10358,46%0,26
40,15% 0,22
47,03% 0,08
4336,36% 1,24
6897,23% 0,94
Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen LGS 2025'in yeni nesil soru formatıyla öğrencileri zorlamasının ardından, bu hafta sonu yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 2025'e dair beklentiler farklılaşıyor. Merkezi sistem sınavlarını yıllardır inceleyen uzmanlar, YKS sorularının geçen yıla kıyasla daha kolay olabileceğini belirtiyor. Ayrıca, sınav stratejileri ve düşen aday sayısının üniversiteye yerleşme şansına etkileri de değerlendiriliyor.
Eğitim uzmanları, 2025 YKS sorularında büyük bir yapısal değişiklik beklenmediğini ifade ediyor. Ancak, sınava başvuran aday sayısındaki belirgin düşüş ve önceki yıllardaki zorluk-kolaylık döngüsü, bu yılki sınavın 2024 YKS'ye göre nispeten daha kolay sorular içerebileceği sinyalini veriyor. Özellikle matematikte bu yıl soruların daha kolay olma olasılığının yüksek olduğu belirtiliyor.
Bazı derslerde zorluk derecesinin yıldan yıla farklılık gösterebildiği, bir yıl kolay olan bir testin sonraki yıl zorlaşabileceği veya tam tersinin yaşanabileceği vurgulanıyor. Bu döngünün hangi testleri etkileyeceği henüz net olmasa da, genel eğilimin kolaylık yönünde olduğu görüşü hakim.
Sınav barajının kaldırılmasının başvuru sayısına olan etkisinin bu yıl sona ermesi ve buna rağmen aday sayısının artmaması dikkat çekici bir durum olarak öne çıkıyor. 2024 YKS'ye göre TYT'ye başvuran aday sayısının 560 binden fazla, AYT'ye başvuran aday sayısının ise yaklaşık 300 bin kişi düştüğü belirtiliyor. Toplam YKS başvurularının bu yıl %15 azaldığı ve 2.5 milyonda kaldığı ifade ediliyor.
Bu durum, 2025 YKS havuzunda geçen yıla göre daha az aday olması anlamına geliyor. Uzmanlar, bunun sınava giren adayların üniversiteye yerleşme şansını artıracağını belirtiyor. Geçtiğimiz yıl birçok fakültede kontenjanların dolmaması ve boşlukların oluşması göz önüne alındığında, benzer bir durumun bu yıl da yaşanması ve daha düşük puanlarla üniversiteye yerleşme şansının artması bekleniyor. Hatta, bir testten puanı hesaplanacak kadar net yapan ancak diğer testlerle birlikte toplamda eksi nete düşen 200'ün üzerinde adayın bile ön lisans ve hatta lisans programlarına yerleşme şansı yakalayabileceği öngörülüyor. Son üç yılda sıfır ya da eksi netle üniversitelere yerleşen aday sayısının 500'e yakın olması, bu öngörüyü destekliyor.
Yüksek puanlı bölümler olan Tıp ve Diş Hekimliği için rekabetin bu yıl da iddialı geçmesi bekleniyor. Mühendislik ve Mimarlık gibi bölümlerde ise rekabetin köklü üniversitelerde yoğunlaşacağı, taşra üniversiteleri ve çoğu vakıf üniversitelerinde ücretli veya kısmi burslu programlarda ciddi boşluk sorunları yaşanabileceği belirtiliyor.
Hukuk fakültelerinin bu yıl ilk kez 100 bin sıralama barajıyla öğrenci alacak olması, özellikle vakıf üniversitelerinin doluluk sorunu yaşayacağı tahminlerini beraberinde getiriyor.
Öğretmenlik programları için ise uzmanlar "kaos yılı" olabileceği uyarısında bulunuyor. Özellikle sayısal öğretmenlik programlarının bu durumdan etkileneceği belirtiliyor. Atama sayılarındaki düşüş, havuzda biriken öğretmen aday sayısındaki artış ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın MEB Akademi üzerinden yeni atama sistemi beklentileri, öğretmenliklere olan ilgiyi büyük ölçüde azaltacak faktörler olarak sıralanıyor. Formasyon şartının kaldırılması da, öğretmenlik isteyen adayların sınav barajı olan eğitim fakülteleri yerine barajsız fen-edebiyat fakültelerini tercih etmelerine yol açabileceği öngörülüyor.
Sınav öncesinde ve sınav esnasında uygulanacak stratejiler büyük önem taşıyor. İşte uzmanların adaylara yönelik önerileri:
Uzmanlar, soru çözerken dikkat edilmesi gereken bazı ipuçlarını da paylaşıyor:
Tüm adaylara bu zorlu maratonda başarılar dileriz!