9520,22%-1,71
39,38% 0,14
45,65% 0,00
4285,88% 0,05
6870,40% 0,00
Kullanılmayan yıllık izin ücretlerinin tahsilinde hangi zaman aşımı süresinin geçerli olduğu yönündeki belirsizlik, Yargıtay'ın tarihi içtihat değişikliğiyle sona erdi. Daha önce 10 yıl olarak uygulanan zaman aşımı süresi, artık geriye dönük olarak da 5 yıl şeklinde uygulanacak. Bu kritik karar, hem çalışanların alacak haklarını hem de işverenlerin mali yükümlülüklerini doğrudan etkiliyor. İşte Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin emsal niteliğindeki yeni kararı ve tüm detaylar...
Yargıtay'dan Yıllık İzin Ücreti İçin Zaman Aşımında Devrim Niteliğinde Karar!
Kullanılmayan yıllık izinlerin ücret karşılığı alınmasında hangi zaman aşımı süresinin geçerli olduğu yönündeki tartışma, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin aldığı emsal niteliğindeki kararla nihayet açıklığa kavuştu. Daha önce bazı durumlarda 10 yıl olarak uygulanan zaman aşımı süresi, artık geriye dönük olarak da 5 yıl şeklinde uygulanacak. Bu önemli içtihat değişikliği, hem çalışanların geçmişe dönük alacak haklarını hem de işverenlerin mali sorumluluklarını doğrudan etkileyecek.
Habertürk yazarı Ahmet Kıvanç'ın aktardığı bilgilere göre, Yargıtay daha önce 2012 ile 2017 yılları arasında sona eren iş sözleşmeleri için 10 yıllık zaman aşımı süresi uygulanmasına hükmediyordu. Ancak 2020 yılında iş davalarına bakan dairelerin birleştirilmesinden sonra bu içtihat yeniden değerlendirildi. Yeni karara göre, bu döneme ait kullanılmayan yıllık izin ücretlerinin tahsilinde de 5 yıllık zaman aşımı süresi geçerli olacak. Böylece, geçmiş yıllarda sona ermiş sözleşmelere ilişkin hak arama süresi ciddi bir şekilde kısalmış oldu.
Zaman aşımı sürelerindeki bu değişim, farklı kanunların yürürlüğe giriş tarihlerine dayanıyor:
Bu kanunda yer alan geçici maddeye göre, 25 Ekim 2017'den önce başlamış zaman aşımı süreleri eski düzenlemeye göre işlemeye devam edecekti. Ancak süresi henüz dolmamış alacaklar için, kalan sürenin 5 yılı aşması halinde yeni (5 yıllık) düzenleme esas alınacaktı. Yargıtay'ın son içtihadı, bu kanuni değişikliklere yeni bir yorum getirerek geçmişe dönük olarak da 5 yıl kuralının uygulanmasının önünü açtı.
İş Kanunu'na göre, çalışanların kullanmadıkları yıllık izinlerin ücretini talep edebilmeleri için tek şart, iş sözleşmesinin sona ermesidir. Söz konusu ücret, işçinin işten ayrıldığı tarihteki brüt maaşı üzerinden hesaplanıyor. Zamanaşımı süresi de bu tarih itibarıyla işlemeye başlıyor.
Önemli bir diğer nokta ise işçinin işten ayrılma nedeninin bu konuda fark yaratmaması. İster işveren tarafından haklı nedenle işten çıkarılmış olsun, isterse çalışan kendi isteğiyle (istifa ederek) ayrılmış olsun, kullanılmayan yıllık izinlerin ücretinin ödenmesi işverenin yasal yükümlülüğüdür.
Yargıtay'ın bu kararı, özellikle uzun süreli çalışanlar ve geçmişte iş sözleşmesi sona ermiş kişiler için ciddi sonuçlar doğuracak nitelikte. Hak arama süresinin kısalması, geçmiş yıllara ait izinlerin ücretine ilişkin başvurularda zaman kaybı yaşanması durumunda hak kaybına neden olabilecek. Bu nedenle, olası bir hak kaybı yaşamamak adına iş sözleşmesi sona eren çalışanların hızlı hareket etmeleri büyük önem taşıyor.
Aynı zamanda işverenler de bu karar doğrultusunda mali yükümlülüklerini gözden geçirmek zorunda kalacaklar. Ahmet Kıvanç, yazısında çalışanların hak kaybı yaşamamak için zaman aşımı süresini dikkatle takip etmeleri gerektiğini bir kez daha vurguladı. Yargıtay'ın bu içtihat değişikliği, emsal niteliği taşıdığı için benzer davalarda mahkemelerin kararlarında da belirleyici olacak ve iş hukuku uygulamalarında yeni bir dönemi başlatacak.
Sizce Yargıtay'ın bu içtihat değişikliği, işçi-işveren ilişkilerinde hangi temel dinamikleri değiştirecek? Hak kaybı yaşamamak adına çalışanlara ve işverenlere neler tavsiye edersiniz? Yorumlarda görüşlerinizi paylaşın!