14229,41%0,33
42,80% 0,17
50,14% -0,07
5972,47% 0,30
9632,85% 0,24
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Türkiye'deki üniversite eğitimini tepeden tırnağa değiştirecek bir reform paketini kamuoyuna sundu. YÖK Başkanı Erol Özvar’ın açıklamalarıyla netleşen yeni modele göre; artık üniversite mezunu olmak için 4 yıl beklemek gerekmeyebilir! "3 yılda mezuniyet" formülü üzerinde çalışan YÖK, akademik takvimi 3 sömestire bölerek öğrencilere zaman kazandırmayı hedefliyor. Ancak değişim bununla sınırlı değil; piyasa karşılığı kalmayan 175 program sistemden silinirken, vakıf üniversitelerine de kontenjan kısıtlaması geliyor. Staj sürelerinin uzatılması ve milyonların beklediği öğrenci affına dair Meclis koridorlarından gelen son bilgiler haberimizde. Peki, hangi popüler bölümlerde kontenjanlar düşecek? İşte dijital çağa uygun yeni üniversite düzeninin tüm ayrıntıları...
Yükseköğretimde Yeni Sayfa: Kontenjan, Süre ve Programlar Baştan Yazılıyor
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, üniversite adaylarını ve halen eğitimine devam eden öğrencileri yakından ilgilendiren kapsamlı bir dönüşüm paketini kamuoyuyla paylaştı. Yapılan açıklamalar, yükseköğretimde kontenjan politikasından mezuniyet süresine, program yapısından staj uygulamalarına kadar pek çok alanda köklü değişikliklerin kapıda olduğunu ortaya koydu.
Özvar, geçtiğimiz yıl devlet üniversitelerinde başlatılan kontenjan azaltma uygulamasının 2026 itibarıyla vakıf üniversitelerini de kapsayacak şekilde genişletileceğini duyurdu. Bu adımın temel gerekçesi olarak ise istihdamla bağı zayıflayan bölümler ve mezun fazlalığı gösterildi.
YÖK tarafından yapılan analizler sonucunda, iş gücü piyasasında karşılığı azalan veya işlevini yitirdiği değerlendirilen 175 program türü tamamen sistem dışına çıkarıldı. Bununla birlikte, öğrenci talebinin düştüğü ya da mezun sayısının yeterli görüldüğü 443 programda kontenjanlar ciddi oranda azaltıldı.
Bu düzenlemelerin, üniversite mezunu işsizliğini azaltmayı ve yükseköğretimi daha nitelikli hale getirmeyi amaçladığı vurgulandı.
YÖK Başkanı Özvar, eğitim düzeyi yükseldikçe istihdama katılım oranlarının da arttığına dikkat çekti. Türkiye genelinde istihdama katılım oranı yüzde 54,4 seviyesindeyken, bu oran yükseköğretim mezunlarında yüzde 77’ye ulaşıyor.
Özvar’a göre üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranlarının görece düşük olması, sistemin doğru alanlara yönlendirilmesi halinde daha da aşağı çekilebilecek bir tablo sunuyor. Bu nedenle yeni dönemde yükseköğretimin temel referansı “istihdam uyumu” olacak.
Yeni dönemde özellikle bilişim, yapay zekâ, sağlık teknolojileri ve tarımda dijital dönüşüm odaklı programlar ön plana çıkarılacak. Buna karşılık, öğrenci ilgisinin zayıfladığı bölümlerde kontenjan daraltma ve kapatma uygulamaları sürecek.
Diş hekimliği, eczacılık, eğitim fakülteleri, hukuk, psikoloji ve mimarlık gibi yüksek talep gören bölümlerde ise kontenjan–istihdam dengesi yeniden kurulacak.
Açıklamaların en dikkat çeken başlıklarından biri de eğitim süresine ilişkin oldu. YÖK, bir yıl içinde üç sömestir uygulamasını hayata geçirmeye hazırlanıyor. Bu modelle birlikte:
4 yıllık lisans programları 3 yılda tamamlanabilecek
Mezuniyet için 240 AKTS şartı korunacak
Ön lisans programlarında 120 AKTS uygulanacak
Bu uygulama, Türkiye’de ilk kez hayata geçirilecek ve öğrencilerin iş hayatına daha erken katılmasını hedefleyecek.
YÖK, iş dünyasından gelen talepler doğrultusunda staj sürelerinin en az bir dönem olacak şekilde uzatılması için çalışma başlattı. Böylece öğrencilerin mezun olmadan önce daha fazla saha deneyimi kazanması amaçlanıyor.
Öte yandan uzun süredir gündemde olan öğrenci affi konusunun da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde değerlendirme aşamasında olduğu, sistem dışına çıkan öğrencilerle ilgili analizlerin Meclis’e sunulacağı bildirildi.
YÖK’ün attığı bu adımlar, uzun süredir eleştirilen “her ile üniversite, her bölüme kontenjan” anlayışının fiilen sona erdiğini gösteriyor. Kulislerde konuşulanlara göre, özellikle vakıf üniversiteleri için kontenjan daraltma süreci sancılı olacak. Ancak YÖK, bu bedelin uzun vadede hem öğrenciler hem de iş gücü piyasası için kaçınılmaz olduğu görüşünde.
En çok öne çıkan branşlar ise dijital teknoloji, veri analitiği ve sağlık temelli programlar olarak dikkat çekiyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.