
"İtiraz konusu kuralla ek tazminat miktarlarında dikkate alınacak gösterge rakamı, Yargıtay ve Danıştay üyeleri için (15.000)'den (40.000)'e yükseltilirken bu artıştan birinci sınıf hakim ve savcıların yararlandırılmamasının farklı muamele teşkil ettiği açıktır"
Anayasa Mahkemesi AYN'nin 11/10/2023 tarihli ve E: 2023/104, K: 2023/177 sayılı kararı ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 106 ncı maddesinin ek tazminat ödemesiyle ilgili altıncı fıkrasının birinci cümlesi iptal edildi. İptal kararı 30 Ocak 2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlandı
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 106 ncı maddesinin altıncı fıkrasının birinci cümlesinde;
"Yargıtay Birinci Başkanı, Danıştay Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı, Yargıtay Birinci başkanvekilleri, Danıştay başkanvekilleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay ve Danıştay daire başkanları, Yargıtay ve Danıştay üyelerine (40.000); Adalet Bakanlığı Müsteşarı, birinci sınıf hakim ve savcılar, birinci sınıfa ayrılmış hakim ve savcılar ve diğer hakim ve savcılara (15.000) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenir." hükmü yer almakta olup 30 Ocak 2024 tarihli ve 32445 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 11/10/2023 tarihli ve E: 2023/104, K: 2023/177 sayılı kararı ile söz konusu hüküm Anayasanın 2., 10. ve 35. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Kararın gerekçesinde şu ifadeler yer aldı;
".İtiraz konusu kuralla ek tazminat miktarlarında dikkate alınacak gösterge rakamı, Yargıtay ve Danıştay üyeleri için (15.000)'den (40.000)'e yükseltilirken bu artıştan birinci sınıf hakim ve savcıların yararlandırılmamasının farklı muamele teşkil ettiği açıktır.
İtiraz konusu kuralın gerekçesinde Yargıtay Birinci Başkanı, Danıştay Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı, Yargıtay Birinci başkanvekilleri, Danıştay başkanvekilleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay ve Danıştay daire başkanları, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin ek tazminat oranının (25.000) puan artırılarak Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyeleri ile eşit duruma getirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
Yer aldıkları yargı kolundaki ilk derece ve istinaf mahkemelerinde görev yapan hakimler ve savcılar ile Anayasa'da güvence altına alınan "hakimlik teminatı" bakımından farklılıkları bulunmayan Yargıtay ve Danıştay üyelerinin özlük haklarına ilişkin düzenleme yapılırken yalnızca görev ve yetkileri, yapısı ve niteliği Anayasa'da özel olarak düzenlenen ve onlardan farklı durumda bulunan Anayasa Mahkemesi üyelerinin özlük hakları ile eşit duruma getirilmesi amacıyla, birinci sınıf hakim ve savcılardan belirgin şekilde ayrışmaları sonucunu doğuracak bir düzenleme yapılmasının anayasal açıdan nesnel, makul ve zorunlu bir nedene dayandığı söylenemez.
Bununla birlikte yasama yetkisinin genelliği ilkesi uyarınca kanun koyucunun Anayasa'ya aykırı olmamak şartıyla yapacağı düzenlemenin içeriğini belirleme konusunda takdir yetkisine sahip olduğu da kuşkusuzdur. Dolayısıyla itiraz konusu kural kapsamında ek tazminat miktarlarında düzenleme yapılması da kanun koyucunun takdir yetkisi içindedir. Bu bağlamda kanun koyucu hakim ve savcıların mali hakları ile ilgili düzenlemeler yaparken önceki kanuni düzenlemelerde olduğu gibi aynı ek tazminat rakamını öngörebileceği gibi anayasal görev ve yetkilerini gözetmek suretiyle Yargıtay ve Danıştay üyeleri için diğer birinci sınıf hakim ve savcılardan farklı bir rakam da öngörebilir.
Bu durum, adli ve idari yargı sisteminde yer alan mahkemeler arasında yargı hizmetinin yerine getirilmesinde huzursuzluk ve kırgınlığa neden olacak, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin birinci sınıf hakim ve savcılardan tamamen farklı bir statüde olması sonucunu doğuracak niteliktedir. Bir başka deyişle, itiraz konusu kuralla öngörülen ek tazminat farklılığı, Yargıtay ve Danıştay üyeliği kadrolarının sınırlı ve belirli sayıda olduğu da dikkate alındığında, Anayasa'da güvence altına alınan "hakimlik teminatı" bakımından farklılıkları bulunmayan birinci sınıf hakim ve savcılar ile Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasında çalışma barışını bozacak düzeyde olup söz konusu farklılığın makul ve orantılı olduğu söylenemez." denilmektedir.
Söz konusu gerekçeler kapsamında; 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 29/6/2006 tarihli ve 5536 sayılı Kanun'un 3. maddesiyle başlığı ile birlikte değiştirilen 106. maddesine 2/12/2014 tarihli ve 6572 sayılı Kanun'un 29. maddesiyle eklenen altıncı fıkranın 30/3/2023 tarihli ve 7447 sayılı Kanun'un 3. maddesiyle değiştirilen birinci cümlesinin; Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Yusuf Şevki HAKYEMEZ ile İrfan FİDAN'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, KARARIN RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK ALTI AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE, karar verilmiştir.
Böylece 6 ay içerisinde yapılacak bunun yeni kanuni düzenleme ile hakim ve savcıların maaşlarında 19.000 TL'ye kadar artış yapılması söz konusu olacaktır.